27 Temmuz 2017 Perşembe

İnkıraz?!

İnkıraz?!

(ya da Akrep'in yaptığını istihbarat neden kendine yapar?!)

"Yaşam geriye bakarak anlaşılır, ileriye bakarak yaşanır." 
J. Keth Moorehad
(inkıraz
isim (inkıra:zı) eskimiş Arapça inḳirāż
isim Batma, dağılma, çöküş, yok olma, son bulma
"Taksim, hicret ve inkırazla harp arasında bırakıldık." - F. R. Atay)
...
DURUM
Haber şu:
Türkiye gazetesinden Fethullah Gülen’e destek
FETÖ Lideri Fethullah Gülen'in "15 Temmuz'u Atatürkçüler, ulusalcılar yapmış olabilir" sözlerine destek Türkiye gazetesinden geldi
http://odatv.com/turkiye-gazetesinden-fethullah-gulene-destek-2607171200.html
(...)
Yorum şu:
Sıfır Profil analiz.
Matruşka BOP operasyonunda final hamlesi.
İstihbari darbe.
Basit soru:
İstihbaratçı, istihbaratçı'yı ısırmaz mı?!
Hep mi fırıldak?!
TSK ile oynamaya, üzerinden fırıldak çevirmeye doymadınız mı?!
Nüans?!
Türkiye Gazetesi'ni ve/veya İHA'yı "İngiliz Haber Ajansı" diye okumak mümkün.
Odatv'yi ise MİT'in devrimci Alman kanadı, derininde ise Alaman cihad İslamcı ortaklığı diye kod'lamak mümkün.
İstihbarat, BOP'ta, ulusalcıları, 28 Şubatçıları, Erdoğan ile Gül arasında pay etti, sabah'tan akşam'a fırıldak çevirdi.
Silivri kumpas'ı.
Almanlar, Zapsu üzerinden Erdoğan'ı aldı, İngiliz ulusalcılarınıın üzerine sürdü.
Final sahnesinde de, İngilizler aynı Erdoğan'ı alıp Almanlar'ın, AB'nin üzerine sürüyor.
Bu mudur büyük siyaset?!
Türkiye'de siyaset neden hep böyle yapılıyor?!
İstihbarat'ın derinliklerinde saklanan cihad Alaman İslamcılar da, İngiliz & Fransız network'ü tarafından yönlendirildikleri için Atatürkçüler'den, laik'lerden nefret ederler ama basit şu soruya cevap veremezler:
Sizlerin İngiliz ulusalcılarından, İngiliz Müslümanlar'ından ne farkınız var?!
Ha Hasan kel ha kel Hasan!
Neden milli & ulusal iradesine hakim bir devlet yönetimi hayal edilmez de, hep bir kucaktan kalkıp bir başka kucağa oturma, oturtma özlemi içinde yanıp tutuşur, malum zevat.
Basit soru:
MİT mi Gökçek'in kucağında raks'ediyor, yoksa Gökçek mi MİT'in?!
Kucak dansı her yerde kucak dansıdır, "Tango" ise hür irade'nin raks'ı.
"İngiliz seter" AKP'yi, BOP kapsamında MİT, CIA'nın Gehlen ekibi kurdu.
Ak Partililer, "Hayır onlar değil parti'yi biz kurduk" iddiasındalar ise makas'lar ortada, kelle'yi kurtarsınlar da görelim.
Kaldı ki, Blair'in anıları ortada, Londra kimlerin ellerinde nasıl yönetiliyor sır değil.
Gördüklerinin yarısına.
Basit soru:
Erdoğan kendi hür iradesi ile hareket ediyor ise neden İngilizler adına Almanlar'a, AB'ye posta koyuyor, bu işte çıkarı nedir?!
(Kazan & Kazan ise hangi kazan?!)
S 400'ler kime karşı kullanılacak ve/veya taşeron savaş'ta "TSK" hangi mecburiyetler adına "taşeron asker" yapılmak isteniyor?!
Zapsu'nun Silivri kumpas'ındaki rol'ü nedir?!
Demem o ki:
Gülen / Erdoğan arasındaki ayrışmada, Erdoğan'dan yana saf tuttuk.
Ama bu Erdoğan'a açılan sonsuz bir kredi değil.
Basit soru:
Erdoğan'a Türkiye'nin rota'sı ile oynama hakkını kim verdi?!
Kaldı ki, her şeye FETÖ denilecek ise NATO da, AB de, Batı Roma da, bu bakış açısına göre FETÖ.
Abartmamak lazım.
İstihbaratçı kurnazlığı, yaftalaması diye geçiştirmek mümkün mü?!
Değil.
Her şey FETÖ'den ibaret ise Gülen'ciler zehirli sarmaşık gibi devlet'i dolanırken MİT'çiler neden uyumuş?!
Zapsu üzerinden Erdoğan yönlendirilirken, Silivri kumpas süreç'inde "bu davanın savcısıyım" derken FETÖ'den aldığı akıl ya da emir'e binaen mi konuşuyordu?!
MİT neyin peşinde?!
Genelkurmay Başkanı "Terörist" diye içeri toplanırken MİT neden üç maymun'u oynamış?!
FETÖ'cüler herkesi aldı MİT Müsteşarı'nı alamadı ise fırıldak hikaye, MİT Müsteşarı'na FETÖ'nün kazan & kazan'ı diye bakmak mümkün değil mi?!
Genelkurmay Başkanı'na güç'ü yetiyor ama MİT'e yetmiyor, fazla sırıtmıyor mu?!
15 Temmuz adım adım gelirken, FETÖ'nün anlı şanlı yüzleri yurtdışına nasıl kaçmış, kaçmasına kimler izin vermiş?!
Sözde FETÖ itirafçılarını MİT neden korumaya almış, şimdiye kadar bu itirafçılardan elde edilen bir fayda var mı?!
Silivri kumpas süreç'inde malum isimlerin yazdıkları yazılar hala arşiv'de duruyor; o yazıları yazan kim, kendileri mi istihbarat mı?!
İstihbarat'ımız bu kadar güçlü ise neden boyumuzdan büyük BOP'tayız!?
Gökçek, Ağaoğlu vb isimler sorguya alınmadan, çerezci, baklavacı, derin dondurucu ile mücadele ederek, avanta vereni salarak, FETÖ'yü bitirmek mümkün mü?!
FETÖ dediğiniz yapı, Erdoğan'ın bazı sır'larına sahip ise süreç'e nasıl bakmalıyız?!
FETÖ'den Gökçek'e, Erdoğan dokunamıyor ise neden?!
Türkiye Gazetesi'nde o yazıyı yazan şerefsiz, hangi istihbarat'ın köpeği?!
El cevap: Siemens Gökçek'in köpeği.
Aynı soru yeniden:
Gökçek mi MİT'i yönetiyor, MİT mi Gökçek'i?!
Odatv açık seçik yazmak varken neden kulağı tersten göstermiş?!
Nüans?!
Bir yanda Gülenciler, diğer yanda Erdoğan'cılar almışlar araya Bahçeli'yi, Kılıçdaroğlu'nu, Demirtaş'ı; Atatürk Türkiyesi ile dalgalarını geçiyorlar.
Tablo bu.
İstihbari şaka ise hiç de gülünç değil.
Hasılı:
Topaç'ın çekirge'si vs.
BOP'ta çevrilmedik fırıldak kalmadı.
Her iki cenah da kirli.
Gülen'e bakıp, Erdoğan'ın Türkiye'yi sürüklemek istediği yön'e savrulmak olmaz.
Erdoğan'ın mecburiyetleri, Ak Parti'yi bağlar.
Gülen'in mecburiyetleri cemaat'in içini bağlar.
İstihbarat'ın işi yaltaklanmak değil, güvenlik için istihbarat üretmek.
Sorun çözmek için farklı bakış açılarına ihtiyaç var ise malum açılar olmasa gerek.
AKP iktidara gelirken ve sonrasında hatta şimdilerde, ABD'de, Avrupa'da milyonlarca dolar ve hatta milyarlarca dolarları bulan paraları akıttıkları think thank'lerin isimleri sır değil.
Diplomasi ticareti üzerinden hangi ABD'li, Avrupalı diplomat'a, Başbakan, Dışişleri Bakanı'na verdikleri (demeç) katkıya binaen, ne kadar telif ödenmiş çok yazıldı, altı çizildi.
Rahmetli Birand'ın iyi bildiği işlerdendi.
Ezcümle:
Yol bitti.
Akrep sokacak bir şey bulamaz ise sonunda kendini sokarmış, istihbarat'ın son çevirdiği fırıldak bu hikaye.
Atatürk Türkiyesi, Atatürkçülük, Erdoğan ile Gülen arasında çekiştirilecek bir şey değil.
Önce bunu Odatv'ciler anlasın, sonra Gökçek'in iti üzerinden fırıldak çevirecek iseler bir kez daha düşünsünler.
Kırk tilki'nin kuyruğundan mülhem istihbarat'ın kuyrukları birbirine sürtüyor.
Süreç çok sert ve de ciddi.
Muhakkak, kim ne hak ediyor ise süreç'in içinden hak ettiği cevabı alacaktır.
TSK ile oynama, Topaç'gil familya üzerinden oynatma dönemi bitti.
Kılıç çeken, kılıç'la ölür.
Bundan sonraki süreç'in her aşaması ölümcül.
Kim hangi istihbari şaka'yı yapmak istiyor ise yapsın, bedeline de katlansın!
Güç'e tapanlar için son not:
Güç hiç tahmin etmediğimiz yerde.
Nokta.
...
Arşiv'den (30 Temmuz 2015) DURUM ANALİZ
Yeni bir "Dünya" kuruluyor ise Türkiye 'Hangi Dünya'nın içinde yer almalı!?
Elcevap:
Bir düşünce'ye göre, Putin, Avrasya, Şanghay beşlisi safında yer almalı!
http://odatv.com/n.php?n=o-beyanatlari-rulo-yap-ve-k.clarina-sok-3007151200
Sebep?!
Erdoğan'ın "AKP'nin mecburiyetleri" yüzünden.
Başka?!
"Orantısız Batı karşıtlığı" ya da "Orantısız Doğu sevdası", ayakları yere basmayan sos'yalist düşünceler!
Bavyeralı dürtmesi.
Soru ortada:
SSCB neden çöktü, Çin nasıl ayağa kalktı, Putin'i yükselten rüzgar'ın arkasında demokrasi, "yeni medeniyet projesi" mi var yoksa "BOP matruşkası" kapsamında (PRUSYA) Alman'ın "enerji bazlı yeni dünya düzen'i arayışları" mı?!
Hikaye budur.
Real politik.
Yani?!
ABD, AB'ye karşı çıkan Putin & RTE denklemi, "Şanghay beşlisi" kardeşliği, Türkiye'ye ne getirir, Türkiye'den ne götürür!?
Dikkatle eğilmek, irdelemek lazım.
Yani?!
"Şanghay beşlisi" operasyonu da Varyag'ı boğazlardan geçiren derin Alman ya da Avrupa operasyonu!
'Stratejik akıl'ı veren Bavyera.
Hikaye, enerji üzerinden üretmeden tüketmek ise Türkiye'nin BOP'taki hali ortada.
Yozlaşma.
Ne "dindar" eski parmağı gümüş yüzüklü dindar'a benziyor ne de Atatürkçü, eski Atatürkçü'ye!
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/ertugrul-ozkok_10/yuzde-100-cop-tenekesine-mi_29680150
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/omur-gedik_119/1100-euro-ya-kufur-yemek_29673843
http://www.medyaradar.com/ayse-arman-costu-yine-en-guzeli-kahkaha-atarak-sevismek-haberi-164925
http://odatv.com/n.php?n=susluman-turkiye-3007151200
"İngiliz / Fransız ekolü" vakti zamanında 'genç cumhuriyetçi nesil'e "at gözlüğü" takmıştı, Fransız kadar iyi Fransızca konuş, İngiliz kadar iyi İngilizce konuş ki, aydın olasın eski dönemin güldürmeyen "sömürge aydın" şakası, o ayrı konu, ne var ki, BOP'ta "Alman ekolü" geldi, dinci'yi de kemalist'i de "materyalist" yaptı, bugünün maraz'ı.
İki yüzlü Roma Tanrısı Janus, materyalist Müslüman'ın da Tanrısı oldu, ateist'im diye rüzgar yapmayı seven solcu'nun da.
MHP / BBP fark etmez, ülkücülerin halini sorma gitsin, "Mankurtlaşma" nedir diye sorsan cevap verecek çok ama ayna'ya bakmak her nedense kimsenin aklına gelmiyor!
Demem o ki:
Solcuyum deyip, sonra da gerçekliği olmayan "Atatürk dönemi şöyle güzeldi böyle güzeldi" diye güzelleme yapmak, ne kadar akılcı?!
Gazi dönemi, çöken parçalanan bir imparatorluk'un zorlukları üzerinden yükseldi.
Gazi, Osmanlı'nın borçlarını üzerine almış, yüklenmiş ve 1. Dünya Savaşı sonrası ortaya çıkan "real - politik" üzerinden "devlet politikasını" (Çankaya) oturtmuş.
Türkçesi, Lozan üzerinden İngiliz ve Fransızla uzlaşmış, sulh olmuş.
Sykes -Picot realitesi!?
Anlaşılmadı, daha açık söyleyelim:
Kitabın adı: İkinci Adam, İsmet İnönü (1884 – 1938)
Yazar: Şevket Süreyya Aydemir
“Cild I”
Sayfa 33, 34, 35:
1826’da –çürüyen- “Yeniçerilik” -teşkilatı- kaldırılınca “Osmanlı Devleti” tamamen ordusuz kaldı.
1828’de, Osmanlı donanması Navarin’de mahvedildi.
Mehmet Ali Paşa, isyan bayrağını açıp Anadolu’yu da istilaya kalkışarak Kütahya’ya kadar gelince, İkinci Sultan Mahmud bu sefer de Ruslar’dan asker istemek zorunda kaldı.
5 Nisan 1833’te öncü olarak 15 bin kişilik bir Rus Ordu’su Boğaziçi’nde, Beykoz kıyılarına ayak bastı.
Bütün bu şartlar içinde ortada bir “Osmanlı devleti kalmış ise” bunun nedeni Alman Mareşali Helmuth Von Moltke’nin dediği gibi, bu devletin mirasını paylaşmakta, mirasçıların ittifak edememelerindendi.
Yani gene Moltke’nin dediği gibi Türkiye’yi yabancı devletler inkıraz (Batma, dağılma, çöküş) durumuna getirmiş ve onu gene yabancı devletler kurtarmış!
1839 Tanzimat Hareketi’nden sonra bir nizam ordusu için gayretler sarf edildi. Askeri eğitim müesseseleri açıldı.
Sultan Aziz içeride iktisat ve sanayi temeline dayanmasa bile (Fransızların isteği ile HM) büyük bir donanma kurdu!
1876’da tahta çıkan II. Abdülhamit’in ‘Padişahlık’ından az sonra patlayan 1877 – 1878 Osmanlı – Rus harbi yenilgiyle bitmekle beraber, Osmanlı Ordusu Kafkasya ve Balkanlar’da başarı gösterdi.
23 Temmuz 1908 ihtilaline kadar süren ve gittikçe derinleşen koyu, hareketsiz, uyuşuk bir istibdat idaresi altında, başta Ordu olmak üzere bütün devlet yapısı kağsadı, çöktü!
Demem şu ki:
Final süreç'i kapsamında, Derin Avrupa soruyor:
"Eksen tercihiniz nedir?"
Görüldüğü üzere, Ak Saray'ın, Doğu Alaman MİT'in tercihi Putin'den, Doğu Alman Bavyera'dan, Şanghay beşlisinden yana.
Mümkün!
Londra ya da NATO, Batı Alaman MİT'in tercihi, Davutoğlu'nun tercihi ise çöken Londra, Paris'ten yana!
Mümkün.
Yani?!
"Doğu Alman / Batı Alman kısırdöngüsü"!
Bu noktadan bakılacak olursa:
NATO, Davutoğlu'na kapı'yı gösterdi, kayan eksen kapsamında "ABD ile sorununuz var", dedi.
ABD'nin, Davutoğlu ile ilgili soru'ya verdiği cevap ortada, tekrarı yersiz olur.
http://www.evrensel.net/haber/106764/abd-disisleri-sozcusu-davutoglunun-abdde-oldugundan-haberim-yok
http://www.haber7.com/siyaset/haber/651645-wikileakste-erdogan-davutoglu-tanimi
http://haber.sol.org.tr/yazarlar/selim-yalciner/wikileaks-ahmet-davutoglu-basbakan-36360
Doğu - Batı Alman kısırdöngüsü kapsamında enerji bazlı "Urla / Bağdat Caddesi" yakınlaşması.
Sözün özü:
1900'lerde, Batı kendi arasında uzlaşamadığı için Türkiye Cumhuriyeti yükselmiş ise basit soru şu:
Aynı Batı bugün Türkiye'nin tasfiye edilmesi, parçalanması konusunda bir uzlaşı içinde midir?!
Elcevap:
Eğer öyle olsaydı, Türkiye çok'tan tasfiye edilmişti.
En akıllısı, ordusu Silivri'ye tıkılmışken plaj'da direniyordu.
En sert muhalefet yapanı, Erdoğan'a çakıp tapu koleksiyonuna yeni eserler katıyordu!
Yani?!
Mustafa Kemal, "real politik" üzerinden bir mücadele verdi, devlet kurdu.
Dönemin Avrupası da, Avrupa ile Asya arasında köprü ülke olan Anadolu'nun "bataklığa dönüşmesi" çıkarına uymadığı için yeni kurulan cumhuriyet ile uzlaştı.
Kazan & Kazan.
1923'te kurulan devlet "Bağımsız" devlet'ti derken, hayalci olmamak lazım, iç işlerinde bağımsız dışarıda Londra'ya (Paris) bağlı bir devlet idi.
Öyle olmasa, II. Dünya Savaşı öncesinde Çankaya'ya çıkan İsmet Paşa, Londra'ya bağlı üç bakanı değiştirip, aynı hükümet'le yol'a devam etmezdi.
Tarih'in müsvedde kağıdının kenarlarına şarki oryantal süsleme yapmak, o sayfada yazılı olan satırların ne değerini yükseltir ne de düşürür.
Net olarak durumu şöyle izah etmek de mümkün:
Ak Saray ya da mevcut TBMM, terörle mücadele edemez, çünkü hepsi de kukla, süreç'te avlanmış, deli gömleği giydirilmiş, AKP ile aynı değirmenden su içmişler, delirmişler, işgörmez haldeler, diye bakmak da mümkün.
Şöyle bakmak da mümkün:
Terör'ün ortaya çıkma sebebi, AKP'nin kaydırdığı "ABD, AB eksen'i" ise "Türkiye borçlu olduğu için ABD'den AB'den izin almadan terörle mücadele edemez" demek, abesle iştigaldir.
Laik insan zekasına hakarettir.
Yani?!
PKK, IŞİD, CIA, MI9 tarafından yönlendirilen aparatlar ise ve de AKP, Rusya'ya, Çin'e doğru yürüyor ise yaşanması gereken süreç yaşanıyor diye bakmak en akılcı olanı!
1979 + süreç'i.
Netice:
Sadece Türkiye'de değil, küre'de hazcı bir nesil oluştu!
Öve öve bitirilemeyen Rus oligarkların paçozluğu, yere yere bitirilemeyen ABD, Avrupa'daki çürümüşlükten farklı mı?!
Re'aksiyon, aksiyon değildir.
Çin'in demokrasi tanımlamasında neler var ya da Erdoğan'dan daha kibarlar mı?!
Yani?!
Erdoğan'a karşı olup Doğu'nun diktatörlüğüne, "kapalı toplum" modeline özlem duymak, süreç'te Mehmet Akif'in Mısır'da yaşadığı şok'un benzerini yaşatır; Etiler, Bebek, Nişantaşı, Levent solcuları'na.
Denemesi bedava, meraklısı var ise buyursun Rusya'ya, Çin'e, Hindistan'a, İran'a yerleşsin.
Derisini değiştiremeyen yılan ölür ise "Batı yeni'den deri değiştirme sürecine girdi", diye bakmak mümkün.
BOP'ta ortaya çıkan bir nesil, değişen deri ile birlikte kaybolacak.
Sancı, deri değiştirme sancısı.
Real politik tümce şu:
Bütün bu şartlar içinde ortada bir “Osmanlı devleti kalmış ise” bunun nedeni Alman Mareşali Helmuth Von Moltke’nin dediği gibi, bu devletin mirasını paylaşmakta, mirasçıların ittifak edememelerindendi.
Yani gene Moltke’nin dediği gibi Türkiye’yi yabancı devletler inkiraz (Batma, dağılma, çöküş) durumuna getirmiş ve onu gene yabancı devletler kurtarmış!
Yani?!
Kaos'tan çıkacak yeni düzen arayışları!
Yani?!
Batı içindeki bir link yine Türkiye'yi batıran, çıkaracak olan da yine Batı içindeki bir başka link!
"Derisini değiştiremeyen yılan ölür" benzetmesi üzerinden Avrupa'ya bakılacak olursa, I. Dünya Savaşı'nın rövanş'ı alındı, yeni süreç inşa ediliyor diye bakmak mümkün.
Real politik.
"Bugün aslında dün"dü ise süreç ortada.
Post modern savaş'ta "Neo 1919" + 1920...
Yani?!
Yeni "Çankaya matematiği" oluşuyor, küresel aksta.
O günkü şartlar nasıl, mazisi olmayan "Çanakkale"de büyük başarı elde etmiş Mustafa Kemal'in önünü açmış, onun eli ile Samsun'dan "kurtuluş ışığı"nı göstermiş ise bugünkü "ziya" da ortada!
Hadi Almanlar'ın gönlü de olsun, altını çize çize yazalım, Alman 'genelkurmay başkanı'nın Osmanlı Ordusu'nu yönettiği, Çanakkale'deki savaşı planladığı, Çanakkale'de Mustafa Kemal'in üzerinde bir Alman generalin olduğu, "Alaman Cihadçı" ya da Teşkilat-ı Mahsusa'dan İslamcı Enver Paşa'nın da Mustafa Kemal'in üstünde olduğu bir denklemden "Gazi" nasıl çıktı?!
Real politik ya da şartların dayatması!
NATO tarafından yönlendirilen ordu, siyaset matematiği gibi bir matematik!
Bazı süreçler vardır ki, hoşa gitmeyen adamlar olsa da, işi bilenlerle yürümek zorunda kalabilirsiniz.
Enver Paşa, Almanların dediğini yaptığı için makam sahibi oldu, yetenekleri nedeni ile değil!
"Biat"çılık.
"1 şey değişti", İstanbul bu defa İngilizler tarafından işgal edildi, her şey değişti, Enver Paşa koltuğunu kaybetti.
Yani?!
Gazi'nin makamı yoktu, ülke İngiliz, Fransız, İtalyan vb işgali altındaydı; ne zamanki Gazi VATAN'ı kurtardı, çağın ruhuna hitap eden bir devlet yönetimi kurdu, sonra makamı oldu.
Ülke Alman işgali altındaydı, Enver Paşa'gillerin makamı vardı!
Almanlar gitti, makam da gitti.
Böyle bakmak da mümkün.
Önemli olan Alman, İngiliz, Rus, ABD, Fransız, Çin vb adreslere yaslanmak değil, kendi milletine yaslanmak, real politik üzerinden Gazi gibi "Tango" yapmak.
Enver Paşa, tango yapmadı, aklını da bedenini de Alman'a teslim etti, halay çekti, kaybetti.
Ezcümle:
"Duygularından arınmış, sakin, serinkanlı, kayıtsız savaşçı kazanır, hırslı talih avcısı değil!”
“Muzafferler önce kazanır, sonra savaşırlar. Yenilenler önce savaşır, sonra kazanmaya çalışır.”
“Derin ilke bilgisi görmeden bilir, Yol’un güçlü uygulanımını çabalamadan elde eder. ‘Derin Bilgi’, kapının dışına çıkmadan bilmek, pencereden bakmadan gökyüzünün yolunu görmektir. Güçlü eylemse, tüm durumlara uyarlanarak daha da güçlenmektir.”
Sun Tzu
“Bir ülkenin, tarihi bir anında, eğer şartlar bir adamı ön plana çağırıyorsa, eğer şartlar onun basacağı basamak taşlarını, onun geçeceği yola daha önceden döşemişse, o adamın yolunu kesmek artık mümkün değildir.”
Şevket Süreyya Aydemir, “İkinci Adam - İsmet İnönü”, II. Cilt (1938 – 1950)
Nokta.

26 Temmuz 2017
@HayrullahMahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder