20 Aralık 2014 Cumartesi

Acem Barzan 'Sırça Köşk'te Kanlı Noel?!

Acem Barzan 'Sırça Köşk'te Kanlı Noel?!

(ya da Arınç'a soru: "Bu başkumandan'la savaş'a girilir mi?" ve/veya Türkiye bağırsaklarını temizliyor, "lavman" nedir ne değildir?!)

"İktidar önce Kral’dan Parlamento’ya, sonra Parlamento’dan Hükümet’e geçti. Şimdi ise ‘Hükümet Diktataörlüğü’ var!”
Duverger, 1975
"I. Dünya Savaşı o zamana kadar dünyada yaşanmış en büyük, en öldürücü cinayetlerden biriydi. Bunun aksini söyleyen her gazeteci yalan söylüyordur. Yazarlar ya propoganda yapıyorlardı veya susuyorlardı veya fiilen savaşa katılıyorlardı."
Ernest Hemingway
...
JEOPOLİTİK METEO
TC Atilla Kamer:
STRATFOR ANALİTİK MERKEZİ BAŞKANI GEORGE FRİEDMAN, AMERİKA’NIN RUSYA ETRAFINDA JEOPOLİTİK “SIHHİYE HATTI” OLUŞTURMAYI DENEYEBİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYOR. O BU ŞEKİLDEKİ BİR İTTİFAKA POLONYA, ROMANYA, TÜRKİYE VE BALTIK CUMHURİYETLERİ’NİN GİREBİLECEĞİ TAHMİNİNİ YÜRÜTÜYOR.!!!
HAKAN FİDAN VE VALİ'NİN KIL DİYALOGU!!!
...
DURUM
Kedi / Fare oyun'u.
Velev ki, öyle. 
O zaman soru ortada:
2015 seçimlerini de AKP kazan'ırsa netice ne olur?!
Türkiye, PKK, IŞİD ile saf'laşan AKP iktidarında nereye koşuyor?!
Suriye dilemması.
Amaç, özenle bulandırılan su'da, yeni anayasa üzerinden "büyük kürt / ermeni devleti"ni kurmak ise bir başka soru da şu:
Ex gülen, kellesi yapışık RTE üzerinden varılmak istenen nihai hedef nedir?!
Elcevap:
Enerji bazlı büyük Barzan kurmacası.
Arap Kürt Partisi.
Yani?!
2015 Şita çok sert!
Tüm "Kazan & Kazan" kurmacaları "şaka" diye başlar, süreç derin'leştikçe kavga sertleşir ve kurgu olan hakikat'in ta kendisi olur.
"One minute" kurmacası gibi.
Siyasal İslamcılar, mevcut durum'u kurtarmak için "kayıkçı kavgası" yapıp "laik insan zekası" ile alay etmeye çok istekli olsa da, aynı su'da iki defa yıkanmak mümkün değil!
Meteo: 28 Şubat.
Yani?!
O ak'ıp giden su'da, rövanş mümmün.
Laik Türkiye'yi, Atatürk Türkiyesi'ni tasfiye operasyonu yapan ticani & narko terör örgütünü, kendi kanlarında yıkamak, yüksek demokrasi'ye özde laik duş aldırmak, hasılı "lavman" için uygun zamanlar.
Derin ekinoks.
Demem o ki:
Dün gece, Edip Başer'in "Kanatsız Uçmak" kitabını hızla taradım.
Kitabın 326'ncı sayfasında Arınç'ın "Türkiye bağırsaklarını temizliyor" sözüne duyulan tepki ve özür beklentisi vardı.
Medeniyet'ini ispat edememiş yağmacı "ticani" bir kafa özür dilese kabul edecek kafa'dan şüphe etmek elzem.
Avanak demokrat'ları Almanya'da Hitler avladı, İran'da Humeyni, Türkiye'de?!
Demem şu ki:
3 Temmuz 2008, Perşembe tarihli Zaman'da yayınlanan haber şu:
TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, aralarında emekli kuvvet komutanlarının da bulunduğu kişilerin gözaltına alınmasını Türkiye'nin hukuk devletine doğru gidişi olarak değerlendirdi.
AK Parti Manisa milletvekili Bülent Arınç, " Orduevi'nden de bir ordu komutanının alınabileceği artık Türkiye'de 2008 yılında, halkın gözünün önüne gelmiştir.Türkiye iyi bir noktaya gidiyor. Bu sıkıntılar , sancılar bir taraftan doğum sancısıdır. Bir taraftan, bağırsakların temizlenmesidir. " dedi. 
Ülke TV'nin canlı yayınında Ergenekon Operasyonu'nu değerlendiren Bülent Arınç, rütbeli askerlerin gözaltına alınmasına üzüldüğünü söyledi. Gözaltına alınan insanların aklanıp beraat etmesini istediğini kaydeden Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama bunun gibi iyi bir yargılama sonunda suç işlemişlerse de cezaları, sıfatları bugün de geçmişte ne olursa olsun, yargı adına adalet adına yerini bulsun ki bir daha böyle kanun dışı olaylarla ilgi ve irtibatlar rahatlıkla kurulamasın. Ve artık Türkiye bir hukuk devletidir. Yasadışı gruplaşmalar, faaliyetler bundan sonra olmayacaktır; olmamalıdır kanaati hakim olabilsin."
Yani?!
Küresel aksta yaşanan derin U dönüşü kapsamında, bağırsak temizliği nedir ne değildir?!
Lavman?!
Kaldı ki, "İyi ki bu komutanlarla savaşa girmemişiz!" diyen de aynı ağlak Arınç değil miydi?!
Demem o deme değil şu deme:
2015 Şita sorusu şu:
Kalmayan "güvenlik" kapsamında Türkiye her an savaş'a girebilir, ki şu anda örtülü bir savaş'ın (Neo 11 Eylül) içindeyiz, bu başkumandan, bu başbakan, bu istihbari zeka ile girilecek savaş'ın neticesi ne olur?!
Elcevap: ?!
PKK da, AKP ile oynuyor, IŞİD de, El Kaide de!
Barzan da, Acem de!
"Bre densizler, neden kendinizle oynatıyorsunuz, kendinizi elletiyorsunuz" demek de mümkün!
Kor'düğüm oldu çok kanlı düğüm!
Sözün özü:
Özenle bulandırılan su'da Kedi / Fare harp'i!
Soru şu:
Hacivat (Gülen) & Karagöz (RTE) neden öldürüldü?!
Nüans şurada:
Acem barzan "cevahir" peşinde koşan tayfa, küresel aksta mim'lenmiş tayfa.
İzli mermi.
Neo şer eksen'i nedir ne değildir, izlencesi başlıyor.
Yani?!
Allah rahmet eylesin, Aytunç Altındal sağlığı bozulmadan önce, teröre destek veren yönetimler hakkında ciddi soruşturma başlatan ABD'deki güvenlik yetkilileri ile birinci el'den görüşüyordu.
Çok ciddi ve milimetrik bir çalışma!
Tüm hesap hareketlerini izlemişler, kaydetmişler, sır değil.
2014 Son'bahar realitesi:
Londra'da kalmayan güvenlik.
İsrail'in etrafını çeviren radikal müslüman halka.
Türkiye'nin kayan eksen'i, Papa'yı Fransız arabasına bindirdi.
Putin, şah'dı şah'baz oldu.
Nüans şurada:
Enerji boru hatlarının şefkatle okşandığı zamanlarda, şimdi sıra geldi 'Tramvay demokrasi'sinde "Balyoz Durağı"na.
"Durun inecekler var"!
Sebep: BOP'ta bağırsak temizliği. 
Uzun lafın kısası:
Önce güvenlik.
Hayat memat nüans burada.
LARP.
Bal'zbol.
"Ertesi gün" sorgusu kapsamında değişmez hakikat şu:
Tarihte her ne yaşanmış ise başka türlüsünün yaşanması mümkün olmadığı için yaşanmıştır vesselam.
RAP... LARP... RAP...
Nokta.
...
ZAMAN TÜNELİ
Kitabın adı: Seçimle Gelen Hükümdarlar, Dünya Demokrasi Tarihi
Yazarı: Dr Öğüt Yazman 
Alp Kitap 
1. Basım Nisan 2011
ANKA Matbaa
30 TL
393 sayfa
(…)
Sayfa 28:
“Eğer bir yargıç bir davaya bakar ve bir karara varırsa, verdiği hükmü, yazılı olarak takdim eder, daha sonra verdiği kararda bir hata ortaya çıkarsa ve bu kendi hatasından kaynaklanırsa o zaman davada onun tarafından kararlaştırılan para cezasının on iki katını öder ve halka ilan ederler ki, Yargıçlık makamından el çektirilir ve bir daha asla Yargıçlık yapmak için oraya oturamaz.”
Hamurabi Kanunları, Madde 5
(M.Ö. 1795 – 1750)
(…)
Sayfa 29:
Osmanlılar’da “devlet” yerine “mülk” sözcüğü de kullanılmıştır. “Adalet, mülkün temelidir” yani “Adalet ‘devletin’ temelidir” diye.
(…)
Sayfa 42:
“Kimseye hakkı ya da adaleti satmayacağız, menetmeyeceğiz ya da geciktirmeyeceğiz.”
(Magna Carta)
(…)
Sayfa 44:
Dünyada ilk parlamenter deneyim ve uygulaması da İngiltere’de yaşanmıştır.
(…)
Sayfa 50:
1872 Anayasası ile oy vermede gizlilik ilkesi uygulamaya konuldu ve 1884 yasası ile tarım işçileri de oy hakkına kavuştu. İngiliz İşçi Partisi, 20. Yüzyıl başlarken kuruldu.
(…)
Sayfa 66:
Duverge’nin anlatımıyla:
“Amerikan işçi sınıfının, sınıf bilincinden yoksunluğu ve bireyci anlayışı sosyalist bir partinin” neden bulunmadığını açıklar.
(…)
Sayfa 73:
ABD’de, Başkan’ın 10 gün içinde veto etmediği ve onaylamadığı bir yasa metnine kongre ısrarcı olmaz ve tekrar görüşmezse o metin yok sayılır. Buna Başkan’ın gizli vetosu anlamında “cepteki veto” denilir.
(…)
Sayfa 74:
Federal düzeyde yargı yetkisi, üst mahkeme niteliğindeki bir kurula (Federal Yüksek Mahkeme) verilmiştir. Bu kurulun üyeleri Başkan tarafından Senato’nun onayı ile atanır. Suprem Court’s denilen bu mahkemeye atanan yargıçlar hayatları boyunca bu görevde kalırlar. Emekli olmak yargıçların isteğine bağlıdır. Ölüm, emeklilik gibi nedenlerle üyeliğin boşalması durumunda yeni yargıç atanabilir.
(…)
Sayfa 77:
Özetle “Çok seçim, çok oylama, çok demokrasi anlamına gelmiyor.”
(The Economist, 22 Temmuz 2010)
(…)
Sayfa 89:
“Her yurttaş, yazma, konuşma ve yayın yapma özgürlüğüne sahiptir.”
(İnsan ve Vatandaşlar Hakları Bildirisi, Madde 11)
(…)
Sayfa 103:
Şiddet dönemi sona ererken, ardında bir bilanço bırakıyordu. Toplam 300 binden fazla tutuklama, Paris’te giyotine gönderilen 2672 ve taşrada 20 binden fazla Fransız’ın ölümü…
(1794 Fransası)
(…)
Sayfa 109:
Krallık özlemi, Napolyon’un İmparatorluğu ve sonrası Parisliler’e gelince o zamanki bir anlatımla: “Paris her seferinde duygusuz kalmış ve gözlerini yummuştu.”
 (…)
Sayfa 109:
“… Parisliler, evlere yapılan baskınları, tutuklamaları, sürgünleri gazetelerde okumaktaydılar. Yaptıkları ya umursamazlıktan ya da korkudan omuz silkip geçmekten ibaretti. Bu müthiş vurdumduymazlık, bu miskin sessizlik olsa olsa asıl büyük maceraya heveslenenleri cesaretlendirebilirdi. Sıkışınca, silahlı kuvvetlere sığınmak, onların yardımına dayanmak bir kural haline geldiğinden, yöneticilerin tek düşüncesi kumandanları ele geçirmek ve elde tutmak oluyordu.”
(İhtilal ve Darbeler Tarihi)
(…)
Sayfa 113:
Napolyon’un 28 Şubat’ta kaçtığını öğrenen kral…
(…)
Sayfa 114:
Napolyon Bonaparte, 5 Mayıs 1821’de St Helene adasında 52 yaşındayken öldü. Cenazesi ölümünden 20 yıl sonra Paris’e getirildi.
(…)
Sayfa 122:
Kendisini Seçen Meclis’e Darbe Yapan Cumhurbaşkanı!
Bu kez Cumhurbaşkanı Louis Napolyon darbe istiyordu. Meclis’e kızgındı. Kendisine ikinci defa Cumhurbaşkanlığı yolunu açacak Anayasa değişikliğine Meclis “Hayır” demişti. Ünlü yazar ve düşünürlerin onun diktatörlük istediğini yazıp söylemelerinden, basının muhalefetinden hiç hoşlanmıyordu. Amcası gibi astığı astık, kestiği kestik” bir hükümdar olmak istiyordu. Devamlı içinde bir sır olarak sakladığı bu arzusunu, sonunda Milli Savunma ve İçişleri Bakanları’na anlattı. Bir çekirdek kadronun kurulması ve buna bürokrasiden kilit isimlerin alınması gerektiğinde anlaştılar. Milli Savunma Bakanı, Paris Kumandanı ile İçişleri Bakanı, Paris Emniyet Müdürü ile görüşerek çekirdek kadro tamamlandı. Darbe Paris’te yapılacak ve buna göre nasıl olsa ayarlanıp susturulabilecekti.
(…)
Sayfa 123:
Sabahın 4’ünde tutuklamalar! 2 Aralık 1851 sabah 4’te harekete geçildi. Karşı koyması düşünülebilecek kumandanlar ve politikacılar gözaltına alındı ve hapsedildi. Birlik kumandanlıklarına yeni atamalar yapıldı.
(…)
Sayfa 128:
Fransız Devrimi’nin “Özgürlük, kardeşlik, eşitlik” ilkeleri yerine “iş, aile, vatan” ilkelerini koydu. Almanya’nın Fransa Büyükelçisi, adeta Patein’in akıl hocası durumundaydı. Patein, zaman geçtikçe daah da ileri giderek, Nazi yönetimine benzeyen, Yahudi aleyhtarlığı güden bir rejim kurdu ve bir cins Fransız ‘Führer’i haline geldi.”
(Sander’in anlatımıyla) 
(…)
Sayfa 129:
Mareşal Patein, Almanlar çekilirken Almanya’ya götürüldü. Bir yıl sonra Fransa’ya getirildi ve yargılandı. İdama mahkum edildi ve cezası daha sonra ömür boyu hapis cezasına çevrilerek Atlas Okyanusu’ndaki küçük bir adaya gönderilerek hapsedildi. Mareşal Patein, yargılandığı zaman 89 yaşındaydı, altı yıl sonra sürgün edildiği adada öldü.
(…)
Sayfa 136:
Çin Halk Cumhuriyeti’ni, ABD’nin karşı tutumuna rağmen ilk tanıyan ülke Fransa olmuştur.
(…)
Sayfa 137:
De Gaulle, Avrupa Birliği’ni savunmuştur. 23 Kasım 1959 Strasbourg’ta yaptığı konuşmada bu “Avrupa Vizyonu”nu şu sözlerle açıklamıştı: “(Avrupa) Atlantik’ten Urallar’a kadar bütün bir Avrupa’dır. Avrupa budur. Böyle bir Avrupa, dünyanın kaderini belirleyecektir.” Almanya’yı ziyaret ederek, Avrupa Birliği fikrini geliştirmek için ilk adımı atmıştır. De Gaulle’ün Almanya ziyareti, Napolyon’dan sonra devlet başkanı olarak gerçekleşen ilk ziyaret olmuş ve ardından Fransa – Almanya dostluk anlaşması imzalanmıştır. Sovyetler Birliği ile iyi ilişkiler kurmaya yönelmiş ve yumuşama “detente” politikasını başlatmıştır.
(…)
Sayfa 138:
De Gaulle, Avrupa tanımına İngiltere’yi katmamıştır. İngiltere’nin Avrupa’da ABD’nin “Truva Atı” olacağını söylemiştir. İngiltere’nin Avrupa Topluluğu’na üye olma isteklerini “veto” ederek iki kez (1963 ve 1967) önlemiştir. İngiltere 1973 yılında üye olduğunda de Gaulle hayatta değildi.
(…)
Sayfa 151:
Sosyalizm sözcüğü 1810 – 1820 yılları arasında Robert Owen tarafından kullanılmıştır. Bazı başka görüşlere göre sosyalizm, komünizmi savunan Eflatun’la başlar.
(…)
Sayfa 258:
Rus mafyası bir zamanlar Sovyet Ordusu’nun görevlileri olan Rus Mühendisler’in kullandığı 60 bin bilgisayar şebekesine sızdı. O kadar ki, artık mafya gruplarının at koşturdukları İtalya’nın yerini, siber suçların yeni merkezi Rusya aldı.”
(Finacial Times, 19 Aralık 1998)
(…)
Sayfa 258:
Amerika’da yayınlanan USA Today gazetesi haberin devamında Yeltsin’in kızı Tatyana Dyaçenko ile Başkan’ın yakın danışmanlarının da skandalının ortaya çıktığı bankada 20 milyar dolarlık hesapları vardı. Gazete, o bankanın neden seçildiğini de açıklamıştı: “Çünkü o bankanın üst düzey iki yetkilisi de iki Rus’la evliydi.”
(…)
Sayfa 259:
İtalya’da yayınlanan Corriere Della Sera gazetesi ise bir İtalyan işadamının adını vererek Rusya ve İsviçre’de yürütülen iki soruşturmaya tanıklık yapmış ve şunları söylemişti: “Yeltsin, Türk, Finlandiya, Fransız ve İtalyan inşaat firmalarından ihale karşılığında rüşvet aldı.”
(Hürriyet, 28 Ağustos 1999)
(…)
Sayfa 259:
İktidar önce Kral’dan Parlamento’ya, sonra Parlamento’dan Hükümet’e geçti. Şimdi ise ‘Hükümet Diktataörlüğü’ var!”
(Duverger, 1975)
(…)
Sayfa 344:
Duverge, “Siyasal Rejimler” adlı incelemesinde bunu daha açık şöyle aktarıyor:
“İnsanlara hayvan gözüyle bakmak… İktidarı elinde tutanlar için sürekli eğilim olarak kalmaktadır.”
(…)
Sayfa 344:
Aşağıdaki diyalog bundan 2500 yıl öncesine aittir ve eski Çin’de geçer. Konfüçyüs’ten (M.Ö. 551 – M.Ö. 481) aktarıyorum:
“Thai Dağı’nın yanından geçerken, Konfüçyüs bir mezarın başında acı acı ağlayan bir kadına rastladı. Üstat adımlarını hızlandırıp hemen kadına yaklaştı; sonra da Tze – lu’ya kadının ağlamasının sebebini sordurdu. Tze – lu kadına “Senin ağlaman, acı üstüne acı çekenlerin ağlamasına benziyor” dedi. Kadın, “Öyle” dedi, “Bir seferinde kocamın babasını bir kaplan öldürmüştü, sonra bir başka kaplan kocamı öldürdü, şimdi aynı şekilde oğlumu da bir kaplan öldürdü.” Üstat, “Öyleyse neden bu diyardan gitmiyorsun?” diye sordu. Kadın şu cevabı verdi: “Burada hükümet baskısı yok da ondan.” Bunun üzerine Konfüçyüs şu yorumu yapar: “Unutmayın çocuklarım. Baskı yapan hükümetler, kaplanlardan daha dehşet vericidir.”
(…)
Sayfa 345:
John Locke (1832 – 1704) ise şunları yazmıştı:
“Bir kimse, kim olursa olsun – yasasız bir toplumda herkesin yaptığı gibi – hakkı olmadan kuvvet kullanırsa, bu kuvveti kendilerine karşı kullandığı kişilerle savaş durumuna girer. Bu durumda önceki bütün bağlar ortadan kalkar, başka bütün haklar sona erer ve herkesin kendisini korumaya ve saldırana karşı direnmeye hakkı olur.”
(Batı’da Siyasal Düşünceler Tarihi – 2002)
(…)
Sayfa 345:
“İnsanların, kendilerine sansarlar ya da tilkiler tarafından yapılabilecek kötülüklerden kaçınmaya çalışırken, aslanlar tarafından yutulmaktan memnun olacak, hatta bunun güvenli olduğunu sanacak kadar aptal oldukları düşünülmemelidir.”
Konfüçyüs
....
FİNAL SÜREÇ'i: Acem Barzan Sırça Köşk'te Kanlı Noel?!
Tahşiyeciler'in lideri: Bin Ladin benim gözümde Müslümandır ve kendisini severim
KCK Yürütme Konseyi Üyesi Mustafa Karasu, Fırat Haber Ajansı’na verdiği söyleşide, “Fethullahçılar, bu Ermeni Lobisi ve Hristiyanlarla daha fazla ilişkidedirler. Ama ilginçtir, en fazla da Fethullahçılar, Alp-Eren ocaklarıyla bu Hıristiyanlara ve Ermenilere karşı yönelim içerisine girdiler. Bunu da gerçekten çözmek lazım” dedi.
Yeni Levent Lisesi'nde öğrenciler yeni müdürü protesto ettiler
Türkiye'de 1970'li yıllarda ilk öğrenci hareketlerinin başladığı lisedir. 
New York Times'tan çok sert makale: Suikast zamanı
Ali Serdar Bolat: Osmanlıca'nın yükselişi ve zorunlu çöküşü
14 Aralık soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve az önce serbest bırakılan Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı konuştu. Dumanlı "Bana terör örgütü üyesi diyenler aynıyla iade ediyorum. Teröristlere altın yaldızlar dağıtıldığı Türkiye’de Türkiye’nin evlatlarını terörist ilan edenlere söylüyorum, aynıyla size yapıştırıyoruz" dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 Aralık soruşturması kapsamında, şüpheli Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkarılmasını talep etti. 1. Sulh Ceza Hakimliği, savcılığın talebini kabul etti. Yani Fethullah Gülen hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılması için Adalet Bakanlığı'na yazı yazılması istendi.
Radikal'den İsmail Saymaz ise, savcılık talebinde Gülen'e yöneltilen 3 suçlamayı yayınladı.
İşte Fethullah Gülen hakkındaki o suçlamalar:
1 - “Cebir, tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak (TCK 109/2 maddesi uyarınca 2 yıldan 7 yıla kadar hapis)”
2- “İftira sonucu mağdurun hapis cezası dışında adli veya idari bir yaptırıma uğramasına neden olma (267/7 maddesi uyarınca 3 yıldan 7 yıla kadar hapis)
3- “Silahlı terör örgütü kurma veya yönetme (TCK 314/1 uyarınca 10 yıldan 15 yıla kadar hapis)
Fuat Avni'den bomba iddia! Hüseyin Gülerce'ye suikast planlıyorlar!
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), Sony firmasına yapılan siber saldırının arkasında Kuzey Kore'nin olduğunun belirlendiğini bildirdi.
28 Şubat’ın klasik anlamda değil ama ezber bozan nitelikte bir darbe olduğunu belirten Çiller, “Meclise’e gönderilen milli irade başka bir iradeye verilmiş. Azınlık çoğunluk yapılmıştır.” dedi. 
Ülker'den dev satış... BU KEZ FRANSIZLARA...
ÇAVUŞOĞLU: ALMANYA’DA GÖZALTINA ALINAN TÜRKLERİN MİT'LE ALAKASI YOK!!! (ve/veya Görevimiz Tehlike: Açığa düştünüz, sizi tanımayruz!)
...
OKUR GÖRÜŞ
ferdane:
Günün haberini biraz önce okudum. ABD ile ilişkilerini canlandıran Küba’nın Ankara Büyükelçisi, Küba’da 5.000 Müslüman olduğunu ve Diyanetin katkılarıyla Küba’ya bir cami yapılacağını söylemiş. Recep Tayyip’in yeni konuşmasının konusu hazır “Değerli Küba’lı kardeşleriMMMM…”. Ben de Küba’ya gitmeyi çok istiyordum, cami açılışına katılmayı düşünebilirim.
...
Mahir ŞEKİ:
*Cumhurbaşkanlığı yaptığı 7 yıl boyunca, ana görevi olan ”Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekten” fırsat bulamayan Sn. Gül, görev sonunda taşınacağı villanın ”mimar ve ustalarının düzenli ve uyumlu çalışmasını” gözetememiş!.. Bn.Gül’ün, Çankaya Köşkü’ndeki, ”7 yıl süren” tadilat/tamirat tecrübesi de işe yaramamış!.. Kaderde ”hem, 7 yıl cumhurbaşkanlığı yapıp, Çankaya’da otur(a)mamak varmış; hem de görev bitiminde Huber’de mahsur kalmak” demek ki!..
...
fehimli mestan:
“İsviçreli bankalar Türklere “Kazancınızı Türkiye’de beyan ediyor musunuz?” diye sormaya başladı. Beyan etmeyenlerin parasını çekip ayrılması isteniyor…” Bizim muktedirlere de ucu dokunur mu dersiniz Sn. HMÖ?
...
Tonguc:
Bizdeki Herrr der Diebe`ye Isvicre ayni seyi söylemis, fakat o paralarini coktan malezya singapur endenozya vb gibi demokrasi ile maruf yerlere kacirmis, lakin hala ici tir tir titrediginden 4 tonluk dolar yüklü ucak havaalani havaalni geziyormus, limani kaybetmis gemiler gibi. Rusyaya yönlendirirse belki diyeyeceim, güvenir mi güvenmez mi belli degil, ama putin zarfi atmis, erdogan saglam adam demis, yani erdogan bana güven paralari bize ver simdi biz de seni kollayalim diyor hal dilince.
...
fehimli mestan:
Haklısın değerli Tonguc! Putin hakkında yorum yapmaya sıra gelmedi. :) Putin, saray darbesinden korkup korkmadığı ile ilgili soruya cevap verirken “Biz de saray yok, Kremlin’de ofisimiz var” derken belki re-te-ee’ye devlet garantisi veriyor olabilir (Kremlin’i burda devlet olarak kabul ediyoruz). Tabii saraya olanlara da ‘Dikkat!’ ikazı söz konusudur, kimbilir!
...
subtle:
Dün işbirlikçi medyanın web sitelerinden birinde K.Irak’tan gelen 40 milyon (barzan) $’ın özel harekatçılar tarafından çalınmak istendiğine dair bir haber çıktı ve sonra da arada kaynadı gitti?Aynı haberde paranın aslında arabada olmadığı da belirtilirken,40 milyon tutarının nereden çıktığını düşünmek de biz okurlara kalmış gibiydi:)”Altınlar nerede?” diye sormadan önce bu haberi nasıl okumak gerekir diye size sorayım dedim Sayın HMÖ?Selamlar..
Elcevap:
Sayın Okur;
a. Güvenlik ederi ateş pahası
b. Barzani, siyasal kürt hareketi içinden Bavyera / Öcalan ekibini tasfiye etmek istiyor, taşere zamanlar.
c. Neo 1993'ün gülen yüz'leri
d. Suikast, destabilizasyon ve/veya Kötüler ne işe yarar?!
e. Hepsi.
Selamlar
HM
...
Ve...
Son olarak...
Soru şu:
IŞİD'in finansmanı nereden?!
PKK ile iş'görenler kimler?!
AKP ile terör, nakit akışı arasında nasıl bir bağlantı vardır?!
Enerji bazlı rüşvet ve/veya narko dolar fazlı çarpan zaman'lar, bu zaman'lar.
Lüküs tabut'ta röveşata: Erdoğan mı önce gidecek, Gülen mi?!
Nokta.

20 Aralık 2014
Hayrullah Mahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder