9 Temmuz 2017 Pazar

Rol model: Atatürk?!

Rol model: Atatürk?!

“Biz Türk’üz, tam manasıyla Türk’üz! İşte o kadar! Asya için ve Avrupa için bizim konumumuz aynıdır. Dostlara sahip bulunmak, tam bağımsızlığımızı korumak, her şeyi Türk cephesinden değerlendirmek! Bu gerçekçi görüştür. Osmanlı İmparatorluğu’nu mahveden ideolojiye tepkidir.”
Mustafa Kemal
“Duygularından arınmış, sakin, serinkanlı, kayıtsız savaşçı kazanır, hırslı talih avcısı değil!”
Sun Tzu
“21 Yüzyılın cahilleri, okuma yazma bilmeyenler değil, yanlış öğrendiklerini unutamayan, yeniden öğrenmeye, değişime ve dönüşüme açık olmayanlar olacaktır.”
Alvin Toffler
...
DURUM
Mümin Sekman’ın “HER ŞEY SENİNLE BAŞLAR / KİŞİSEL KURTULUŞ SAVAŞINIZI BAŞLATIN” başlıklı kitabında, çarpıcı bir analiz var.
Kitabın “Hayatı Çaresizliklerle Dolu Bir Adamın Öyküsüdür!” başlıklı bölümünden aynen yansıtıyorum:
7 yaşındayken babasını kaybetti ve yetim kaldı. Yalnız ve içine kapanık biri olarak yaşamaya, oradan oraya sürüklenmeye başladı.
8 yaşında okuldan alındı ve köyde yaşadı. Zamanını tarlalarda kargaları kovalamakla geçirdi.
10 yaşında yüzü kanlar içinde kalacak şekilde, yeni okulundaki hocasından dayak yedi. Ailesi onu okuldan aldı. Sinirden ve korkudan üç gün evinden çıkamadı.
17 yaşında hayalindeki okulun istediği bölümü için gerekli not ortalamasını tutturamadı.
24 yaşında tutuklandı, günlerce sorguya çekildi ve 2 ay tek başına bir hücrede hapis yattı.
25 yaşında sürgüne gönderildi.
27 yaşında kendisinden bir yaş büyük meslektaşı, kendisinin de üyesi bulunduğu derneğin çalışmaları ile kahraman ilan edilirken, kendisi hiç önemsenmiyordu. Doğduğu şehrin merkezinde rakibi törenlerle karşılanırken, o kalabalık arasında yalnız başına olanları izliyordu.
30 yaşında kendisi başka şehirleri düşman elinden kurtarmaya çalışırken, doğduğu şehir düşmanların eline geçti.
30 yaşında amiri, onu kendisinden uzaklaştırmak için başka göreve atanmasını sağladı. Yeni görevinde fiilen işsiz bırakıldı. Aylarca boş kaldı.
37 yaşında böbrek hastalığından Viyana’da 2 ay hasta ve yalnız halde yattı.
37 yaşında komutan olarak yeni atandığı ordu dağıtıldı.
38 yaşında Savunma Bakanı tarafından görevinden atıldı.
38 yaşında bir toplantıda giyebileceği bir tek sivil elbisesi bile yoktu ve başkasından bir redingot ödünç aldı. Ayrıca cebinde sadece 80 lirası vardı.
38 yaşında kendisi için tutuklama kararı çıkarıldı.
38 yaşında en yakın beş arkadaşından üçü, onun Kongre temsil heyetine üye olmaması için oy kullandı.
39 yaşında idam cezasına çarptırıldı
Sonra ne mi oldu?
42 yaşında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı oldu!
Okuduğunuz öykü efsanevi lider Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.
Şimdi düşünün, sizin başarılı olmanızı engelleyen ama Atatürk’ün karşısına çıkmamış bir engel var mı?
Başarınızın önündeki engel ne?
Paranız mı yok?
Atatürk’ün de yoktu!
Sağlığınız mı bozuk?
Atatürk’ün de bozuktu!
Çevrenizde sizi çekemeyenler mi var?
Atatürk’ün de vardı!
Bazı yakın arkadaşlarınız sizi arkadan mı vurdu?
Atatürk’ü de vurdular!
Aileniz çok zengin değil miydi?
Atatürk’ünki de değildi!
Amirleriniz hakkınızı mı yiyor?
Atatürk’ünkini de yemişlerdi!
Sizden daha beceriksiz ama hırslı insanlar, sizden daha hızlı yükselip size amirlik mi yapıyor? Atatürk’ün de başına gelmişti!
Geçmişte bazı denemelerinizde başarısız mı oldunuz?
Atatürk de olmuştu!
Hakkınızda idam fermanı çıktığı için mi başarılı olamıyorsunuz?
Atatürk’ün de başına gelmişti!
Gündelik hayatta karşılaştığımız küçük ya da büyük kişisel sorunlar büyük başarıların önünde engel değildir.
Atatürk kişisel kurtuluş savaşı ile ülkeyi kurtarma savaşını birlikte götürebilmişti.
Ona, “Para yok” dediler, “Bulunur” dedi, “Düşman çok” dediler, “Yenilir” dedi.
Ve sonunda tüm dedikleri oldu!
...
DURUM ANALİZ
"Kişisel gelişim" Gazi'ninki gibi ise güzel bir şey.
Neticede geçmişi olmayan fani yükseldikçe, millete, koca bir ulus'a, dünya'ya faydalı bir iş çıkartmış oluyor.
Kişisel gelişim, ABD'yi, Avrupa'yı batıran egosit haz'cı, kendine süslüman bir başarı öyküsü ise Batı Roma bu sebep'ten batık değil mi?!
"Gemisini kurtaran kaptan!"
Ne var ki, çöken ABD'de bu sebep'ten "çok zengin" olduğu halde, baş'a Trump gelmedi mi?!
Çünkü, ABD gemisinin dibi delik, su almaya devam ediyor.
Avrupa, uzun zamandır batık, Almanya hariç.
İstihbarat savaşlarında kandırmak, aldatmak esastır.
En iyi okullardan mezun genç'lerin, post modern zamanlardaki rol model'leri kimlerdi?!
Onların önüne "başarı" diyerek'ten hangi örnekleri koydular?!
Atatürk'ü koymadıkları muhakkak.
Neo hedonist çağ'ın ve/veya Neo Lale çağı'nın son demleri.
"Uçak, yat, lüks araba, havuzlu villa, kadınlar ve haliyle uyuşturucu".
Başarılı olursan bunlara sahip olursun ya da günümüz'ün başarılı insan'ının değişmeyen vitrin'i.
Demem o ki:
Bir başka soru:
Hedonist oyuncaklara sahip olup "başarılı" kabul edilen beyaz yakalılar'a tepe'den, devletler oyunu üzerinden bakıldığında kim ne kadar başarılı, kim ne kadar amaç'a giden yol'da "başarılı" oyuncak?!
Devlet'ini, millet'ini, Ata'larının emanetini sat ki, anlık şöhret olasın, hızla lüks tüketip, madde bağımlılığından "altın vuruş", sonra da makber.
Demem şu ki:
Günümüz dünyasında, bu çerçeve'de biz'den iki janjanlı örnek var:
Biri Acun Ilıcalı, diğeri Cem Yılmaz.
Yılmaz, mesaj kaygısı olmayan gösteriler üzerinden yükseldi, zengin oldu, şöhret oldu, yıldız oldu.
Başlangıç'ta bencil'di.
Ne var ki, geldiği noktada gördü ki, kendisinin zengin ya da şöhret olması bir şeyi değiştirmiyor, içinde yaşadığı toplum geri kaldığı sürece kendisi de mutsuz / umutsuz olmaya devam edecek.
Aynı zamanda kalmayan güvenlikten mülhem başı büyük belada.
Bu sebep'ten son gösterilerinde hitap ettiği kitleye mesaj vermeye başladı, yemek kültüründen, hesap ödeme şekline, gümrük'ten nasıl geçilir, dil nasıl öğrenilir, ne kadar öğrenilir, aşağılık kompleksine kapılmadan nasıl seyahat edilir vb.
Yani?!
Kendini güncelledi, ihtiyaçlar basamağının en tepesine çıkıp hitap ettiği kitleye lider'lik etmeye başladı.
Acun Ilıcalı ise en başından bu yana şöhret'ti, sempatik ekran yüzü idi, ne var ki paraya daha sonra ulaştı, eşzamanlı yat, uçak, lüks ev, lüks araba, kadınlar vb aynı bildik Harlem zenci rap şarkıcı şöhret hikaye.
Hasılı:
Zeki Müren'in deyişi ile "şöhret ile para karbonatla hazmedilmez" ise yek tek örnekler ortada.
Acun, Cem Yılmaz'dan farklı olarak hitap ettiği kitlenin geri kalmasından rahatsız değil.
Bunu bir iş ve de para kazanma şekli olarak görüyor.
Aynen gençleri zehirleyen uyuşturucu tacirleri gibi olaya bakıyor: "Only Business."
Basit soru:
Acun Tv'yi izleyenler Türkiye'nin geleceğine nasıl bakıyorlar, ne iş yapıyorlar, ne kazanıyorlar?!
Acun gibi bir anda yattığı yerden para'ya ulaşma imkanları var mı?!
Güvenli Ada'da aç karnına yarışıp çok laf eden gençleri, Hakkari'de, Kandil'de (survivor) tok karnına yarışmaya soksak, kaç'ı katılmak ister?!
Art arda şehid cenazeleri gelirken, bir diğer soru:
Acun'un tatil adasında bir lokma ekmek için yarışanların güvenliğini kim'ler sağlıyor, ne adına sağlıyor?!
Vatan bölünme, parçalanma noktasına gelmiş ise survivor'ı, Acun'un adasından Türkiye'nin içine taşımak elzem.
Bilinç yarılmasına yersiz!
Acun'un adasında yarışan gençlik de, onları izleyen nesil de, laik Türkiye'nin farklı renkleri.
Sınır'da nöbet tutup bu vatan adına şehit, gazi olan da Atatürk Türkiye'sinin nefer'i.
Milyon'da 1'iz, tarihte yaşayan Atatürk'lerin emanetine sahip çıkan Milyon'lardan 1'isiyiz.
Ezcümle:
Final sahnesinde, rol model'lerden kaynaklı kafa karışıklığı yaşanıyor.
Yeni nesil'i şuur'landırmak, ayıktırmak için merkez medya'da dönüşüm şart.
Medya işi narko işinden farksız hale gelmiş ise topyekun mücadele şart.
Kaldı ki, tüm hedonist zaman'ların ardından ya büyük bir savaş ya da büyük bir felaket yaşanmış.
Ya çürümeye sebep oldukları topraklardaki "çelik çekirdek irade" onları tasfiye etmiş ya da ilahi bir dokunuş köklerine kibrit suyu çakmış.
Taş Devri, taş'lar bittiği için sona ermediğine göre, bakmasını ve de görmesini bilenler için "çağ'ın ruhu"na hitap eden "iki yanı keskin süreç" ortada.
Nokta.
...
24

9 Temmuz 2017
@Hayrullah Mahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder