10 Ocak 2015 Cumartesi

Halas dakikalar ve/veya Padişah'lar nasıl öldü?!

Halas dakikalar ve/veya Padişah'lar nasıl öldü?!

(ya da "Padişahım, ölümlerden ölüm beğen" ve/veya 2015 Şita'nın oksimoron sorusu: "Sabır'ımızı taşırmasınlar" diyen Bay Davutoğlu, "Bre densiz"ler diye kükreyip, Suriye'yi vurmak için Frans'Almanya'yı tehdit edecek mi?!)


"Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, hiç sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.”
Başkumandan Mustafa Kemal Atatürk
1908 (Atatürk'ün S.D.V, s. 112)
“Fecayi karşısında bunalan ruhların ıstıraplar içinde halâs dakikalarını beklediği bir zamanda yazılan o marş, o şiir bir daha yazılamaz. Allah bir daha bu millete bir İstiklal Marşı yazdırmasın.”
Mehmet Akif Ersoy
"Savaş bilimi pek az kişi tarafından bilinen gizemli bir sırdır."
Otto von Bismarck
...
DURUM
Haber şu:
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Fransız hükümetinin daveti üzerine yarın Paris'te yapılacak Fransız halkıyla dayanışma yürüyüşüne katılacağı belirtildi.
Yorum şu:
Yürüyüş sonrasında Davutoğlu, Neo Haçlılar adına, Frans'Almanya erk'ine der ki:
"Bre cahiller, hala anlamadınız mı, Suriye'yi vurmadan, Esad'ı indirmeden Avrupa'da terör sorunu çözülmez!"
Çay'ın taş'ı ile çay'ın kuş'unu avlamaya alışık Avrupalı liderler de, bıyık altından gülüp, Merkel'in bıyığı yok demeyin bakmasını bilen görür, düşük profil üzerinden nazikçe "egosu fırlak" The Hoca'ya sorarlar:
"Bay Ahmet, bu durumda ne yapmamız lazım? Çok değerli görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız?" 
Davutoğlu cevap verir:
"Neden olmasın! Suriye'yi vuralım, NATO destek versin!"
 Onlar da cevap verir:
"Hay hay."
NATO'nun kara gücü olmadığına göre durum şudur:
"Biz havadan siz kara'dan!"
Yani?!
Bay Davutoğlu hamaset'e o kadar kendini kaptırmış ki, burnunun ucunu görmekten uzak.
Kibir'i, başka ak'ıllardan istifade etmeye kapalı, ortak akıl naturasına uygun değil.
Diyalog'dan anladığı yek ses'ten "repete / tekrar"!
28 Şubat 1'ciler "28 Şubat" olalı "böyle zulüm görmedik" diyecekleri zaman'lar bu zaman'lar.
Ne de olsa her şeyi biliyor, bay mükemmel!
Batı'daki güvenlik açığının sebebi Suriye değil, AKP iktidarı.
Ayna'ya bakmak elzem.
Nüans?!
Suriye'nin parçalanmasını isteyenler, büyük barzan kurmacasına imece yapanlar.
Yani?!
Yaşanan kıyamet süreç'i, Davutoğlu'gillerden kaynaklı!
Kitap'ta yazmayan bir şey'i söylemeye Bay Davutoğlu'nun istese de ak'lı yetmez.
Kitap'ta yazılı olanların da "neden yaşandığını" sebep sonuç ilişkisi içinde anlamadığı için devletler oyun'unu tarih kitaplarından kopya repliklerle yürütmeye, kurnazlık yapıp aradan sıyrılmaya çalışır.
Nereye kadar, buraya kadar.
Basit örnekle, Davutoğlu'nun basın'daki karşılığı Murat Bardakçı!
Okumuş, bilgili, görgülü bir adam.
Ne var ki, osmanlıca, arapça vb vesika okumak, tarihin arka odasına ışık tutmaya yetmez.
Bardakçı ne kadar tarih'in arka odası'na hakim ise Davutoğlu da o kadar tarih yazıcı.
Davutoğlu'nun beyanını ister Osmanlıca üzerinden okuyun, ister İngilizce, ister Arapça fark etmez, Damad Ferid'de, Vahideddin'de olmayan ak'lı hiçbir "vesika" yüceltmeye yetmez.
Hülasa:
Alman Başbakan'ı der ki:
"Neo Enver Ahmet Paşa'm, hadi anlat bakalım, Suriye'ye nereden giriyor'sunuz?"
Nüans!?
AKP, Suriye'ye girmeden Suriye içimize girdi, boğaz kıyısına kadar dayandı.
Savaş, büyük barzan devleti'nin (!) Hatay semti civarında cereyan edecek, gibi duruyor. 
Hatay'ı, Kıbrıs'ı, nakit merkezlerini peşkeş çeken, PKK ile aynı yatağa giren, diğer yatak'ta IŞİD, El Kaide ile iş tutan'ın el'ine ip'i vermişler, "yorma, kendi ip'ini kendin çek" diyorlar ama bizim siyasal islamcılar anlama özürlü!
İlla ki, sembolik de olsa darağacını görecek.
Son şaka, güldürmeyen şaka.
Olay Yeri İnceleme!?
Davutoğlu'na, terör saldırısının yapıldığı yerde, olay yeri tatbikat'ı yaptırmaları da mümkün!
Ezcümle:
Ardak, borç'u borç'la çeviren, nakit merkezlerini bop'çulara peşkeş çeken, BOP'un taşeronu Başbakan, hem de kendilerini fon'layan, maaş'ını da Türkiye'ye borç veren beş'linin ak'ıttığı değirmenden alan The hoca, borç dilendiği devletlerin başbakan'larına diyecek ki:
"Bre densizler, sabrımızı taşırmayın, bizi test etmeye kalkışmayın! Hatay'a şimdi gireriz! Esad'ı indiririz."
Bu bir şaka ise ihanet'in şakası olmaz hoca.
Savaş kaybeden "padişah" da olsa 'kendi kendinden' hesap sordurtulur:
"Zehir içerek kendi kendini intihar etti."
"Attan düşüp beyin kanaması geçirip öldü."
"Prostat kanserinden öldü."
"Böbrek yetmezliğinden öldü."
"Veremden öldü."
"Kalp krizinden öldü."
Konjonktür meselesi.
Ölümlerden ölüm beğen.
Savaş'ı kaybeden padişah, komutan, sadrazam fark ermez, bir şey değişir her şey değişir, kelle düşer.
İhanet'in çeşidi bol, ölüm'ün de bahanesi çok.
Vatana ihanet edenler ölüm'lerden ölüm beğensinler.
Nokta.
...
DURUM
Haber şu:
Twitter fenomeni, yine gündemi sarsacak iddialarda bulundu.
Operasyonları önceden haber veren Twitter fenomeni Fuat Avni, yine çok konuşulacak iddialar ortaya attı.
Hükümet karşıtı tweet'leriyle bilinen Fuat Avni, terör eylemlerine karşı vatandaşları uyardı.
Türkiye'de terör eylemleri gerçekleştirileceğini ve bunun da Fethullah Gülen Cemaati'ne yıkılacağını iddia eden Fuat Avni "Büyük alışveriş merkezlerinden ve kalabalık yerlerden uzak durunuz. Her an Yezid'in hain planlarının terör kurbanı olabilirsiniz" uyarısında bulundu.
İşte, Fuat Avni'nin tweet'leri:
Yorum şu:
Kedi / Fare Harp'i.
"Hepiniz oradaydınız ulan" vaziyetleri.
Kabahat, samur'dan kürk olsa sahipleneni çıkmazmış, hikaye o hikaye, temsil, arkası yarın.
Gülen devlet'i ele geçirmiş, Gülen'ciler palavradan mağdur, ağlak!
AKP; "çekirge sürüsü" gibi ak'çasal her hikayenin içinde.
Boş mezar yeri bulsa atlayacak olanlar, "ben değil o yaptı" mavrasında!
Hasılı:
Fuat Avni'nin 140 karakter'inden ortaya çıkan netice:
"BOP'un ağır abileri ağır karakter'siz ağlak çıktı."
Boş koltuk bulunca atlayanlar zıplayanlar, iş'ler ters gitmeye başlayınca işaret parmakları ile birbirlerini gösterir oldu.
Ne var ki, geriye kalan üç parmak "işaret eden"i, baş parmak en büyük oyun kuran, oyun bozan'ı yani Yaradan'ı gösterir.
Ezcümle:
"Eğer sen padişahsan geç tahtına. Yok padişah bensem emrediyorum, tahta geç!"
Böyle cümle olmaz şekerim.
Bu repliğe hiçbir yerde rastlanmadı ise şimdi kayda geçirelim:
"Eğer Padişah siz'seniz görevinizi yapınız, eğer Padişah siz değil ben isem bilmenizi isterim ki kelle'leriniz kılıç'ımın uç'unda!"
Nokta.
...
DURUM
Ne diyor bukalemun familya: 
"Korku'yorum."
Korkmak insani bir duygu!
Ne var ki, fark şurada:
İhanet ederken korkma'yanlar neden şimdi korku'yor!
Çok yazdık, tatlı talı yemenin "çok acı" çıkartması vardır, diye.
Korkuyorum diyen ha(z)cı kafa'nın içi "Devlet malı deniz, yemeyen domuz!" ise soru ortada:
Kim'miş domuz?!
Yağmalayan mı, kul hakkına dikkat çeken mi?!
Kaldı ki, "köpek balığı" teneke dahil her şeyi yer, "domuz" ise kendi pisliği dahil her şeyi, ak kefal, f'zargana!
Kendi pisliğini yiyecek kadar alçalan'ın korkması ne mana?
Nedamet mi?!
Konjonktür değişti, yaltaklanması mı!?
Şarap tadarken, PKK, IŞİD'le iş'tutandan korkmayanlar, Paris saldırısı sonrası korkmuş ise bir diğer fark da ortada:
Siz'ler izin vermemiş olsaydınız, hiç Paris düşer miydi?!
Yani?!
Yönlendirilen devlet'in, yön'lendirilen medyası sorunsalı.
İngiliz'in, Fransız'ın aklı kendine yetse bu halde olur muydu?!
28 Şubat 1'e stratejik ak'ıl nereden gelme! 
Milli Şair Mehmet Akif, İstiklal Marşı'nda ne diyor, "Korkma"!
Fark şurada:
Vatana ihanet etti isen, "milli güvenlik" ve/veya kalmayan küresel güvenlik kapsamında, korkmakta haklısınız.
Sizler korkun!
Sırayla korkun.
Korkunun ecele faydası olmasa da korkun.
Ölmek birkaç dakika, korkmak ömür boyu!
Final süreç'i kapsamında "tanık ağaç" olarak hangi korkak, ibretlik olarak ayakta kalacak, içinden geçiyoruz çengel bulmaca'nın.
1 numara sorunsalı.
Nokta.
...
Final süreç'i: Zemzem su'yla yıkansa da "BOP'un şeytanları" ak'lanır mı?! 
Alman Der Spiegel dergisi Suriye lideri Beşar Esad’ın nükleer santral inşaa ettiğini idda etti. Batılı uzmanlara göre santral kod adı 'Zemzem' olan gizli bir projenin parçası. Uzmanlara göre Zemzem projesine Kuzey Koreli ve İranlı uzmanların da dâhil olabileceğini belirtiyorlar. 
Dilipak: Kork Fransa, Afrikalı çocuklar seni yakmaya geliyor!
Zorlu Center'de çıkan ve bir kişinin ölümü ile sonuçlanan yangınla ilgili olarak Zorlu Center yönetimi bir basın açıklaması yayınladı.
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal, eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun’un, kaset komplosunun perde arkasını anlattığı kitapta dile getirdiği iddiaların spekülasyondan öte bir anlamı olmadığını belirtti. Baykal, "Bunlar boş laflar. Böyle konularda daha sağlam, ciddi verilerle çalışma yapmaya ihtiyaç var. Bu konu spekülasyon konusu olmayı hak etmiyor" dedi.
Ankara'da Radyo Megasite'nin sahibi Kadir Balcı, evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti.
"HDP'den teklif geldi mi?" sorusuna ise Kadir İnanır, "Gelse de söylemem. Başka partilerden çok geldi" yanıtını verdi.
Le Monde gazetesi Fransa’da aranan Hayat Boumeddiene’nin 2 Ocak’ta İstanbul’a geldiğini ve 8 Ocak’ta Türkiye sınırından Suriye’ye geçtiğini öne sürdü.
...
OKUR GÖRÜŞ
Cevat Kelle:
Gez, göz, arpacık... ATIŞ SERBEST!...
...
Aydoğan: 
Son paragrafın 2.satırı:
"birbirini beğenmek"
Oysa "... beğenMEmek" olmalı (değil mi?) idi:
Bence en önemli hastalıklarımızdan biri de o: "birey"de birbirimizi beğenMEmek; sürekli olarak birbirimizin hatasını aramak; oradan çıkarak örtülü bir "ben"cilik, veya "en iyi/milliyetçi Türk benim" gögüs dövmekleri; genel görüntüde ise Türk milliyetçisi, yani milletsever.
Ve "yabancı"ya karşı da en üst düzeyde hoşgörü anlayış saygı"
(Zaten en üst siyasilerimizin en güleç yüzleri, sevgiyle bakan gözleri de hep  dış temaslarda dışa vuruyor nedense: İsterseniz bakın resimlerine, nasıl baygın baygın bakar pür dikkat dinlerler o batılı "Başkan"ları..)
Özetle "Milletin tek tek bireylerini sevmeyen "milletsever/milliyetçi/lik" de bize/Türke özgü bir nevii...!
Slm
Aydoğan
...
ELCEVAP:
İlgi ve katçı için teşekkürler.
HM
...
Özlem Kumcu:
Türkiye'de vaziyet yıllardır böyle sadece sen yeni tanık olmuşsun. Mutlu bir güruh sürüsü var hiç bir şey umrunda olmayan vur patlasın çal oynasın. Akıllara zarar bir keşme keşlik.
...
ELCEVAP:
Sayın Okur;
Çanakkale Savaşı sırasında, Gazi'nin zafer'inden İstanbul'un geç haber'i oldu ise sebep baş'ta Enver Paşa olmak üzere malum mütareke basın'ıdır.
Mustafa Kemal'ler ölür ama Atatürk'ler ölmez, milyon'da 1 Atatürkçülerden en önde olan 1'i olarak diyeceğim şudur ki:
Günümüz dünyası "iletişim dünyası" olsa da "bilinç yarılması"ndan mukaddem, ortalığı BOP götürmekte.
Paris'te ne olduğunu yazmak için Paris'te olmak mı gerekir?!
Gece hayatında ne yaşandığı malum medya'nın "televole hayatlar"ından anlaşılmıyor mu?!
Çok yazdık, arşive girip okumanız mümkün, Neo Lale Devri'nin bülbüllerini.
Nüans şurada:
Beni davet eden kişi, dünya Kıyamet'i yaşarken, İzmir'in nasıl mışıl mışıl uyutulduğuna dikkat çekmek istemişti.
PKK tehdit ediyor, parçalanmaya gidiyor, İzmir, İstanbul vb şehirler'de haz'cılar; "kürtçe şarkı"da göbek atıyor.
İzmir Valisi'ni Diyarbakır'a, Diyarbakır'dakini İzmir'e atamakla ve/veya İzmir medyasını Diyarbakır'da, Diyarbakır'dakini İzmir'de yedirip içirmekle sorun çözülseydi, bu kor'düğüm yaşanır mıydı!?
İnsan zekası ile alay eder gibi türkü çığıran kürt vatandaşımız, PKK'nın Türkiye'yi hedef alan saldırılarını kişisel çıkarı adına görmezden geliyorsa, İzmir başta olmak üzere Batı'da adama rahat vermezler, yek tek indirirler.
PKK'lılar taşeron, piyon!
BOP'çularla, büyük barzancılar'la aramızda gidip gelen acem barzan pinpon top'u.
PKK sorunu "devrin avrupa" sorunudur, güvenlik bazlı faz'a geçildi, yek tek ayık'lama süreç'i başladı.
Nasıl AKP'nin küresel aks'ta dayısı kalmadı ise PKK'nın da kalmadı.
Yani?!
Kim ne anlamak istiyor ise onu duyarmış.
Hasılı:
Velev ki, hikaye sizin dediğiniz gibi.
Madem siz biliyordunuz, herkesten önce neden durdurmadınız!
Silivri şakası "eşek şakası"ydı, çok yiğit (!) bulut gördük tavşan gibi mabad'ından nefes'lenen.
Ezcümle:
Dün dünde kaldı, yeni gün'ün hikayesi budur.
Nokta.
HM
...
Yusuf Baltacı:
Sayın Özgür;
Davutoğlu Fransa'ya gidiyor!
Oradan Almanya, FransAlmanya!
Aklıma "Erbakanı satarak iş'e başladılar" içerikli yazınız geldi.
Bu içeriği hatırlatan bir yazınız daha; devamı gibi; 
“Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilirken Bop’lu işleri’de üstüne yıkacak en uygun birini Başbakan seçti, Davutoğlu”
Şimdi sorum şu; 
Davutoğlu, FransAlmanya’da; 
“Bütün bu iki ucu Bop’lu işleri ben yapmadım, O yaptı”mı diyecek?
Bayraktar’ın dediği gibi; “O söyledi ben yaptım” mı diyecek?
Yoksa “Satanı satarlar” mı diyecek?
Ne dersiniz?
...
ELCEVAP:
Sayın Baltacı;
Birçok zeka çeşidi içinde Bay Davutoğlu, "ak'ademik zeka"ya sahip bir öğretim görevlisi.
Küçümsemek için söylemiyorum.
The Muallim.
Yani?!
Devlet yönetmek, stratejik zeka ve/veya koordineli zeka işi.
Bay Davutoğlu'nun ok'uduğu kitap kadar ak'lı var.
Okumakla adam olunsaydı, başta ABD, İngiltere, Fransa vb devletlerde okumuştan bol ne var, dünyanın en iyi okulları onlarda, ortalık adam'dan geçilmezdi.
Ne var ki, BOP'ta ABD, İngiltere, Fransa, Türkiye gibi devlet'lerin hali ortada.
Özel okullar "gerçek sahte dolar" basar gibi "diplomalı" egosu füze gibi fırlak cahil'ler yetiştiriyor, sadece holdinglerde işleyebilir!
Tekme atan o beyaz yakalı danışman gibi, ortam müsait ise hepsi kahraman, değil ise tazı.
"Bre densiz" diye hitap edince, bir anda kendini Fatih zannedecek kadar hayalperest. 
Kaldı ki, adı janjanlı okullardan mezun olmak ya da o okullarda hocalık yapmak her yara'ya merhem olsaydı, başta ABD olmak üzere batılı ülkeler o adres'lere dadanmaz mıydı?!
Obama'nın mezun olduğu okul da hafif bir okul değil ama stratejik zeka'sı ortada.
Elinde beyzbol sopası olduğuna göre, RTE'den, Davutoğlu'ndan mek parmak yukarıda.
Geçmişi inceleyen bilim dalına "tarih" diyorlar.
Ne var ki, kafaları analitik çalışmadığı için süreç'e dokunarak deneme yanılma metodu ile "yorum" yapıyorlar.
Büyük Satranç Tahtası'ndaki "oyun" düzeni faş oldu ise kim'in hangi hamleleri yapıp yapamayacağı ortada.
Paris ciddi bir güvenlik stres testi.
"Hani ülke bölünecek dediniz, bölünmedi"; o kafa'nın hikayesi.
Büyük Satranç Tahtası'nı okumaktan aciz, hamaset'le gemi yürütmeye çalışan kafalara ne anlatsanız boş iş.
Sessiz gemi.
AKP'nin Azrail'le son randevusu ve/veya atta mevsimi.
Neo Hitler tip'lemesi en çok Davutoğlu'na yakışır.
Ego, bıyık, inandığı yalan'ı kitap'tan satma iddiası.
"Dogmatik" kitap'ı ezberlemek de kopya'nın başka çeşididir.
Hasılı:
Neo II. Dünya HAARP'i saf'laşması.
Davutoğlu'nu ters'ten 28 Şubat 1 link'i kullanıyor.
Küresel aksta 28 Şubat'ın içinde Almanya'dan İsrail'e, İngiltere'den ABD'ye, Rusya'dan İran'a yok yok!
Hoca Ahmet zorlasa da oyun'u anlayamaz, birincil sebep ego'su, ikincil sebep kibir'i.
Danışman'ken de çok poz kesiyordu, daha önce yazmıştık, Dışişleri Bakanlığı'na kaydırdık (!), yeteneklerini hep birlikte gördük, izledik.
Erdoğan'ın üzerindeki fatura yük'ünün mühim kısmını ego'su ile o aldı.
Yani?!
AKP'nin birinci döneminde RTE'yi yön'lendiren kafa, ikinci döneminde taç giydi.
Taç giyen baş ak'ıllanacağına o işi daha da azıttı.
Final süreç'i kapsamında ortalık BOP deryası olmuş ise The Hoca Ahmet'in katkısı büyüktür.
Kolay gaza gelen siyasal laik'lerin derin'leşen süreç'te nasıl katkısı var ise Davutoğlu'nun katkısı da küçümsenemez.
Maşa varken el kirletilmez.
Frans'Almanya üzerinden Davutoğlu'na poz verdirmek, süreç'in güldürmeyen şakası.
Fincancı dükkanına dalan fani, bu defa takke'lilerin içinden çıktı.
Fehmi Koru bilir o hikayeleri.
Başbakanlık makamı başka, Davutoğlu'nun turistik ziyaretleri başka!
Davutoğlu'nu kendi haline bırakmak yani kendi aklı zaten süreç'i derin'leştirmeye yeter.
Her nasılsa Davutoğlu yine devlet kesesinden beleş ak'ademik seyahat eder, yine eşine "Bunların hepsi cahil" diye poz keser, sonra da başta kabine olmak üzere etrafındakilere anlatmaya başlar:
"Falancaya şu aklı verdim, filanca başbakan'a, cumhurbaşkanı'na, bakan'a bu aklı verdim!"
"Bre densiz!!!" diyene sormazlar mı, madem o kadar çok aklın vardı, ülkeni neden BOP götürüyor!
Gül'ün, Paris saldırısı kapsamında yaptığı açıklama kimleri hedef alıyor!
Ayna'ya bakmak elzem.
Sözün özü:
Davutoğlu, BOP'un akademik zekalı kibirli şaşkın'ı!
Sahte vezir.
Davutoğlu üzerinden oynayan gerçek oyuncu Cemil Çiçek! 
Yani?!
Ziyaret'in gerçekleşmesi, yani "verilecek poz", içerik'ten önemli!
Davutoğlu başka söyler, "Başbakanlık makamı" plağı başka döndürür.
Adam asmaca final süreç'i: Kedi / Fare harp'i.
Yönlendiren devlet'in aklı olur mu ya da çekirdek devletler kendi aralarında uzlaşmış ise açı almak için dünyayı turlayan BOP'un turistlerine ne yemek düşer!?
Yüksek siyaset ligi bu!
Menderes'e dahi belli bir yaş'tan sonra diploma aldırıp İngilizce öğrendirtmediler mi, sonra da İngiliz ip'i ile asmadılar mı?!
Oysaki, Türkçe de bir dil!
Devlet olan devlet'in başbakanı  "kendi dil"i dışında başka dil'le konuşmaz, mesajlaşmaz.
Davutoğlu bu, İngilizce'yi Türkiye'nin "resmi dil"i zanneden bir başka şaşkın.
Fransa Başbakanı, Fransızca konuşur.
İngiliz Kraliçesi İngilizce.
Alman Başbakan'ı Almanca.
Putin Rusça.
Nüans şurada:
Davutoğlu gibi İran Cumhurbaşkanı da kendi dili varken, İngilizce konuşuyor!
Tercümanlık diye bir meslek var, sen konuşursun onlar tercüme ederler.
Böylece iletişim kazası yaşanmaz.
Ezcümle:
Sizin sorunuza yapacağımız naçizane tercümanlık kısmına gelince, sorunun cevabı ortada:
Davutoğlu dinlemez, konuşur.
Tarihten örnekler verir.
Muhatapları da dinler, kafa sallar gönderir.
Sonrasında ülkeyi BOP götürür, malum fani "Bre densizler" diye diklenir.
Paris'te OHAL, halep orada ise arşın da burada:
"Bre densiz" diyenin top'ları sağlamsa, Doğu'da sıkıyönetim ilan eder, hem kalmayan sınır güvenliği üzerinden içeri giren terör'istleri temizler, hem de değneksiz köy'de dolaşan PKK'lılardan başta Diyarbakır, Hakkari olmak üzere ortalık ak'lanmış olur.
Oynayan'la oynarlar.
Almanlar, kendi sistemleri içinde yetişen akademik zeka'lılar ile iş tutmaya bayılırlar.
Çok dalga geçerler ama yaptığın şaka anlaşılmadıktan sonra kendin yapar kendin gülersin.
Hikaye bu hikaye.
Selamlar.
HM
...
Ve...
Son olarak...
Basit soru şu:
Atatürk "Bit Pazarı"na düşer mi?!
Elcevap:
Hayat'ta her şey insanlar için.
Neden olmasın?!
Lenin'in, Saddam'ın heykellerini yıktılar.
Her türlü saldırı'ya rağmen Gazi ayakta!
İmparatorluklar yok olurken, devlet'ler parçalanırken, Hz İsa'nın çarmıha gerilerek başlayan milat'ta, Atatürk neden 'Bit Pazarı'na düşmesin?!
Şartlar.
Akılsız baş'ın derdini ayak'lar çeker ise misal, temsil başka:
Ne diyor "milli şair" Mehmet Akif, "eski, eski olduğu için atılmaz, faydasız olduğu için atılır. Yeni de yeni olduğu için alınmaz, faydalı olduğu için alınır."
Yani?!
BOP'ta, üretmeden tüketme alışkanlığı kazandırılan vatandaş'a bilinçsizce, şuursuzca tükettirdiler.
Ne var ki, sözde lüks marka adı altında kalitesiz, insan sağlığına zararlı "fast food" mantığı içinde "kullan at, yenisini al, sakın birikim yapma"ya dayalı histerik bir süreç yaşandı.
"Yaşandı" diyorum çünkü; bir "vatandaş tükendi, batık, işsiz, gizli işsiz", iki "AKP" tükendi, üç para kaynağı "Batı" tükendi, "o ağa bu ağa" ise güvenlik'i kim sağlaya, hesap ortada!
Yani?!
"Yeni" diye iteklenen AKP malları'nın hem insan sağlığına, hem de dünya güvenlik'ine zararlı olduğu görüldü, defalarca test edildi, hurda'ya dönen yüz'lerden kalite ortada.
"Eski" diye 'Bit Pazarı'na iteklenen "Atatürk kaftanı" ise hakiki kaliteli kumaş'tan soğuğa sıcağa dayanıklı, "sen giy, evladın giysin, torunun giysin bir şey olmaz" denilen zaman'lardan kalma, "faydalı eski" olduğu görüldü, çok acılar yaşanarak bir kez daha anlaşıldı.
Atatürk kaftanı, "Bit Pazarı"na düşünce Avrupa yangın yerine dönmüş ise temaşa ibret'lik.
Hasılı:
Kayseri'linin kurnaz'ı anasını boyayıp babasına satarmış.
Bitli bakla'nın kör alıcısı olurmuş.
O zaman soru ortada:
Ak teneke'yi parlatsan çeyrek altın eder mi?!
Elcevap:
Bİt Pazarı'nda mekan sahibi üstad Mustafa Obuz'a benim yanımda sordular:
"Buradaki mallar ikinci el mi?"
Gülerek cevap verdi, "Ben dahil buradaki her şey ikinci el ama hepsi kaliteli. Dandik mal'la işimiz olmaz." 
Yani?!
İkinci el'in de kalitelisi var!
Birinci el'in de kalitesiz'i var! 
Nüans şurada:
Altın bit pazarına düşse yine altın ama ya ak / f teneke?!
Nokta.

10 Ocak 2015
Hayrullah Mahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder