13 Temmuz 2017 Perşembe

Özkök / Özel?!

Özkök / Özel?!

(ya da "Prusya, ordusu olan bir devlet değil, devleti olan bir ordudur!"?)

“Girdiği her savaşı kazananlar aslında usta değildirler. Başka orduları savaşmadan çaresiz bırakanlar, işte onlar en iyileridirler.”
Sun Tzu
“Roma bir günde kurulmadı.”
Alman atasözü
“Yaşamı komedi sananlar, son espriyi düşünsünler.”
Seneca
...
DURUM ANALİZ
Kitabın adı: 20. YÜZYIL AVRUPA İKTİSAT TARİHİ
http://www.ilknokta.com/kitap/118293/20-Yuzyil-Avrupa-Iktisat-Tarihi.html
Yazarı: Ivan T. Berend
Çeviren: Serpil Çağlayan
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
I. ve II. Basım: Ocak 2013
454 sayfa
18 TL
(...)
Sayfa 30:
Rudyard Kipling, "Beyaz Adamın Yükü" adlı şiirinde, "yarı iblis, yarı çocuk" kölelerinin yararı için çalışan, koruyucu, fedakar İngilizler'i anlatıyordu.
(...)
Sayfa 31:
Alman ideolojisinin bir ifadesi olduğu kadar, sömürgecilikte geç kalanların tipik yaklaşımını da sergileyen, Heinrich von Treitschke'nin, 1887'deki sözleriyle ortaya koyduğu gibi:
"Bütün bu milletler... barbar topraklarında iz bırakmak istiyorlar... Bu yarışa katılmayanlar, gelecekte acınası bir konumda olacaklar. Sömürgecilik, büyük milletler için bir ölüm - kalım meselesi haline gelmiştir."
(Treitschke, 1887)
19. yüzyıl sonunda, bir sosyal - coğrafi Darwinist olan Alman coğrafyacı Friedrich Ratzel, Alman yayılmacılığı için ideolojik bir dayanak haline gelen bir "yer kapma mücadelesi" teorisi olan "Lebensraum" (yaşam alanı) kavramını ortaya attı.
(...)
Sayfa 53:
Avrupalılarca kurulmuş yerleşimler, diğer adıyla "beyaz sömürgeler" bağımsızlık yönünde adımlar attı. Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika, iç özerkliğe sahip sömürgeler haline geldi; İrlanda'daki "Home Rule" yani "Yetkinin geçici olarak yerel yönetime verildiği yarı federasyon biçimi" yine aynı istikamette değişimin habercisiydi.
(...)
Sayfa 65:
Haziran 1915'te kurulan ve başında Lloyd George'un bulunduğu Savaş Mühimmatı Bakanlığı, 2 milyon çalışanı olan devlete ait 250 fabrikasının yönetimini, diğer 20.000 fabrikanın gözetimini ve 1,4 milyon çalışanı olan başka özel kuruluşların denetimini üstlenmişti.
(...)
Sayfa 85:
İlk tepki, daha da hararetli bir ekonomik milliyetçilik oldu.
(...)
Sayfa 99:
Savaş Ekonomisi, 1939 - 45
Savaş 1939 sonbaharının başlarında patlak verdi ve Almanya'nın 1941 yazında Sovyetler Birliği'ne saldırmasıyla son noktasına erişti. 1930'larda artmış olan savaş üretimi, 1939  ve 1941 yıllarından sonra Avrupa'nın muharip ülkelerinde serpiliyordu. Bu noktada, kıta Avrupası'nın batısındaki ülkeler bir iki ay içinde Hitler tarafından yenilgiye uğratılıp işgal edildiklerinden, baş aktörler olarak, Almanya, Britanya ve Sovyetler Birliği kalmıştı. Blitzkrieg (Almanca, Yıldırım Savaşı) ekonomi stratejisi nedeniyle 1941'den önce ekonomisini uzun ve topyekun bir savaş için seferber etmemiş olan Almanya, aynı yılın yazına kadar bir dizi muharebeden kolay galibiyetler elde etti.
(...)
Sayfa 99:
Topyekun savaş seferberliği ancak bu tarihten sonra başladı ve toplumsal savaş seferberliği katlanarak attı. Tüketici harcamaları GSMH'nin yüzde 55'inden yüzde 38'sine düştü. Temel sanayiler ve savaş teçhizatı üretimi 1939'da sınai hasılanın yüzde 30'unu oluştururken, 1942'de yüzde 45'ine, 1944'te yüzde 61'ine çıkıyordu. Blitzkrieg'in başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, Alman savaş teçhizatı üretimi iki buçuk yıl içinde neredeyse üç misli arttı.
(...)
Sayfa 118:
ABD ile diğer eski "beyaz sömürgeler" ise yükselişlerini sürdürerek pek çok alanda Avrupa'yı geride bırakıyordu. Aradaki uçurum ilkin I. Dünya Savaşı öncesinde belirmiş, II. Dünya Savaşı'ndan sonra genişlemişti.
(...)
Sayfa 124:
Kont de Mirabeau'nun Monarchie Prussienne (Prusya Monarşisi) eserinde dile getirdiği şu zehir zemberek söz unutulmazdır: "Prusya, ordusu olan bir devlet değil, devleti olan bir ordudur!"
(...)
Sayfa 134:
Hitler 1920'lerin başında böyle bir beyanda bulunmuştu: "İktisat teorimizin esası, hiçbir iktisat teorimizin olmamasıdır."
(Braun,1990: 78)
(...)
Sayfa 136:
Otoban (autostrada, geniş çevre yolu) 20. yüzyılda modern trafik ve taşımacılık sistemini değiştirdi. Hitler, otoban inşasının dev potansiyelini fark etti ve...
(...)
Sayfa 137:
Hitler, kendisini "Otobanın yaratıcısı" olarak lanse etti.
(...)
Sayfa 156:
Hitler de devlet sahipliğinde sanayi sektörleri kurmakta gecikmedi. Bunun en çarpıcı örneği; Volkswagen Werke'nin kuruluşudur. Ocak 1934'te Avusturya doğumlu tanınmış Alman araba tasarımcısı Ferdinand Porsche yeni kurulan Nazi hükümetine ekonomik Alman arabası üretilmesi konulu bir rapor yollayarak kendi tasarımını bu raporda sundu.
(...)
Sayfa 162:
Mayıs 1945'te roket ekibi Amerikan ordusu tarafından kuşatıldı. Ekibin üyeleri, filizlenen soğuk savaş zihniyetinden yararlanarak, on yıl sonra, Nazi Partisi ve SS üyesi, aynı zamanda da savaş suçlusu olmalarına bakılmaksızın Amerikan vatandaşlığına geçtiler.
(...)
Sayfa 189:
Lenin, "Dünya ölçeğinde galip geldiğimiz zaman, altın'ı sokaklarda umumi tuvalet inşa etmek için kullanacağız" diye yazıyordu. (Lenin, 1971: 656)
(...)
Sayfa 198:
Zoraki planlı sanayileştirme siyaseti, Aydınlanma'nın çarpıtılmış taklidiydi. Bir yandan Aydınlanma'nın hümanist özünü reddedip kötülerken, tarihin toplumsal eylemle kökten değiştirilebileceği inancını ondan miras alıyordu.
(...)
Sayfa 206
Tuna Nehri - Karadeniz Kanalı
(...)
Sayfa 218:
Diktatörlük sayesinde, işçilere ve çalışanlara aşırı düşük maaşlar ya da teslim ettikleri ürünler için köylülere komik "fiyatlar" ödenebiliyordu.
(...)
Sayfa 239:
Kriz ve Çöküş
(...)
Sayfa 257:
Ne çelişkidir ki, Britanya'nın İtalya'ya karşı askeri zaferinin Doğu Afrika'da yaptığı gibi, Japon istilası da Endonezya'daki Felemenk egemenliğini zayıflattı. Mahatma Gandi, Suharto, Ho Şi Min gibi karizmatik liderler kitlesel hareketleri canlandırdı.
(...)
Sayfa 206
Başkan Truman, o yılın (1947) Mart ayında Kongre'ye hitaben bir konuşma yaptı:
"Totaliter rejimlerin tohumları sefalet ve yoksunluktan beslenir. Bunlar, halkın daha iyi bir yaşama dair umudu öldüğü zaman yeşerirler. O umudu canlı tutmak zorundayız. (Ekonomik finansal yardım) ekonomik istikrarın ve düzgün siyasal işleyişin güvencesi olabilir. (Truman, 1955 - 1956: 106)
(...)
Sayfa 265:
Jean Monnet, tüccarlık, bankerlik, finans müşavirliği ve bir süreliğine devlet memurluğu yaptı, ancak asla kalburüstü bir devlet adamı olmadı. Buna rağmen 20. yüzyıl Avrupa'sının modern dönüşümünün her karesinde onun izleri vardır. O belki de yüzyılın en önemli Avrupalı devlet adamıdır.
(...)
Sayfa 271:
Churchill: "Avrupa'yla birlikteyiz ama onun bir parçası değiliz... Onunla ortak ve ona bağlıyız ama onun içinde erimiş değiliz." (Urwin, 1995: 31)
(...)
Sayfa 272:
Manş Tüneli
(...)
Sayfa 288:
Savaş sonrası Batı Avrupa'nın en neo - liberal ülkesi olan Federal Almanya Cumhuriyeti de büyük bir kamu sektörüne sahipti. Bu sektörün kökeni büyük ölçüde Nazi dönemine dayanıyordu.
(...)
Sayfa 325:
Marks and Spencer
Grandno'da Yahudi bir terzinin oğlu olan Michael Marks... "Fiyat sormayın her şey 1 peni".
(...)
Sayfa 346:
www'nin ardında, özellikle değinilmeye değer, iki temel gelişme daha vardı.
(...)
Sayfa 352:
Küresel satışları 1990'ların ortalarında yaklaşık 7 trilyon dolara ulaşmıştı ve bu rakam dünya ticaretinin yüzde 40'ını teşkil ediyordu...
(...)
Sayfa 357:
Benetton, 20. yüzyıl sonunda, en tanınmış giyim üretcileri ve perakende zincirlerinden biri, dünyanın dört bir yanında 8000 mağazası ve 8 milyar dolar iş hacmiyle dev br çokuluslu şirket haline geldi.
(...)
Sayfa 359:
Ford'un "dünya arabaları"ndan biri olan Escort üç kıtadan 15 ülkede üretilip monte edilmektedir. "Günümüzde, her gün üretim bantlarından çıkan 40 milyon civarındaki taşıt topu topu 10 küresel şirket tarafından üretilmektedir."
(Knox ve Agnew, 1998: 196, 206, 209)
(...)
Sayfa 362:
ABD Hazine Bakanı Henry Morgenthau, sistemin hedefini tasvir etmek için İncil'den bir terim kullanmıştı: "Açgözlü tefecileri uluslararası finans mabedinden sürmek."
(Helleiner, 1994: 164)
(...)
Sayfa 363:
George Soros'un dediği gibi, küreselleşme "finansal sermayeyi sürücü koltuğuna oturtmuştu" (Soros, 1998).
(...)
Sayfa 422:
Üç kutuplu bir uluslararası ekonomi sistemi belirirken, 21. yüzyılda epey farklı bir dünya ekonomisinin doğmakta olduğunun işaretlerini veriyor.
...

24
http://www.hurriyet.com.tr/israil-gazinda-imza-yakinda-40518171
http://www.hurriyet.com.tr/kriz-alevlendi-arap-birliginde-yuksek-gerilim-toplantiyi-terk-etti-1862017-40518108
http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-kiliste-askeri-personelin-kaldigi-konteynerlerde-yangin-muhimmatlar-patliyor-1862017-40518309
http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-gazeteci-okay-gonensin-hayatini-kaybetti-1862017-40518331
http://www.hurriyet.com.tr/abdden-turkiyede-bulunan-vatandaslarina-15-temmuz-uyarisi-40518148
http://www.hurriyet.com.tr/havalimaninda-faciaya-kil-payi-onlendi-5-ucak-carpisiyordu-40518317
http://www.haberturk.com/dunya/haber/1560921-abd-hava-kuvvetleri-komutani-ankara-da
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201707131029253930-almanya-turkiye-vatandas-15temmuz-uyari/
http://www.hurriyet.com.tr/rusya-ile-suudi-arabistandan-3-5-milyar-dolarlik-silah-anlasmasi-40518236
http://www.superhaber.tv/bbcde-cumhurbaskani-erdogan-icin-flas-sozler-66940-haber
https://tr.sputniknews.com/columnists/201707121029241444-israilli-bakan-dogu-akdenizdeki-agresif-dogal-gaz-hayallerimizi-gerceklestirmekte-kararliyiz/
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201707121029252809-ab-suriye-irak-sinir-komsusu-olmak-istemedigi-icin-turkiye-almiyor/
http://www.ntv.com.tr/turkiye/toplu-tasimalardayayilarak-oturma-artik-son-buluyor,PjqSAuHJMEuqIkQZpO6SZQ
https://tr.sputniknews.com/rusya/201707121029252595-zaharova-hamburgun-2-rus-tarafindan-altust-edildigini-anlatacaklar/
http://t24.com.tr/haber/karamollaoglu-akla-ziyan-tutuklama-adaleti-katletmektir-28-subati-aratacak-hale-getirmeyin,414019
http://odatv.com/bekir-coskunun-45-gundur-neden-yazmadigi-ortaya-cikti-1307171200.html
http://odatv.com/hem-polis-hem-savci-hem-hakim-1207171200.html
http://odatv.com/erdogandan-ilk-kez-duyacaginiz-ohal-aciklamasi-1207171200.html
"Tarih her şeyi öğretir, gelecek de dahil!"
Alphonse de Lamartine"
Türkiye, Barzani ve Talabani’ye devlet kurduruyor. Cüneyt Zapsu, Hüseyin Çelik gibi adamlar Türkiye’nin Barzanileri ve Talabanileri’dir. ABD adına bunu yapıyorlar. Yarın Türkiye’ye Kürt Federe Devleti’ni dayatacaklar. Bu, demokratik olmayacak. Bunlar Kürt demokratlarını ve emekçilerini, Kurmancileri ezecekler. Ben demokratik cumhuriyeti feodal Kürt Federe Devleti’ne tercih ediyorum. Bunlar Kürt Federe Devleti’ni AKP’nin içinde kuruyorlar. AKP içinde federe devletin temelleri atılıyor. Hem de devletin trilyonları ile bu yapılıyor.”
Abdullah Öcalan, Rojname 2003
“Kuzey Irak’ta özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Erbil’dir. Kuzey Suriye’de özerk bir Kürdistan kuruldu. Başşehri Kamışlı’dır. İran’da da özerk bir Kürdistan kurulacak. Başşehri Mahabad olacak. Türkiye’de de bir özerk Kürdistan kurulacak. Diyarbakır’ın ismi değiştirilerek ‘Amed’ yapılacak. Başşehir Amed olacak. Bu 4 başşehir Avrupa Birliği’de olduğu gibi yanlarına Ermenistan ve Ürdün’ü de alıp, sınırları da kaldırarak ‘ortak para birimine’ geçecek ve ‘Büyük Kürdistan Birliği’ hayat bulacak."
”Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir
DURUM
Okur diyor ki:
Asena Ozkan‏ @asenaozkn:
AKP eski milletvekil Emin Şirin: Fetullah Gülen 'Hilmi Özkök Genelkurmay Başkanı olursa rahat ederiz' dedi
(...)
ustr.(M)ümit.TÜRK‏ @ustrumit:
Necdet Özel'i yine saklamışlar. Eminsiz Şirin :)
(...)
Yeniden "Cumhuriyet"‏ @halukta:
Hm'nin cumhurbaşkanı adayıydı. O gün bugündür limonidir aramız.
(...)
Ahmet KALAYCI  🇹🇷‏ @akalayci34:
@HayrullahMahmud bir süredir pek iyi yazmaz Urla'ya dair..
(..)
Cevat Kelle  🇹🇷‏ @suskunlukyasasi:
Anlamak istemeyeni, hiç bir mantık inandıramaz. Öküz ve tren ilişkisinin sonu..
(...)
Ahmet KALAYCI  🇹🇷‏ @akalayci34:
Şimdi Borsa düşerse sana kim soğan doğrasın Hilmi?
(...)

EL CEVAP:

Sezer'i kim Cumhurbaşkanı seçtirdi!?
Cevap, "Ecevit" ise Genel Sekreteri Nehrozoğlu'nu kim atadı?!
Sezer olmadığı muhakkak.
http://www.habervitrini.com/gundem/stardan-koske-cok-agir-suclama-103890/
Aziz Yıldırım, Yeni Gün İnşaat.
O günkü NATO kafa, bugün AB ile iç içe.
Çağ'ın ruhu nedir, ne değildir?!
O zaman basit soru:
2007 öncesinde laik, çağdaş Cumhuriyet'e sahip çıkmak varken, türban üzerinden (şimdi yerle yeksan etmek istedikleri ile) kazan & kazan oynayan aferistler kimlerdi?!
Geçtik.
Bir diğer soru:
Abdullah Gül Çankaya'ya nasıl çıktı, kimlerin katkısı ile Cumhurbaşkanı oldu?!
Bahçeli, 28 Şubat, aynı aferist zincir.
Sonra 28 Şubatçıları içeri topladılar, Aziz Yıldırım vb.
Bir başka soru:
Madem Gül, Bahçeli, 28 Şubat katkısı ile Çankaya'ya çıktı, neden Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarındaki kumpas'ı bozmak onlara nasip olmadı!?
Işık Koşaner ve üç kumandan neden istifa etti, Necdet Özel'i paraşütle Genelkurmay'ın baş'ına kimler nasıl yerleştirdi?!
Basit soru:
Ekmeleddin İhsanoğlu kimlerin Çankaya adayı idi?!
Atatürkçü Cumhurbaşkanı adayı aradılar da bulamadılar mı yoksa...
TESEV, Dersim Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Akşener vb.
Nüans?!
Takım tutar gibi parti, aday tutulmaz.
Naçizane yol belli, yön belli.
Sistem robot!
Süreç matruşka, ihanet zehirli sarmaşık gibi dört kol'dan sarmış laik, ulusalcı cenah'ın dörtbir yanını.
Operasyonu yapan adres, "Erdoğan karşıtlığı" üzerinden karşı cephe'yi de formatlamış olamaz mı, FETÖ, Barzan vb...
Dolmabahçe Mutabakatı nedir, ne değildir?!
Demem o ki:
Hilmi Özkök, AB, ABD, Avrupa'daki derin Alman'ın Türkiye'deki gözcüsü.
Çevik Bir (& Çetin Doğan), eşek'ini sağlam kazık'a bağlamış olsaydı, bugün bunları konuşuyor olmazdık.
http://hayrullahmahmudozgur.blogspot.com/2015/10/f-subat-jinsa-kardesligi-veveya-1-mart.html
https://www.alaturkaonline.com/jinsa-kardesligi%E2%80%99nin-sonu/
İtimat kontrole mani değildir, her daim kontrol şart.
Rüşvet alan emir de alır ise Şener Eruygur'un Atatürk Türkiyesi'ne attığı kazık ortada!
(Eruygur, Özkan, Çekirge, CNR Ceyda, Ç. Bir vb.)
Demem şu ki:
Necdet Özel, Londra, Brexit, 28 Şubat Topaç, FETÖ vb adres'lerin ordu'daki izdüşümü!
Hasılı:
AB arka planlı Özkök'e çakıp, FETÖ'cü Özel'i saklamak olmaz.
Özkök, AB üzerinden süreç'in 1 numara aday'ı.
Ne var ki, AB köprüsü tarumar.
Kaldı ki, 2007'de Özkök Cumhurbaşkanı olsaydı, tablo çok farklı olurdu.
Silivri kumpas'ında avlanmış, kucağa oturtulmuş 28 Şubatçılar'ın parmak izi yok mu?!
"PKK tanık TSK sanık!" basit bir operasyon değil!
İlker Başbuğ, Oruç Reis fırkateyni önünde, TSK'ya karşı yürütülmekte olan "asimetrik saldırı"yı yapanlara meydan okuduğunda, adres (FETÖ, Barzan) çok açıktı; Aziz Yıldırım vb isimler neden Fenerli Genelkurmay Başkanı ve Başbakan'ın yanında durmamışlar da, baskıyı görünce arazi olmuşlar?!
 http://www.hurriyet.com.tr/org-basbugdan-savas-gemisinde-cok-sert-aciklamalar-13224433
Basit soru:
FETÖ'cüler mi 28 Şubat'ı idare ediyor, yoksa 28 Şubatçılar mı Gülen'i?!
Topaç dönmeye devam ediyor.
Soru:
Topaç 28 Şubat'ın Atatürkçü Cumhurbaşkanı adayı var mıdır?!
a. Cemil Çiçek
b. Dersim Kemal
c. Barzan, Gülen Aziz (Kocaoğlu)
http://www.hurriyet.com.tr/izmiri-istanbula-benzetmeyin-40518037
http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/izmir-karsiyakaya-tramvay-geldi-1590773/
http://www.sozcu.com.tr/2013/gunun-icinden/izmirde-sema-pekdas-depremi-420442/
http://www.hurriyet.com.tr/izmirde-hayat-durdu-1862017-40518832
d. Meral Akşener
http://www.hurriyet.com.tr/tbmm-baskani-kahramandan-meral-aksenere-cok-sert-yanit-40518540
e. Hepsi
Ezcümle:
Hayal politik değil, real politik.
https://www.antoloji.com/gruplar/mesaj-detay/yildizlar-salonu/597434595/
http://arsiv.sabah.com.tr/2002/02/28/editor.html
Enerji bazlı "Gordion Düğümü" çözülmeyi bekliyor.
http://odatv.com/bize-o-gunleri-aratir-hale-getirmeyin-1207171200.html
http://odatv.com/genelkurmay-baskani-o-isim-olursa-rahat-ederiz-1207171200.html
Oyun içinde oyun.
Ecevit'ti, Erdoğan oldu.
Irak'tı, Suriye üzerinden İran.
Erdoğan'a Erbakan, Mursi operasyonu!
Nüans?!
Osmanlı'yı işgal güçleri "kucağa oturtup" salam dilimi gibi dilim dilim tasfiye ettiler.
Final'de, İngiliz mandacıları gemi ile Alman mandacıları denizaltı ile vatan'ı terk etti.
Gazi'nin ne yaptığını anlatmak yersiz, hepimiz biliyoruz.
İletişimde temel kuraldır, karşındakinin anladığı kadar varsın.
"Et’tekrare ahsen, velev kaane yüz seksen / Tekrar güzel şeydir, yüz seksen kere olsa bile”…
Bu çerçeve'de 180. kez de olsa tekrar'da sakınca yok:
Onun için diyoruz ki, tango esas olmalı, kucak dansı'nın faydası olsaydı, Osmanlı abad olurdu.
Nüans?!
Gazi hiç kucak'ta oturmadı.
Kucak'ta oturan Osmanlı hanedanı idi.
Hem Atatürkçü olduğunu iddia edip, hep de Atatürk Türkiyesi'ni kucağa oturtmaya çalışan'dan her şey olur ama Atatürkçü olmaz.
TURA.
Nokta.
...

Arşiv'den KİTAP Özeti
Kitabın adı:  Bir Türk Casusunun Mektupları / Batı’da Seküler Düşüncenin Gelişmesine Katkı
http://www.kitapambari.com/kitap/bir-turk-casusunun-mektuplari-bati-da-sekuler-dusuncenin-gelisimine-katki-p513217.html
Yazarı: Aytunç Altındal
Alfa kitap
146 sayfa
12 TL
(…)
Sayfa 110:
Türkiye’deki kavram kargaşası, sanıyorum, dünyada hiçbir ülkede yoktur. Türkiye’de hemen her konuda, her kavram üzerinde aklına gelen konuşur, tartışır. Dünyanın en kalabalık ve çok dilli ülkelerinden Hindistan ve Çin’de bile bizde olduğu kadar kavram kargaşası yoktur!
Türkiye’de birbirlerine karıştırılarak kullanılan kavramlardan ikisi “Yobaz” ve “Cahil”dir.
Bu iki kelime çokça bir ve aynı sayılarak kullanılır Türkiye’de.
Öncelikle belirtilmesi gerekir ki, her “Cahil” (kişi) mutlaka “Yobaz” olmak zorunda değildir.
Yobaz eğitimli de olabilir.
Cahil bilgisiz ama keskin kanaatlere (opinions) sahiptir.
Hemen her konuda bu kanaatlerini dışa vurmak ihtiyacını duyar ve kendi bilgisizliğini çoğunlukla yanlış kullandığı kelimelerle açıkladığını sanır.
Ünlü Shelley’i anarak söylersek; Yobaz, Malapropizm (kavramları bozma) yaparak görüşlerini haklı çıkartmaya çalışır.
Cahil böyle değildir.
Bilim ve Bilgi’ye ulaşmak ister, başarır veya başaramaz bu ayrıdır ama içinde öğrenmek ve kendisini geliştirmek arzusu ve hevesi vardır.
Yobaz, Cahiller’deki bu isteği ve hevesi bildiği için bunu kullanmanın yollarını arar ve çoğunlukla da bulur ve Cahil’i kullanır.
Yobaz ‘Radikal’dir!
Hiçbir karşı-görüşü, anlatımı ve veriyi dikkate almaz, kendi ezberini tekrarlar durur.
Yobaz demagog ve mitomandır.
Söylediği yalanları gerçek sanır.
Eleştirileri dinlemez ve eleştirenleri eline geçirdiği ilk fırsatta en gaddar yollardan cezalandırarak kendisinin ne denli büyük olduğunu göstermeye çalışır.
Başarılı olabilirse kendi bilgisizliğini yaygınlaştırabilir ve her tarihsel, toplumsal, ekonomik, siyasal, kültürel ve dinsel gerçeği çarpıtmaya başlar.
Sonra ne mi olur?
Yobaz eğer devletin tepesine sıçrayabilmiş birisiyse vatanın parçalanmasına ve ulusun dağılmasına neden olur!
Düşman ülkeler daima böyle Yobazlar’ın rakip devletin başına gelmesini sağlarlar.
Böylelikle de rakip sayılan ve güçlü olan bir ülke kısa bir süre içinde paramparça edilebilir.
Tüm gücünü yitirir.
Yobaz ise derhal kulvar değiştirir ve ülkesini yıkan ve insanlarını köleleştirenlerin emrinde olduğunu beyan eder ve bu kez de onların adına onlardan fazla Yobazlık etmeye başlar!
...

Kitabın adı: Bazen Turuncu, Bazen Kırmızı Devrim
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=569808
Yazarı: Mehmet Beşeri
Togan yayıncılık
Kasım 2010
215 sayfa
15 TL
(…)
Sayfa 63:
Mehmet Ali Birand da, “İstanbul o kadar güzel bir şehir ki, Türkler’e bırakılmayacak kadar” diye yazmadı mı? (Rauf Denktaş’ın bir kokteylde bu Mehmet Ali Birand’a niçin ‘Orospu çocuğu’ dediği şimdi daha iyi anlıyorum.”
(…)
Sayfa 86:
Eylül 1946’da, CHP’li Recep Peker Hükümeti, 1 Dolar’ın 2 lira 80 kuruş olduğunu açıkladı (DP’nin geliş süreci.)
(…)
Sayfa 88:
Bu Ertegün sülalesi ayrı.
(…)
Sayfa 90:
(DP’nin Savunma Bakanı) Albay Seyfi Kutbek: “Hiç merak etmeyin, teşkilatımıza haber saldım. Ordu elimizdedir. Hiçbir şey yapamazlar” diyerek endişeli yüreklere su serpmiştir.
(…)
Sayfa 94:
ABD devalüasyon yapmasını istemedi ama Menderes’in istediği 300 milyon dolarlık krediyi de vermedi. Bu DP iktidarına, ABD’nin gerçek yüzünü göstererek vurduğu ilk darbeydi.
(…)
Sayfa 98:
4 Ağustos 1958’de “ekonomik istikrar kararları” alındı. Türk Lirası, dolar karşısında yüzde 300 devalüe edildi. ABD, 359 milyon dolar yardım verdi. Bunun da 92 milyon dolarını alacakları için peşin kesti.
(…)
Sayfa 100:
Almanya’ya büyük ümitler bağlandı. “649 milyon mark kredi isteyeceğiz” diye Alman Bakan Erhard’ın önünde bir takla atmadığımız kaldı. Netice, ne olacak, 30 milyon ancak verdiler.
(…)
Sayfa 103:
CIA ve MAH (o zamanki MİT) aynı binada çalışıyor.
(…)
Sayfa 104:
Demokrat (!) Batı, dünyası ve ABD, anında 27 Mayısçıları tanımış, destek vermişlerdir. 48 saat içinde 31 ülke bu olayı alkışlamış, onaylamıştır.
(…)
Sayfa 105:
27 Mayıs’tan sonra Türk Ordusu’ndan 7200 subay emekliye sevk edilmiştir.
(…)
Sayfa 110:
Cumhuriyet Gazetesi, 1930 – 1945 arası Hitler’in kendi sesinden plağını okuyucularına promosyon olarak dağıtacak kadar Nazi hayranı ve yanlısı idi.
(…)
Sayfa 117:
12 Mart darbesinden sonra, Panama’da ABD üssünde eğitim görmüş subaylar vardı.
(…)
Sayfa 139:
Yiğit Bulut, üç yazara köpek dedi.
(…)
Sayfa 156:
“Katranı kaynatırsan olur mu şeker? Cinsini diktiğim cinsine çeker.”
Anadolu atasözü
(…)
Sayfa 177:
Arabın dediği gibi “Bukre inşallah ya hayye” gelecek sefere inşallah!
(…)
Sayfa 187:
Atalar ne demiş: “Kış kışlığını, puşt puştluğunu yapar!”
(…)
Sayfa 201:
Altan’ların, II. Cumhuriyetçi’lerin babası Zaman yazarı Graham Fuller:
“Misak-ı Milli’yi unutun, üniter devleti unutun!”
(…)
Sayfa 202:
Z. Brezinski, “Büyük Satranç Tahtası” isimli kitabında ortaya attığı tezi “Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar güçlü Türkiye!” Özal bu gaza geldi ve öldü!
(…)
Sayfa 215:
Saros ne demişti:
“Türkiye’nin en büyük ihraç gücü ordusudur!”
...

Kitabın adı: Hayat Değiştiren 1001 Söz
http://www.dr.com.tr/Kitap/Hayat-Degistiren-1001-Soz/Cengiz-Ersahin/Egitim-Basvuru/Kisisel-Gelisim/urunno=0000000351158
Yazarı: Cengiz Erşahin
Tutku Yayınevi
9. Basım, Mart 2011
389 sayfa
Fiyatı: 5,95 TL
(…)
Sayfa 18:
“Sakin bir deniz hiçbir zaman usta bir denizci yaratmadı.”
İngiliz atasözü
(…)
Sayfa 24:
“Cesaret kas gibidir. Kullanıldıkça gelişir.”
Ruth Gordon
(…)
Sayfa 25:
“Cesaret sahibi adam, aynı zamanda inançla doludur.”
Marcus Cicero
(…)
Sayfa 107:
“Dağı yerinden oynatan adam, işe ufak taşları atmakla başlar.”
Çin atasözü
(…)
Sayfa 108:
İlkbaharda çiçek açmayan ağaç, sonbaharda meyve vermez.”
İngiliz atasöüzü
(…)
Sayfa 137:
“Sabırlı adam, iğne ile kuyu kazar.”
İtalyan atasözü
(…)
Sayfa 140:
“Sabır, kendi içinde acı çekmek demektir.”
Mahatma Gandhi
(…)
Sayfa 143:
“Damlayan su taşı deler. Taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir.”
Latin özdeyişi
(…)
Sayfa 160:
“Ölmek hiçbir şeydir. Asıl yenik ve şerefsiz yaşamak, her gün ölmek demektir.”
Napolyon
(…)
Sayfa 139:
“Bir ülkede akıl ve sanattan çok, servete değer verilirse, bilinmelidir ki, orada keseler şişmiş, kafalar boşalmıştır.”
Büyük Frederik
(…)
Sayfa 282:
“Bazıları bilgi güçtür derler ama bu doğru değil, karakter güçtür.”
Shri Sathya
(…)
Sayfa 137:
“Karaktersiz adamın en önemli özelliği, hüküm vermede adalet eksikliğidir.”
Goethe
...

Ve…
Son olarak…
Şeyh Edebali der ki:
Cahil ile dost olma: İlim bilmez, irfan bilmez, söz bilmez; üzülürsün.
Saygısızla dost olma: Usul bilmez, adap bilmez, sınır bilmez; üzülürsün.
Aç gözlü ile dost olma: İkram bilmez, kural bilmez, doymak bilmez; üzülürsün,
Görgüsüzle dost olma: Yol bilmez, yordam bilmez, kural bilmez; üzülürsün.
Kibirliyle dost olma: Hal bilmez, ahval bilmez, gönül bilmez; üzülürsün.
Ukalayla dost olma: Çok konuşur, boş konuşur, kem konuşur; üzülürsün.
Namertle dost olma: Mertlik bilmez, yürek bilmez, dost bilmez; üzülürsün.
“İlim bil, irfan bil, söz bil.”
“İkram bil, kural bil, doyum bil.”
“Usul bil, adap bil, sınır bil.”
“Yol bil, yordam bil.”
“Hal bil, ahval bil, gönül bil.”
“Çok konuşma, boş konuşma, kem konuşma.”
“Mert ol, yürekli ol.”
“Kimsenin umudunu kırma.”
Sen, seni bil; ömrünce bu yeter sana.
Hülasa:
“Baz bazla, kaz kazla, kel tavuk topal horozla!”
Bu kapsamda birkaç söz daha:
Franklin Roosevelt:
“Bir çıngıraklı yılanın sizi sokmak üzere olduğunu gördüğünüzde, onu ezmeden önce sizi sokmasını beklemeyin.”
(...)
Türk atasözü:
“Kurt köyünü değiştirir, huyunu değil!”
(…)
Rus atasözü:
“Eğer omlet yapmak istiyorsan, birkaç yumurta kırmak zorundasın!”
(…)
Fransız atasözü:
“Yüzeyde hazine bulamazsın!”
(…)
İtalyan atasözü
“Ata kibirli binen, eve yürüyerek döner!”
(…)
William Bayliss:
“Eşeğe binip hava atan, ata binerse aklını kaybeder.”
Ezcümle:
Buddha:
“Bir sürahi damla damla dolar!”
Nokta.

13 Temmuz 2017
@HayrullahMahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder