22 Şubat 2018 Perşembe

TELEKOM, TEKEL, LİMAN'lar, ŞEKER derken, sıra geldi "federasyon anayasası" üzerinden 'üniter yapı'nın özel'leştirilmesine?!


"Doğada her şey bir değişimdir; fakat bu değişimin arkasında sonsuzluk yatar."
Wolfgang Van Goethe
“Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.”
Behçet Necatigil
"Derisini değiştirmeyen yılan, kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkumdur.” Friedrich Wilhelm Nietzsche
“Bir değişimin önünde gidenler lider, ortasında gidenler durumu kavramış, sonunda gidenler sürüklenmiş olurlar ama karşı çıkanlar mutlaka yok olurlar.”
Napolyon
"Değişim, ancak içeriden açılabilen bir kapıdır."
Terry Neil
...
DURUM ANALİZ
Enstantane 1:
Suriye’de 15 Mart 2011 tarihinden bu yana süren iç savaşa siyasi çözüm çabaları henüz sonuç vermezken, diğer ülkelerin Suriye’deki askeri varlığı sürüyor. Hâlihazırda Türkiye’nin yanı sıra ABD, Rusya, İran’ın Suriye’de üsleri bulunuyor. Fransa ve İngiltere’nin de söz konusu ülkede askeri varlığı olduğu biliniyor.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/suriyede-hangi-ulke-nerede-40747383
(...)
Enstantane 2:
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifak üyesi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi tedarik etme planıyla ilgili ittifak için ‘zor bir konu’ değerlendirmesinde bulundu. Stoltenberg, İtalya-Fransa konsorsiyumu ile de benzer müzakerelerin yapılmasını ise olumlu karşıladıklarını belirtti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/stoltenberg-turkiyenin-s-400-alimi-zor-bir-konu-40749728
(...)
Enstantane 3:
AVRUPA Birliği (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, mart ayı sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılacak zirveyi önemsediklerini ancak Türkiye'nin 'üyeliğe değil stratejik ortaklığa odaklanması gerektiğini' söyledi. Hahn “Üst seviyede görüşmenin yapılması iyi. Liderler görüşmesi ilişiklerin normalleşmesine katkı sunabilir. Aynı zamanda sorunlar da görmezden gelinemez. İlişkilerdeki gerginlik hem bizim için hem Türkiye için faydalı değil” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abden-turkiyeyi-kizdiracak-teklif-40750045
(...)
Enstantane 4:
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sırbistan ile Kosova arasındaki diyalog sürecine ABD'nin dahil olması durumunda tepkisiz kalmayacaklarını belirterek, "Sırbistan'ın talep etmesi durumunda Rusya da diyaloğa dahil olacaktır." dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-abd-ve-rusya-arasinda-yeni-gerilim-tepkisiz-kalmayiz-40749719
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/netanyahuya-yolsuzluk-sorusturmasinda-buyuk-darbe-40749788
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/akdenizde-gaz-duellosu-40749726
(...)
Yorum şu:
Bir uç'undan ABD, AB çekti.
Diğer uç'undan Rusya.
Ukrayna parçalandı.
Yugoslavya?!
Türkiye'nin parçalanması, küre'de büyük güvenlik açığı yaratacağından, step by step 1979 + 1 süreç'i.
Hiç kimse salağa yatmasın, bu defa masum değilsiniz hiçbiriniz!
AKP, 28 Şubat, Gülen koalisyonu!
Nüans?1
Darbe'lerin en tehlikelisi istihbari darbe'dir.
Ex'cümle:
Türkiye özelleştirme adı altında yağmalanırken, erkete'de hangi istihbarat vardı?!
Federasyon anayasası üzerinden sıra geldi üniter yapı'nın özelleşmesine
Türkiye'yi özelleştirme adı altında tasfiye süreç'ine sokanları ne yapmalı?!
RAP... LARP... RAP...
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Quo vadis?!
Soru eksik!
Nereden geldik, nereye sürükleniyoruz?
Nüans?!
"Mevzu-u bahis vatan ise gerisi teferruattır" dedik, az gittik uz gittik, bugünlere geldik.
Soru:
Türkiye, BOP'ta özelleşmiş ise "Hangi Türkiye"?!
Ek soru:
Hangi devlet'lerin, hangi büyük şirket'lerin Türkiye'de yatırımları, büyük alımları var?!
El cevap:
Türkiye'nin stratejik kurumları özelleşirken üç maymun oynayanlar şimdi nerede?!
Tekel?!
Telekom?1
Limanlar?!
Dön dolaş yine geldik aynı nokta'ya:
Şeker fabrikaları'nın özelleştirilmesi.
Cargil'le başladı o hikaye.
Şimdi neredeyse kent merkezleri, şeker şurubu'ndan kaynaklı obez.
Nüans?!
Önce güvenlik!
Soru:
Yerli sermaye ne kadar "milli", yabancı sermaye ne kadar "yabancı"!?
Yani?!
Ak Parti ve/veya AKP, İsrail / İran makas'ına girdi ise Türkiye'deki hangi yatırımlar güven'de, hangileri büyük risk altında?!
Yani?!
Final sahnesini küresel (?) milli (!) sermaye finanse edecek!
Çok kanlı.
Demem o ki:
BOP'un final sahnesi'nde, yan gelip yatanlar ve/veya biz işimize bakarız diyenler İsrail / İran makas'ında!
Hangi sermaye!?
Sözde mi özde mi?!
Demem şu ki:
Değiştirilmek istenen ve halen yürürlükte olan 1982 Anayasası'na göre "Angarya" suçtur!
İMECE diye çok yazdık ama İMECE böyle bir şey değil!
Hasılı:
Türkiye yağmalanırken erkete'de kim ya da kimlerin olduğu sır değil.
http://www.haberturk.com/seker-fabrikasi-na-ilk-talip-geldi-1848939-ekonomi
http://www.hurriyet.com.tr/iste-ozellestirme-yolu-acilan-100-kurulus-40195316
Ezcümle:
Sabah'tan link basıyoruz, çünkü orada yayınlanan yazılarımızın arşiv'i duruyor.
HaberTürk'teki arşiv yerinde durmadığı için eski yazılar yok.
star'daki yazılar ise dönemim istihbaratı Erdoğan'a yalakalık olsun diye Zapsu'nun talimatı ile silmişti, bu sebep'ten ulaşılamıyor.
Bunu niçin yazdık, gazete isimlerinden fal açmaya kalkanlar yanlış analiz yapmasın diye.
Hürriyet'teki haber link'lerine basıyoruz, çünkü HM yazı arşiv'i, 2007'e akan süreç'te, istihbarat oyunlarına kurban gitti.
Bu sebep'ten o arşiv rötarlı.
Hürriyet de arşiv listemizde!
Ex'cümle:
Bugün'ün hikayesi, dün'künden mek parmak farklı!
Ne kadar kolpacı varsa İsrail / İran makas'ında!
Nüans?!
Nitelikli muhalefet için nitelikli katkı elzem.
Öküz, tren'in geçtiğini 16 saniye sonra fark ediyor.
Bu sebep'ten diyoruz ki, "bilinç yarılması"nı ortadan kaldırmak için merkez medya'da dönüşüm elzem.
Nokta.
...
ARŞİVDEN KİTAP ÖZET'İ
Kitabın adı: Reklamcılıktan Nefret Eden Reklamcı
http://www.kapital.com.tr/index.php?p=show&k_id=0&pid=121
Yazarı: Howard Gossage
Çeviri: Aytül Özer
Kapital Medya A.Ş.
Nisan 2007
488 sayfa
17.50 TL.
(...)
Sayfa 21:
Reklamcılık, "39 centlik bir raptiyeye vurulan milyarlarca dolarlık bir çekiçtir. Sektörde bu işe saygı duyan tek bir birinci sınıf beyin tanımıyorum."
(...)
Sayfa 37:
Howard'ın dediği gibi " bir fili öldürmek için her yerini yaralamanız gerekmez. Doğru yere tek bir kez ateş etmek yeterli olacaktır."
(...)
Sayfa 39:
"Tüketicilere nasıl reklamlar istediklerini sormak bir kürek mahkumuna işi konusunda beden eğitimi açısından ne düşündüğünü sormak gibidir."
(...)
Sayfa 67:
İyi bir buluş, birincisi, gereksiz olmalıdır. İkincisi, yüzde 50 kaygılı karalamalar, yüzde 37 reklam, yüzde 90 ambalaj ve yüzde 0.5 gerçek malzemeler.
(...)
Sayfa 92:
"Peynirle tuzak hazırlarken her zaman fareye de yer bırakın."
(...)
Sayfa 92:
"Herkesi şaşırtmak için Fransızca'ya gereksinim duymayalı çok uzun zaman oldu."
(...)
Sayfa 95:
"Dallaslı Bir Yurttaştan Muhtıra / Memo from a Dallas citizen!"
(...)
Sayfa 143:
Freud'a göre "tabunun temeli bilinçaltında güçlü bir eğilim olarak bulunun yasak eylem!”
(...)
Sayfa 155:
Bir zamanlar bir pelerin ve bir takım elbise üreticisi Roma'ya gitmiş ve oradayken Papa'nın huzuruna kabul edilmeyi başarmıştı. Döndüğünde bir arkadaşı "Papa nasıl görünüyordu?"diye sordu. Terzi şöyle yanıtladı: "41 beden!"
(...)
Sayfa 173:
Pink Air Pipeline / Pembe Hava Boru Hattı
(...)
Sayfa 197:
Fare Şoku: "Nüfus yaşamı zorlaştıracak kadar yüksek düzeyde artış gösterdiğinde, fareler katalepsiye (İstenç yitimine) benzer bir şok hastalığa tutuluyor." Şimdi, fare şoku semptomlarının nasıl tanımlandığına dikkat etmenizi istiyorum: "Yaşadıkları stres artar. Titrer ve sarsılır ve ardından amaçsızca koşmaya başlarlar."
(...)
Sayfa 212:
Reklam yazarlığı gerçek yazarlık değildir, başka bir şeydir.
(...)
Sayfa 217:
Bana kalırsa, basın özgürlüğü, cumhuriyetin dayandığı bütün kavramlar arasında büyük farkla en bilineni. Bu hiç de garip değil, çünkü basın özgürlüğünü desteklemekle en çok ilgilenenler, bu konuda en fazla olanağa sahip olanlar: Gazetelerin kendisi!
(...)
Sayfa 242:
"Kıyamet günü yakın"
(...)
Sayfa 313:
Belli ki slogan şudur: "Başarıyı tartışamazsınız."
(...)
Sayfa 325:
24 Mart 1964'te, John F. Kennedy suikastinden dört ay sonra, Look dergisi J.M. Shea, Jr'ın kaleminden "Dallaslı Bir Yurttaştan Muhtıra"yı yayınladı. Makale Dallaslı sivil liderleri aşırı örgütlere karşı çıkmadıkları için eleştiriyordu. "Nefret saçanlar geldiğinde sadece geride durup taşların havada uçmasını izin verdiler." Tanıdıkların sözlerini de aktardı: "Bir piçin ölmesine sevindim. Ama bu iş burada olmak zorunda mıydı?"
(...)
Sayfa 349:
To contract: Bir hastalığa yakalanmak anlamında özgün fiil "to contact" aynı zamanda "anlaşma, sözleşme yapmak" anlamına da geliyor.
(...)
Sayfa 350:
Bertrand Russell'ın "Tüm sıra dışı enerjilerin sıradışı düzeyde bir çaresizlikten kaynaklandığına" ilişkin kuramına örnek oluşturabilirdi. Ancak o zaman kafamdan geçen Samuel Johnson bir tümcesiydi: "Emin olun Bayım, bir adam iki hafta içinde asılacağını bildiğinde, bu onun aklını mükemmel biçimde toplamasını sağlar."
(...)
Sayfa 352:
Ya da Nazi zihnini ele geçiren Götterdammerung (Tanrı'nın şafağı) kompleksi söz konusu olabilir.
(...)
Sayfa 357:
Howard da bir keresinde bu çalışma biçimini "Isınmak için bir araya gelmiş bir grup yalnız insan" olarak tanımladı.
(...)
Sayfa 368:
Vanity Fair makalesinden alıntı yaparsak, "... o dogmatik varsayımlardan uzaktı."
(...)
Sayfa 373:
"Eğer toplantının konusu renkse, benim burada ne işim var ki? Ben renkkörüyüm" dedi ve gitti.
(...)
Sayfa 380:
En sevdiği özdeyişlerden biri şuydu: "Yapmaya değerse abartmaya da değer demektir."
(...)
Sayfa 409:
Onun sözleriyle, "İnsanlar reklamları okumuyor. İlgi duydukları şeyleri okuyorlar ve bazen bu bir reklam oluyor."
(...)
Sayfa 410:
Howard gerçek gerilla mıydı? "Evet!" Gerillalar hedeflerine ulaşmak için sıradan ve geleneksel olmayan yöntemler kullanır. Bu bana onu anımsatıyor. Gerillalar nadiren kitabı izler; onlar kuralları ilerledikçe belirleyerek ekstra esneklik sağlarlar.Howard yol boyunca kesinlikle böyleydi. Gerillalar sınırsız bir banka hesabının acımasız gücü yerine, zaman, enerji ve hayalin acımasız gücüne güvenirler. Bu da Howard'ın Gerilla'nın Kutsal Kitabı'ndaki Adem olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
(...)
Sayfa 410:
"Neden bu kadar çok iş değiştirdin?" diye sordum. "Bir şeye razı olmadan önce, neye razı olacağımı bilmek zorundaydım" diye yanıtladı. Howard. Sonucu asla göz ardı etmedi. Odak noktasına asla temel satış fikrinden uzaklaştırıp, allı pullu özel efekte kaydırmadı.
(...)
Sayfa 425:
"Suyu kimin keşfettiğini bilmiyoruz, ancak keşfedenin bir balık olmadığından kesinlikle eminiz."
(...)
Sayfa 485:
"Harika! Ben de bir anarşistim. Ben de bir monarşistim." Ve ardından, heyecan verici bir itiraf olarak, ansızın, benim kendi adıma söyleyemeyeceğim bir şeyi ekledi: "Ben bir hükümdarım!"
Nokta.

22 Şubat 2018
@HayrullahMahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder