8 Aralık 2014 Pazartesi

Ne münasebet ve/veya (Demokrasi) Oyun bitti?!

Ne münasebet ve/veya (Demokrasi) Oyun bitti?!


“1918’e kadar Fransızlar cumhuriyete inanıyorlardı. 1918’den sonra onları cumhuriyetten iğrendirmek, uzaklaştırmak, yerine ilk dokunuşta dağılıverecek bir demokrasi hayaleti koymak oyununa girişildi. Dışarıdan düşmanların idare ettikleri oyun ince ve şeytaniydi. Fakat bu oyuna içeride paraları üzerine titreyenler, iktidar mevkiine susayanlar, bütün hasetçiler, kıskançlar, kabiliyetsizler ve alçaklar kapıldılar. Fransa’nın yaşaması için cumhuriyet batsın diyenler oldu. Bu suikastçıların kullandığı başlıca silah basın oldu. Demokratik bir rejimde basın yalan söylerse rejim de ölüme mahkum olur. Zira hakimiyete sahip olan millet eğer doğru haber alamazsa hakimiyetini serbestçe kullanamaz.” 
Pierre Lazareff
“Aklı gözle görülür biçimde betimlemek gerekirse; gece onunla aydınlanır. Cehaleti betimlemek gerekirse, gün onunla karanlığa gömülür.”
Sokrates
...
JEOPOLİTİK METEO
TC Atilla Kamer:
IMF'DEN TÜRKİYE'YE RESESYON UYARISI !!!
IMF TÜRKİYE ÜLKE RAPORUNU YAYINLADI. KURULUŞ, SERMAYE AKIŞLARINDA ANİ BİR DÜŞÜŞÜN RESESYONA YOL AÇABİLECEĞİNİ VE HEDEFLEME REJİMİNİN SİCİLİNİN KÖTÜ OLDUĞUNU BELİRTTİ.!!!
EXXON MOBİL VE ‘BAĞIMSIZ PARZANİSTAN’A DOĞRU BİR ADIM!!!
''ERBİL İLE BAĞDAT'I BİR BİRİNE BAĞLAYAN TEK UNSUR ''PARA''. KÜRDİSTAN BÖLGESİ EKONOMİK ANLAMDA BAĞIMSIZLAŞTIKÇA ''BAĞIMISIZ PARZANİSTAN'' HİSSİYATI DA O DENLİ GÜÇLENİYOR.''
İNGİLTERE İSTİHBARAT MAHKEMESİ (IPT), MİLYONLARCA KİŞİNİN TELEFONUNU TOPLU OLARAK DİNLENMESİNİ KAPSAYAN TEMPORA PROGRAMIYLA İLGİLİ KARARINI AÇIKLADI. MAHKEME, TEMPORA İSTİHBARAT PROGRAMININ PRENSİPTE YASAL OLDUĞUNA HÜKMETTİ. !!
...
DURUM
Son dönem gazeteciliği?!
İtibar "4 x 4" yerlerde!
Başbakan'ın bindiği uçak'ın içinden yansıyan karelere bakılacak olursa, The Hoca, "delikanlı şuradan iki çay kap gel dese" iliştirilmiş fetret devri yönetmen'i kokpit'e uçarak gidip dönecek:
"Hoca'ma iki çay hazır etsinler!"
The İmam aynı sözü tekrarlasa, genel yönetmen, başyazar'a gerek yok, medya patronu o işe 2007 öncesinden talip:
"Kimse zahmet etmesin, Padişah'ıma çayı kendi elceğizlerimle demledim, ben ikram etmek istiyorum, açın yolu."
Aman ağzımızın tadı bozulmasın!
Buzağının ip'ini kim gevşetti?
"Bre densiz" diye zırt pırt atar yapan The Hoca'nın kifayetsizliği şudur:
Uçak'a gazetelerin "23 Nisan genel yönetmenleri"ni topluyor ve vaz'ediyor:
"Cahil'ler!"
Vatandaş "cahil" ise neydi o söz:
Okumak cehalet'i alır, eşek'lik baki kalır!
Edep'siz.
Diyen var mı, yok!
Bıraktım bu cevap ağır gelebilir, "Ne münasebet" diye nükte bırakan var mı?!
Keskin kamplar'dan birinin başbakan'ı!
Oysaki, The Hoca, yönetmenleri toplayıp hava'da dikte ettiği aynı açıklamayı AA üzerinden de yapması mümkün!
Neden?!
Çünkü, işini kaybetmek istemeyen gazete yöneticisi zaten "kurbanlık kuzu gibi", baş hep öne eğik!
C hatta E sınıfı kalite.
Şark'i.
Oryantal.
İşten "gazeteci"leri kovarken de, uçak'a davet edilen gazete yöneticisi, "ben değil o yaptı" diyerek baş'editör'e (The Hoca, The İmam) gönderme yapmıyor mu?!
Madem manşet'i o belirliyor, işe hangi adam'ın alınacağına hangi gazetecinin kovulacağına o karar veriyor, o zaman sana ne gerek var, değil mi ha(z)cı abi!?
Yazar'sız çıkan gazeteler yönetmensiz de çıkabilir.
Türkiye tarihinde bu kadar kolpa'cıyı birarada görmedi.
Davutoğlu okumuş, alim havasında demokrat poz kesiyor!
Dürtmeseler, askerlere askerlik dersi verecek, Suriye'ye şu kol'dan gireceksiniz diye!
Ne var ki, Suriye üzerinden kol gibi girmişler zaten içimize!
Güven'de değiliz.
İstihbarat'ın emrinde The Hoca demokrasisi!
The Hoca'nın üslubu tek kelime ile "akademik faşizan".bir üslup.
Protein zehirlenmesi, yanında da "iktidar terör'ü"!
Sınırlarını bilmemekten kaynaklı had'sizlik.
Oysaki demokrasi keskin olarak bir güç ayrışması, sınır'larını bilme rejim'idir.
Bunu benim gibi kaportacı yazarlar da biliyor!
"Dediğimi yapmazsanız, yüksek not alsanız dahi sınıfı geçirmem, okuldan attırırım, söyle velin gelsin" şantaj'ını çok gördük, mektep hayatımız böyle geçti ve/veya The Hoca garaz'ı! 
Enaniyet.
Hal böyleyken...
Ağlamaktan göz pınarları kurumuş patronlar, gazetelerin, Tv'lerin genel yönetmenlerinin maaş'larını Başbakanlık ya da Cumhurbaşkanlığı hesabına yatırsalar yeri var.
Niçin?!
Gazeteler iki seksen zaten yere yatmış durumda!
Niye?!
Baş'editör sorunsalı.
Kesmeyen kılıç, fare yakalamayan kedi, iş'ini doğru yapmayan editör olmaz.
Ne var ki, tüm bu olumsuz gelişmelere rağmen "son dönem" gazeteciliğinde satır'arası muhalefet'i Akşam'ın internet sitesi'nde görmek mümkün!
Ne zaman Ahmet Davutoğlu konuşma yapsa, site'de aynı başlığı açıyorlar:
"Başbakan konuşuyor!
Canlı Yayın!"
Arka fon'da ise alev alev bir resim.
Mesaj net: "Ortalık yangın yeri!"
Gülmemek elde değil.
Haliyle adam'ın bir'i sıfır sorun deyip Arap Baharı'nda ortalığı yangın yerine çevirmiş ise bundan güzel "kapak" mı olurmuş?!
Devir böylesi yüksek demokrat bir devir.
Kaporta'dan ince muhalefet devri.
Hülasa:
Lafı uzatmadan söyleyelim:
Siyaseti dizayn eden gazetecilik ne kadar doğru değil ise medya'ya müdahale eden siyaset anlayışı da bir o kadar doğru değil!
Nixon?!
İletişim güvenlik'i.
Vb.
Yani?!
Ayna'ya kızılmaz ve/veya Ayna ayna söyle bana benden güzel'i var mı, sorusu ne kadar manalı "Sayın" Davutoğlu!?
Cevabı verecek olan biz değiliz, haddini bilmek esas, durum'unuz psikiyatr'istlerin uzmanlık alanı!
Hastalanmak ayıp değil, doğal, zaman zaman herkes'in başına gelebilir.
Zeki Müren ne diyordu, şöhret'le para karbonat'la hazmedilmez!
Yani?!
Siz'ler demokrasi'yi, iktidar'ı hazmedemediniz!
Sindir'emediniz!
Carr curt demokra'sisi!
Geçmişe küfrederek, sadece eleştiri yaparak bugünkü demokrasi ayıplarının üzerine turkuvaz şal örtmek mümkün değil!
Mızrak çuval'a sığmıyor!
Minare'yi çalan bir değil, kılıf'lar yetersiz.
RTÜK, The Hoca üslup'una "artı 18" yaş sınırı koysa yeri var!
Demokrasilerde "Basın, medya" 4. güç.
Günümüz dünyasında 1. güç.
BOP'u organize edenlerin yöneticilerini belirledikleri bir medya düzen'i.
Davutoğlu gibi gazete yönetmen / yazarlarına ilkokul talebesi muamelesi çeken, Erdoğan gibi şamar oğlanı ya da tükürük hokkası niyetine kullanan siyasi'ye "Ne münasebet" demek, gazete yönetmen'inin, başyazar'ın birincil "yek" görevi.
Bir gazeteci:
Genel yönetmeni kadar cesur'dur.
Başyazar'ı kadar demokrat'tır!
Patron'u kadar hür'dür!
Yani?!
AKP iktidarında, aç gözlü medya patronajı bindiği dalı kesti, o yüzden güven'de değiliz!
Yazmadıklarından kazan'an medya düzeninden mukaddem, ortalığı PKK / IŞİD üzerinden BOP götürüyor!
Davutoğlu'nun karşısında "ofisboy" muamelesi görmeyi kabul eden gazete yöneticisi, yazarları ne demokrasi peşinde, ne de ekmek derdinde!
Kimi lüks araba taksidi derdinde, kimi de lüks ev...
Saddam'ın da medyası vardı, Hitler'in de!
Ezcümle:
"Gazete işletmesi diri olmalı, canlı olmalı, batık olmamalı!"
Fiyat fayda mantığı, kar / zarar bakış'ı doğru bakış!
Nüans şurada:
Basın'ı, ifade hürriyet'i olmayan bir demokrasi, demokrasi değildir!
Yalancının mum'u yatsıya dek yanar!
Yani?!
Abartmamak lazım.
Nuh Tufanı koptuğunda, Lut Kavmi helak olduğunda, matbuat, basın, medya diye bir şey mi vardı; The Hoca?!
Medya'ya hakim olma iş'ini fazlası ile abarttınız!
Medya yazmasa "şita" gelmeyecek miydi?!
Basın başlık atmasa "ölüm"ler olmayacak mıydı?!
Horoz öttüğü için sabah olmuyor!
Gaz'ın fazlası şişkinlik yapar, Mamak çöplüğü gibi ortam, alt'tan ya da üst'ten gürültülü pırtlar.
Ortalığa yayılacak koku siz'lerin ortak eser'iniz.
Yani?!
Ak Saray, patlamaya hazır "Çöp"ten Saray!
Medya işletmesi de, beyaz eşya üreten işletme gibi doğru yönetilmeli!
Nüans şurada:
Beyaz eşya işletmesi kötü yönetilirse batar, bundan sadece sermaye'dar zarar görür.
Basın, medya, çok para kazanma uğruna hakikat'leri yazmaz ise bundan demokrasi zarar görür, ekonomi zarar görür.
Güvenlik kalmaz.
Vehbi Koç'un dediği gibi demokrasi varsa, ülke varsa, siz'ler de biz'ler de var'ız! 
Doğru duruş budur.
Sabancı, Eczacıbaşı, Uzan, Karamehmet, Doğan, Şahenk vb..
Beyaz eşya üretip satan'ın da, otomotiv sanayi'nin de, gsm'nin de yek güvencesi özgür medya, gerçekleri yazan basın!
Ve hatta fareli köy'ün kavalcısının peşine düşen pembe pantalonlu yazar tayfa'nın da tek güvencesi, gündem'e ayna olan, yol gösteren basın!
Neo amiral gemisi hangi medya olacak?!
Serdümen?!
Demem o ki:
Oyun bitti.
"Ne münasebet"!?
Artık devir, özgürlük düşmanlarına "Hayır" deme, "Dur" deme, "ne münasebet" deme devri.
Yol'unuz yol değil!
Meteo: 28 Şubat önce güvenlik.
Düşen bir çizgi (laik), yeniden (çok sert) ayağa kalkıyor!
Rüzgar ektiniz, kalmayan sınır güvenlik'i üzerinden "fırtına" girdi içeri!
Medya, ayna'dır, ayna'ya kızmak rüzgar'a tükürmekten farksızdır.
Rüzgar'a tüküren kendi yüzüne tükürür.
Nokta.
...
VAZİYET
GÖRÜŞ ŞU:
fehimli mestan:
Sultan Abdülhamit’in torunu da Osmanlıca hakkında fikir beyan ederek, seçmeli ders olması gerektiğini söylemiş. Artık torunlar bile Milli Eğitim konusunda yönlendirme yapmaya başlamışlarsa işimiz iş demektir. :(
YORUM ŞU:
Sayın Okur;
Değerli omuzdaş, satırlarınıza katkı:
Sormak, araştırmak lazım, malum torun Osmanlıca biliyor mu?!
Torun'lardan kaçı Türk'lüğünü korumuş, kaçı Müslüman!?
Kendli dil'ini unutmuş, kültürünü bilmeyen, etki ajan'ı olarak kullanılan kaç Osmanlı torun'u vardır?!
Öğrenimi nedir, eğitimi nedir, BOP'a bakış'ları nedir?!
Bilmemek ayıp değil, araştırmamak, hakikat'i saklamak ayıp.
Medya'nın işi nedir, ne değildir!?
Selamlar
HM
...
HABER ŞU:
Şişli'de CHP'li Belediye Başkanı Hayri İnönü ile eski Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün oğlu ve Başkan Yardımcısı Emir Sarıgül arasındaki kavga Resmi Gazete'ye yansıdı.
YORUM ŞU:
Erdoğan yerine Sarıgül operasyonu!
Laik insan zekasına hakaret.
Bu kapsamda soru şu:
Yılmaz Özdil, Hıncal Uluç vb ne der bu husus'ta!?
Rezalet.
Nokta.
...
HABER ŞU:
Yılın 11 ayında 63 bin 669 adet araç satıldığı lüks otomobil pazarı, henüz yıl bitmeden rekoru garantiledi. Son ayda en az bin 840 adet araç satılırsa lüks otomobilde tüm zamanların rekoru kırılacak. Kasımda yaklaşık 8 bin adet lüks araç satıldı. Aralıkta bu rakamın çok üzerinde gerçekleşmesi ve 10 bin adetlerin üzerine çıkması bekleniyor. Bu gerçekleşirse, lüks otomobil satışları 2013'ün yüzde 20 üzerine çıkıp 70-75 bin adedi zorlayacak. Premium segmentte satış rekoru 65 bin 509 adetle 2013'te gerçekleşti.
YORUM ŞU:
Türkiye'yi "lüks"ten BOP götürüyor! 
Porsche kazanan çiftçinin ehliyeti yok
...
HABER ŞU:
Eski İETT Genel Müdürü Öztürk: Konuşursam, çok insanın siyasi hayatı biter
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde üst görevlere getirdiği isimler, belediyede dönen yolsuzluk ve rüşvet çarkı konusunda çarpıcı bilgiler verdi.
"Eskiden yolsuzluğu rejimin adamları yapardı. Şimdi bizim arkadaşlar yapıyor. Eskiden biz bu konuda hiçbir şey bilmiyorduk, düşe kalka öğrendik ama öğrendikten sonra da iyi öğrendik. Şimdi ironi ile arkadaşlara diyorum ki ‘Şunlar şunlar küpünü iyi doldurdular, artık bir yere atarken bunları seçin. Eğer yeni birini bulursanız o da küpünü dolduracak, bir sürü zaman ve kaynak israfı olacak."
"Bildiklerimi anlatsam yer yerinden oynar. Ama ben bu millete de inancımı tamamen kaybettim. Milletin umurunda değil ki! 1996’da Antalya’dan İstanbul Belediyesi’ne geçtiğimde kısa sürede çok şeye şahit oldum. Neler gördüm neler... Midem bulandı. Bir gün rahmetli Erbakan hocaya, ‘Hocam, ben Ashab-ı Kiram dönemini yaşatacağız diye geldim ama heyhat... Her yerde yolsuzluk var. Artık dayanamıyorum. Bir basın toplantısı düzenleyip her şeyi anlatacağım.’ dedim. Hoca, ‘Evladım dünyanın çivisi çıkmış. Eğer başına gelecek her şeyi göze alıyorsan çık anlat.’ dedi.”
YORUM ŞU:
Mayına basmayın!
Nato 615 bin mayını döşeyip 10 bin insanımızı öldürdü, şimdi israilliler söküp para kazanırken, diğer taraftan da arz-ı mevud hayali için önemli bir zemin daha oluşturulmuş olacak...
...
HABER ŞU:
Behiye Aksoy yoğun bakımda
Ünlü Türk Sanat müziği sanatçısı Behiye Aksoy, yüksek ateş ve solunum yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırılarak yoğun bakıma alındı.
Yorum şu:
Yalan Dünya / Oyun Bitti?!
...
Final Süreç'i: Meteo: 28 Şubat, RTE hasta ve/veya İki yüzlü kedi öldü!?
ABD'de iki suratla dünyaya gelen kedi, 15 yaşında hayatını kaybetti.
Dying of The Light
Çankaya Köşkü'ne gelerek dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü ziyaret etmek isteyen ve üzerinden silah çıkan Mehmet Salih Atlı intihar etti.
Fas'ta, Devlet Bakanı Abdullah Baha'nın, trenin çarpması sonucu yaşamını yitirdiği bildirildi.
Davutoğlu, Eskişehir'deki kongrede "Padişahım, sultanım, Abdülhamid’im, emanetim artık emin ellerde rahat uyuyabilirsin" pankartıyla karşılandı.
AKP bir Kıyamet alametidir
İstanbul Pendik’te düzenlenen Ehl-i Beyt paneline Dr. Abdullah Terzi ve Orhan Dede’yle birlikte konuşmacı olarak katılan Hukukçu İbrahim Berk, “İslam coğrafyasında IŞİD bir Kıyamet alametiyse AKP de bir Kıyamet alametidir” dedi 
Putin'in Ankara ziyaretinde 'Güney akım doğalgaz hattını iptal ettik' deyip Türkiye'den geçecek yeni hattı duyurması liderleri harekete geçirdi. İngiltere Başbakanı Cameron yarın Başkent'e geliyor. İtalya Başbakanı hafta içi Türkiye'de.
Zırhlı araca saldırı: 2 polis yaralı
Şırnak'ta taşlı ve molotoflu saldırıya uğrayan polis aracı önce direğe çarptı sonra devrildi. Meydana gelen kazada 2 polis memuru yaralandı. Yaralılar hastanede tedavi altına alındı.
İngiltere, "güvenlik gerekçesiyle" Kahire Büyükelçiliği'ni kapattığını duyurdu. Elçilik, internet sayfasından yayımladığı duyuruda, bu kararı diplomatların ve ailelerin güvenliği adına aldıklarını açıkladı.
Berkin Elvan, Yunanistan’ın başkenti Atina’da 16 yaşındaki Aleksis Grigoropulos’un polis memuru Epaminontas Korkoneas’ın tabancasından çıkan kurşunla ölümünün 6’ncı yılında düzenlenen protesto gösterisinde unutulmadı.
BODRUM açıklarındaki Kardak Kayalıkları’nı geçerek Türk sularına ağ atmak isteyen Yunanlı balıkçılara Türk Sahil Güvenlik Botu engel oldu.
Yemen'de El Kaide'nin elindeki Amerikalı gazetecinin kurtarılması için düzenlenen operasyonda ölen Pierre Korkie adlı Güney Afrika vatandaşı öğretmenin çalıştığı yardım kuruluşu, ABD'yi "her şeyi mahvetmekle" suçladı ve "Korkie Pazar günü serbest bırakılacaktı" dedi.
Torpilliler tek tek açıklandı
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç düzenlediği basın toplantısında KPSS sınavları üzerinden hükümeti eleştirdi, yapılan torpilleri tek tek açıkladı.
"Mesela Erdoğan'ın AKP Genel Başkanlık makamındaki özel kalem müdürü Fatih Can'ın kardeşi Ömer Faruk Can, sınavsız olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda işe alınıyor uzman yapılıyor"
"Erdoğan'ın özel kalem müdür yardımcısı Ahmet Demiralp'in oğlu Muhammet Demiralp, İstanbul Sultanbeyli belediyesi özel kalem müdürlüğü görevine getiriliyor. Açıktan devlet memuru kadrosu alması sağlanıyor sınavsız. Erdoğan'ın oğlu, şu son gemisini geçen gün denize indiren Bilal Erdoğan'ın Kartal İmam Hatip Lisesi'nden sınıf arkadaşı İbrahim Eren, ATV'den başbakanlığa alınıp istisnai kadrodan memur yapıldıktan sonra TRT Genel Müdür yardımcılığı görevine getiriliyor. Bununla da yetinilmiyor. Daha ballı maaş alsın diye Türk Telekom yönetim kurulu üyesi yapılıyor"
"TBMM'de açıkça Atatürk'e küfür edilmesini yönetimi sırasında başını eğerek karşılayan Cemil Çiçek'in oğlu Ahmet Çağrı Çiçek, 2000 yılında TBMM dış ilişkiler ve protokol müdürlüğünde işe başlıyor. 2005 yılında başbakanlık özelleştirme idaresi başkanlığında başkan danışmanı olarak görev alıyor… Hepsine sorarsanız vicdanları rahat. Hak hukuk peşindeler bir lokma, bir hırka"
"Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, coğrafya öğretmeni baldızı var. Esin Kara, herhangi bir sınava girmeden TOKİ'de göreve başlatılıyor. Şimşek'in basın danışmanı Sibel Tokgöz, Türkiye Gazetesi'nde muhabirlik yaparken başbakanlıkta istisnai memur olarak göreve başlatılıyor. TRT'de araştırmacı kadrosu veriliyor. Şimşek'in yanında basın danışmanı olarak çalışmaya devam ediyor" dedi.
"Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın abisinin bacanağı, Mustafa Yaman, sınavsız olarak Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda işe alınıp uzman yapılıyor. TİB'te Uzman olacak başka hiç kimse yok. Hiç insan yok"
"İçişleri Bakanı Efkan Ala, hani şu "Kapıyı kırın alın kardeşim" diyen var ya. "Hukuk mukuk vız gelir" diyen var ya. Kız kardeşi Elif Ala, sınavsız olarak Şırnak Valiliği'ne özel kalem müdürü yapılıyor. Hiç bekletilmeksizin önce memleketi Erzurum'a sonra da Ankara'da Gençlik ve Spor Bakanlığı'na memur olarak atanıyor. Ne ballı akrabalıklar bunlar" 
"Beşir Atalay, kızının arkadaşı olarak tanıttığı Melahat Çelebi Öz'ü, önce sınavsız olarak bakanlık müşavirliğine göreve başlatılıyor. Sonra da Atom Enerjisi Kurumu'na uzman olarak tanıyor. Aynştayn bile intihar ederdi herhalde duysa" 
"Fatma Şahin erkek kardeşi Ünal Kıymık, açıktan Muş valiliği özel kalem müdürlüğüne atanıyor. Devlet memuru olması sağlanmıyor. KPSS o nedir bir kesim için öyle bir şey yok. AKP vesayetinde olmak var"
"TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, oğlu KPSS'yi kazanamıyor. Sınavsız bir şekilde Malatya valiliği özel kalem müdürlüğüne atanıyor. Sonra Ankara'da bir kamu kurumuna birinci hukuk müşaviri olarak atanıyor. Reva mı bu? Kim kimi denetliyor. Kediye ciğer emanet edilmiş" 
RES için 1000 ağaç kesilecek
İzmir’in Urla İlçesi’ne bağlı Ovacık Köyü sakinleri, rüzgar enerjisi santrali (RES) kurulması için bin ağacın kesilmek üzere işaretlenmesiyle ayaklandı.
Ünlü şarkıcı Tuğba Ekinci, eski sevgilisi İbrahim Çelikkol'un Sinem Kobal'la yollarını ayırması üzerine şaşırtıcı açıklamalar yaptı.
Ekinci,Posta'ya şunları söyledi: "İbrahim'i iyi tanırım. Sinem'le Arda Turan'ın eski sevgilisi diye flört etti. Bu aşk sayesinde iyi reklam yaptı. Sinem onunla evlenseydi üzüntü ve stresten saçları dökülürdü" Ekinci, Çelikkol'un para hırsı olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkiye, NASA üssüne benzer bir uzay şehri kuracak. Türkiye, 2030 yılında ise milli uzay aracı ve astronotlarını uzaya gönderecek.
ABD'nin "İran, Irak'ta IŞİD'i vurdu" açıklamasına Tahran'dan ilk kez doğrulama geldi. Bölgesel Kürt Yönetimi ise İran'ın daha önce Irak'ta IŞİD'i 3 kez havadan vurduğunu açıkladı. Öte yandan IŞİD, Suriye'de ise rejiminin Deyrüzzor'daki hava üssüne saldırdı.
Suriye Devlet Televizyonu, İsrail'in Şam Havaalanı yakınlarında bir noktayı vurduğunu duyurdu. Saldırıda ölen veya yaralanan olmadı.
Kriptolu ihanet deşifre oldu
Kripto ihanetinde soruşturma tamamlandı. Bir numaralı delil, özel programla geri getirilen 363 görüşmeye ait ses kayıtları oldu. TİB'deki casuslar da belirlendi
Şüpheli işlemleri bildirin
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’ten bankalara uyarı geldi. Suçtan elde edilen gelirlerin tespiti ve terörizmle mücadele açısından MASAK’la etkili işbirliği yapmayan bankalar olduğunu belirten Bakan Şimşek, “Özellikle 3 bankayı uyardık" açıklamasında bulundu.
ABD’nin turizmde gözde bölgesi Miami, Türklerin ilgi odağı oluyor. Koç Ailesi’nden sonra şimdi de Kent Bank’ın eski sahibi Süzer Grubu, Miami’de turizm yatırımına soyunuyor. Süzer Grubu, 2008 krizinde el konulan yatırım bankası Lehman Brothers’a ait iki otel için 90 milyon dolar teklif etti.
127 firmanın suyu mikroplu çıktı
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu ülke genelinde damacana sulardan alınan 5 bin 178 numuneyi inceledi. 2014 yılının ilk 6 ayında 127 firmanın suyu mikroplu çıktı.
Samast emniyette susturuldu
Ogün Samast’ın savcıya yazdığı mektupta verdiği üçüncü ismin kim olduğu merak edilirken Yeni Şafak suikast soruşturmasıyla ilgili çarpıcı bir bilgiye daha ulaştı. TEM Şube’de korkudan titreyen Samast’ın konuşmak üzereyken Başkomiser M.K. tarafından sakinleştirilerek susturulduğu öğrenildi.
2015’in ilk yarısında Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay’da başkanlık seçimi yapılacak. Çıkacak sonuç, yüksek yargı kurumlarında dengeleri değiştirecek.
...
OKUR GÖRÜŞ
Cevat Kelle:
Gerçekten etkili totaliter devlet, siyasi patronların ve onların yönetici 
ordularının tüm güçleri kendisinde toplayan hükümetinin, kölelerden 
oluşan nüfusu köleler köleliklerini sevdikleri için zor kullanmaksızın 
kontrol ettikleri devlettir. Günümüzün totaliter devletlerinde köleliği 
sevdirmek, propaganda bakanlıkları, gazete yayıncıları, ve okul 
öğretmenlerine verilmiş bir görevdir.
Siyasi ve ekonomik 
özgürlükler azaldıkça, cinsel özgürlük, dengelercesine artma eğilimi 
gösterir. Cinsellik köleliğe razı etmede yardımcı olur.
Aldous Huxley - Cesur Yeni Dünya
...
Koray Alper Tatar:
Sevgili Baltacı Dost;
Sayın Hayrullah Mahmud ÖzgürTÜRK usta'nın "Dersimiz: Neo Osmanlıca ve/veya Men Dakka Dukka?!" yazısında size ait bir yorumunuza naçizane bir yanıt- katkı:
Diyorsunuz ki; "yaz yaz nereye kadar, sabır ede ede, sabır taşımız çatladı" mealinde yorumunuzu okudum.
Aslında 2002-2014 Aralık'ında belki yüzlerce, binlerce benzer serzeniş ve öfkeleri dil'e getiren birçok yazı, birçok ayak'a kalkabilme hamlesi gördüm.
Yabancı gelmedi açıkçası.
Doğru bir bakış açısı olmadığını düşünüyorum.
Neden?!
Akepe'nin iktidara iliştirilme süreç'inde katkısı olan sadece ticaniler olmadığı sır değil.
Yanlış anahtar kapı kilit'ini bozar veya kırılır içinde kalır.
Çözüm derken çözümsüz'lük içerisinde kıvranır durursunuz, maliyetini de arttırırsınız.
Çilingir, itfaiye vs. çıkabilirsen çık iş'in içinden!
Türkiye'de yaşanan durum bundan farklı mıdır?!
Bop projesi kapsamında iktidara iliştirilen akepe ve bileşen'lerini dam'a ne siz ne ben, ne de Hayrullah Bey çıkardı.
Kazan kazan oynamayı seven tayfa Çekirge&Doğan&Koru&Gökçek&Bir ekibi bir yandan, Gökçek'in yakın mesai arkadaşı y-chp'li Aygün diğer yandan anahtar delik'ine yanlış kilit'i soktu!
Sonuç?!
TSK sanık, pkk tanık!
Apo sayın, Başbuğ terörist!
Özerklik, Diyarbakır üzerinden plesibit-çözülme, Suriye üzerinden delik'e süpürülmeme kapsamında İran'la acem dans'ı dilemması!
Şahsınız için söylemiyorum ama "bütün kızlar toplandık" tarzında veya "o ağaç'ın altını şimdi anıyor musun" kıvamında sohbetler geyik'ten öte'ye gitmez.
İçerideki tüm güç merkezleri bunlar olsa da arka planlarında bulunan güç merkezlerini ekarte etmedikten sonra, "oyna oyna, sen çal sen oyna" demekten öteye gitmeyecek kısır döngü içerinde kıbleniz şaşar durur!
Velev ki, bir'araya gelerek bazı adreslere nizam vereceksiniz...
Yunanistan, Ukrayna, Irak, Suriye vb örneklere rağmen ders almayı reddeden, Kraliçe'nin katar'ına dahil edilmiş ülkeler içinde, Türkiye'de daha çürümüş meczup gibi davranan başka bir siyasiler ve aydın geçinen var mı?!
Nakit sıkışıklığı var deniyor, bizimkiler elde avuçta ne varsa lüks tüketimlere yatırıyor, araba, yat, kat, villa vs. alım derdinde!
Sadece ticani'ler mi ar'sız şımarıklık içerisinde?!
Vatanı kurtaracağını söyleyen siyasal laik de jeep'e biniyor, vatanı satan siyasal İslamcı da jeep'e biniyor, vatanı böleceğini söyleyen siyasal kürt de lüküs jeep'e biniyor.
Lüküs tüketme yarışı veya onlar çok yağmaladı biraz da biz yağmalayalım yarışı da bir yarış, ne var ki bu yarış'ın "neo milli mücale" ile uzaktan yakından bir ilgisi alakası yoktur.
Misal: Deniliyor ki, Kurtuluş Savaşı'nda herkes cephe'ye koştu. Bugün de benzer gerçeklik'in içerisinden geçiyoruz.
Sakat bir düşünce!
Kurtuluş savaşında herkes cepheye koştu ise İstiklal Mahkemeleri'nde neden onca asker kaçağı ip'e çekildi!?
Diğer bir konu;
Ülke'de kimin eli'nin kimin cebinde olduğu sorusunun çok hızlı cevabını yakalamak mümkün!
"Erdoğan Saddam gibi idam edilecek" sözünün mucidi kim?!
Gökçek değil mi?!
Gökçek kim ile kanki?!
Haşim Kılıç ile!
Başka?!
Tesev'ci Kemal'in y-Chp'sinin vekili Sinan Aygün ile!
Başka?!
Tuncay Özkan&Çevik Bir&Çetin Doğan!
Çevik Bir, Gül'ün danışmanı değil miydi?!
Aynı Çevik Bir, Vatikan arka planlı f'Sarıgül'le ne kadar uzak?!
İhanet akepe'den ibaret değil dediğimizde, partilerine veya parti destekleyen kalemşörlere laf kondurmayan aidiyet'lerini partilerine endeksleyen vatandaşlardan çok küfür yedik.
Demem o ki;
Zaman'ın içinden geçiyoruz, yaşamamız, görmemiz gereken hakikatler var.
Bazı'larımız kafasını duvara toslamadan, bazılarımız tabuta vurmadan ayıkmayacak.
Realite bu!
Çok toplantılar yaptık, "birleşe birleşe kazanacağız", "Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" dedik, "Sessiz Çığlık", "Vardiya Bizde" vs. gibi etkinliklerin de yabancısı değiliz.
"Çuwal geçirme" olaylarının da canlı şahid'leri olmadık mı?!
"Biz kaç kişiyiz" platformu nerede kaldı?!
Arena adını değiştirdi, "Halk Arena" oldu, adının önüne "Halk"ı getirmekle sorun çözülebildi mi?!
Araştırmacı gazeteciler Nedim Şener ve Uğur Dündar 12 yıllık süreç'te hiç mi iktidarı koltuğundan düşürecek haber bulamadılar?!
F'yapı 17/25 Aralık operasyonu'nu da yapmamış olsaydı, her şey güllük gülistanlık görünmeye devam edecekti!:))
Çölaşan'a, Özal /Çiller döneminde haber getiren "Minik Kuş"unun kanatları kırıldı mı yoksa?!
28 Şubat Bir'in Fatih Çekirge'si, konumunu nasıl sağlam tutabildi bugüne kadar?!
Can Ataklı mağdur ise Hayrullah Mahmud ÖzgürTÜRK değil mi?!
Yaşam tarzlarından ödün vermeden mağduriyet nasıl olurmuş, lütfen biri bana anlatsın!
Ev'ini, iş'ini, eş'ini kaybeden, evladıyla imkan bulabilirse birkaç ay'da bir görüşebilen Hayrullah Bey müebbetle yargılanırken, "Atatürk'te Birleştik" diyenler, aslında nerde, kimde, kimlerle birleştiklerini bize bir anlatsalar...
O ağaç'ın altında veya Himmet Ağa'nın kahvesinde toplanalım piknik'e gidelim, olmadı balık'a çıkalım tarzında öneriler gerçek resmi göstermek istemeyen oligarkların işine gayet iyi gelir!
Birinin elinde sihirli çubuk var, dokunacak her şey bir anda düzelecek.
Hayal dünyası.
Alice Harikalar Diyarı'nda.
Hülasa:
Biz okur'ların "milyonda bir Atatürk"lerin önerisi şu olmalıydı:
"Anayasa'nın dişini çekecekler. Laiklik ilkesinin içini boşaltacaklar. Bu değişiklikler yapıldıktan sonra laikliği ihlal eden parti için yaptırım talep edilmesi o ihlali yapanların iznine bağlanacak. Düşünülen mini paket bir Anayasa değişikliğinin ötesine geçmiştir." (Deniz Baykal'a ait ifadeler)
Bu durumda ülke dilim dilim mi bölünsün, bölge bölge mi bölünsün?!
Suriye üzerinden İran dilemması nasıl çözülecek?!
Neo sevr nedir ne değildir?!
Neo Milli Mücadele nedir ne değildir?!
Gibi soruların cevapları doğru anahtarla, doğru şekilde kilit'i çözmekle mümkündür.
Bugüne kadar çözüm diye ortaya çıkan, Can Dündar gibi medya'da poz kesen, ne var ki yaşam tarzlarına baktığınızda çözümsüzlüğün elemanı oldukları ortaya çıkanlara açık çağrı yapmalıyız.
Orda burda şurda değil, Halk'ın tv'lerinde, Milli Platformlar'da bir araya gelip çözümlerini ortaya koysunlar.
Tek isteğimiz olacak: "Hayrullah Mahmud ÖzgürTÜRK"te olacak!
Bir çılgın olmalı kapsamında; “Herkes değişimin imkansız olduğunu düşünüyordu. Bir şey bilmeyen, budala görünümlü bir çılgın (Türk) çıkageldi. Şaşmayın, değişimi onlar gerçekleştirdi!”
Çin atasözü
Var mısınız bu çağrımızı her platformda dile getirmeye?!
Ağaç altında, çay kahvesinde biz bize değil, tüm Türk Milleti'nin gözü önünde "Kaos'tan çıkış"ın anahtarı bulunsun.
Ortak akıl ile, maküs talihimiz tersine döndürülsün.
Ne dersiniz?!
Saygılar, Esenlikler...
...
Yusuf Baltacı:
Uzun uzun yazdınız.,elinize sağlık.
"Ülkenin yeniden ayağa kalkması için iki şeye ihtiyaç var;
1-Merkez sağın ayağa kalkması 
2-Merkez medyanın tarafsızlığını kazanması" Hayrullah Mahmut Özgür.
Özetle sayın Özgür Türk
...
Koray Alper Tatar:
Sizin sahsinizda ust akil olusturmak uzere yazdim.
Sizde varolun Yusuf Baltacı dost..
...
TC Atilla Kamer:
YUSUF BEY BOŞVERİN SAĞI, SOLU SU AKACAĞI YERİ BİLİR VE KÖPÜK OLAN HALK, SUYUN YÜZEYİNDE GİDECEĞİ İSTİKAMETE ZATEN GİDER.!!!! MÜCADELE BİR TARAF PES EDENE KADAR DEVAM EDECEK VE ZAFERLE SONUÇLANACAKTIR. SAĞLICAKLA KALINIZ.!!! BİR TÜRK DÜNYAYA BEDELDİR.!!!
...
Ahmet Oğuz:
tepe-tepe kullanarak her türlü suça bulaştırdıkları kişileri şimdi İslam'la adlarını yen yana getirerek bütün kiri pasa'ı İslam'a mal etme kurnazlığı yapıyorlar. Bir kere akp döneminde en çok gerçek dindarlar zarar görmüş ve görmeye devam ediyor. akp kendinden önceki sefil çürümeyi İslam adı aile perdeleyerek devam ettirmekten başka bir şey değil. Anap partisi zamanından beri bakanlık yapanlar sır değil.
...
Alp Artar:
Ergin'ler Manisa'nın ünlü yahudi ailesindendir.
Şemi Ergin, 'Menderes'in Adalet Bakanı idi.
IX. Dönem seçimlerinde Demokrat Partiden Manisa Milletvekili seçildi. 
X. ve XI. Dönemlerde de aynı partiden Manisa Milletvekilliğini korudu. 
9 Aralık 1955'te IV. MENDERES Hükümetinde Devlet Bakanı olarak yer aldı. 
28 Temmuz 1957'de Milli Savunma Bakanlığına getirildi. 
V. MENDERES Hükümetinde de aynı görev verildi. 
19 Ocak 1958'de Bakanlıktan istifa etti. 9 Aralık 1959'da Ulaştırma Bakanlığına getirildi ve 27 Mayıs 1960'a kadar, Adalet Bakanlğı da olmak üzere kısa süre vekalet ile bu görevi sürdürdü.
Yassıada'da 8 ay yattı, ama üstad'ları onu kurtardı, 'ASTIRMADI'.
Neden?!
......?!
Menderes Abd'ye ve Türkiye'ye ters düşmüştü, 'imha' edilmeliydi.
Ve....., 'gereği' yapıldı.
Ergin'ler, darbe'den sonra Manisa'yı terk ettiler.
Bir kısmı Ankara, bir kısmı Hatay'daki akrabalarının yanına yerleştiler.
Aynı 'şer sülale'dendir?!
Kaderin cilvesine bakın, ikisi de "ADALET BAKANI" idi...
Ergin, Tayyip'i kontrol amaçlı iki koldan kuşatma gereği, 'bakanlık' koltuğuna oturtulmuştur!
Bakanlık yapabilecek kapasitesi olmayan, biridir.
Hatay'da kazandığı görülen önemli bir dava görülmediği gibi, sattığı dava'larla gündemde kalabilmeyi başarabilen 'ağır başarısız' bir avukat idi.
Tıpkı Türk'e düşman diğer "bakanlar kurulu üyeleri' gibi...
Tayyip'i astırınca'ya kadar ellerinden ne gelirse yapmaya yeminlidirler.
Tayyip erken uyandı, Belediye Başkan Aday'lığıyla Ergin'i yakın çevresinden uzaklaştırdı.
Şimdi Hatay'da Ergin'in esamesi okunmadığı gibi, Ergin'e selam çakan her kim var ise 'PARALELCİ' makul şüpheli sıfatıyla, Akp'den iz'leri silinmeye başlandı.
Akepe'den Chp'ye geçen Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a bizatihi Tayyip tarafından 'partine dön' çağrısının yapıldığı 'iddia edilen' son günlerde Savaş'ın tek şartı:
'Ergin ve Ergin tayfası'nın Hatay'da isimlerinin kıyamete kadar silinmesi!
Oysa, Lütfü Savaş'ı Belediye Başkanlık koltuğuna oturtan da Ergin'den başkası değildi...
Siyaset dediğiniz şey bu'dur işte..
Bir anda dost'larınızla düşman, düşmanlarınızla dost yapar sizi..
Çirkeflik....!
Ergin, Ergun, Ergün, Argun...
İsrail kurulmadan önce ilk yahudi işgalcilerin Filistin'de kurdukları teşkilatın adı 'ARGUN'dur.
Bunun değişik versiyonları Türkçe'ye girmiştir.
Hiçbir anlamlı karşılığı olmadığı halde...
Ne demiştik;
Kimsenin meşrep'ine itirazımız olamaz.
Ne var ki meşrep'lerini saklamalarınadır itirazımız!
Yahudiler İsrail'de bile, Türkiye'deki kadar rahat ve güçlü değildir...
Evet kısaca özetlemek gerekirse;
Ergin tayfasıyla mücadele içine giren "ben", aslında kimleri karşıma aldığımdan habersiz bu mücadele içinde buldum kendimi..
8 yıllık mücadele bitti, kazandım.
Final süreç'i her ne kadar kan'sız görünse de, 24 saatler silsilesi içine giren 8 yıllık mücadelenin onuru ap'ayrı bir haz.
Son görevimiz kaldı;
TSK'nın komutanlarını Apo şerefsizi ile aynı kefeye koyan, 
TSK ile PKK'yı terör örgütü başlığı üzerinden eşlemeye çalışan, 
yeni Anayasa üzerinden ulus devleti, Atatürk Türkiyesi'ni ortadan kaldırmaya çalışan Alçak, Hain, Şerefsiz, Veled-i zina'lar ile yaşadığımız mücadelenin 'Final'indeyiz!
...
fatma gurman:
bilgi çağında bir toplum/alt bütün dünyada nasıl ayakta kalır ve soyunu sürdürür ??? mantıken cevap bilgi sarayları kurarak diyerek gelir değil mi ??? kışlanın, mabedin, devlet saraylarının yanına onlar kadar hatta daha fazla görkemli bilgi sarayları kurarak içine bilim akademileri oturtarak niyetini belli eder…intelicansiyası cami/dergah/tekke/tarikatta, kışlada, devlet bürolarında değil bilim akademilerinde toplanan bir toplum olduğunu gösterir çağına…düşünmeden iş yapılmaz…insanın asal işlevi düşünmektir, çalışmak sonra gelir…yani sanayi toplumu bilgi toplumundan sonra gelir, sırayla…eğer sıra bozulmuşsa canlı bir varlık olan insan toplumu tepetaklak olur, bilmeden çalışır üretir, bilmeden-bilinçsizce tüketir, tükenir…kendi düşen ağlamaz…düştüğü yarden kalkıp önce kendine çeki düzen verir sonra düştüğü yola…mesela, bilim akademisi olmayan, ya da görkemli mabet, kışla, devlet sarayı, alışveriş merkezleri yanında gecekondu misali derme çatma varolan, intelicansiyasının sakal bırakıp, hotozlu başörtüsü takıp elinde tesbih camide/dergahta/tekkede/tarikatta toplanmakla övündüğü, görkemli devlet saraylarında gösterişi marifet sanan belden yukarı çıkamayan yöneticiler tarafından yönetilen bir toplum eğer rusların ipiyle çernobil facıasını bile bile atom reaktörü kuyusuna indiriliyorsa hem de rüzgârın ve güneşin en cömert oldukları iklimde onlar hiçe sayılarak yapılıyorsa, bir daha kuyudan çıkamayacak demektir…mezar taşına hangi dilde ve hangi alfabeyle el fatiha yazılacak tartışıp durulur elbet ileri demokrasilerde, derdimiz bu olsun…ne demişti bir sevgili dost; “sen öl de gerisi kolay”…
...
Nokta.


8 Aralık 2014
Hayrullah Mahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder