23 Şubat 2018 Cuma

Kanlı oy hesap'ı ve/veya Kor'düğüm çözmek, Siemens'ten rüşvet almaya benzemez?!

"Savaşın amacı ülken için ölmek değil karşıdaki piçin ülkesi için ölmesini sağlamaktır."
General Patton
"Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler."
Douglas Adams
"Doğru biçimde ifade edilen matematik, sadece gerçeği değil, aynı zamanda ilahi güzelliği de haizdir.”
Bertrand Russel.
...
DURUM
İp'teki cambaz?!
Soru:
'Merkez Medya'da neden yaprak kımıldamıyor?!
Cevap:
a. Can korkusundan
b. Mal korkusundan
c. İş bilmemezlikten
d. Birileri dürtsün beklentisinden
e. Hepsi
Nüans?!
Medya'nın patronu MİT olduğuna göre hayat memat nüans?!
1. Doğan Medya'nın görünmeyen patronu İmre (Barmanbek) Hanım. İmre Hanım'ı, derin MİT, daha doğru ifade ile "Fantom MİT" derin Almanlar yönlendirir. 2006, 2007'den bu yana bu iş böyle! O zaman cevap'ını arayan basit soru. "Aman ağzımızın tadı bozulmasın" kampanyasına, Doğan Grubu Medyası'nda kim izin verdi, neden izin verdi?! Ergenekon, Balyoz kumpas vb bir anda yükselmedi, hepiniz oradaydınız!
2. Derin Almanlar, Neo Naziler, BOP'un final'inde Londra üzerinden bayrak sallıyor ise bir başka soru: Merkez Medya hareket'e geçmek için neyi bekliyor? Medya patronaj'ını ya da bazı şöhret gazetecileri hedef alan suikast süreç'ini mi?!
3. Sabah'ın borçları üzerinden patron'u fiilen devlet ve/veya MİT. Taşıyıcı patronlar ise Mesut Yılmaz'ın müteahhitleri, Erdoğan'a direkt destek veren işadamları! Ne var ki, yayın çizgisi olarak Sabah, Gökçek / Çiçek çizgisinde! Atak'a geçmek için neyi bekliyor?! Londra üzerinden baş'larına "Balyoz" inmesini mi?!
4. HaberTürk, Ciner'in taşıdığı MİT'in sahibi olduğu bir başka yayın organı! Medya Grup Başkanı da MİT'in, FETÖ'nün adamı. Kenan Tekdağ. HT, çağ'ın ruhuna uygun yayın yapmak için neyi bekliyor?! Gülen'in dirilmesini mi?! Doğuş, Şahenk, Akşam vb yayınları geçtik, süreç'in çok masraflı magazinleri bunlar! Milliyet de Doğuş gibi Paris üzerinden süreç'in etkisiz etkili elemanı! Kadrolu boşboğazlık! Konu Erdoğan'ı övmek ise Erdoğan sabah'tan akşam'a elinde mikrofon sahne şarkıcıları gibi kendisini methediyor zaten, Türkiye'yi bataklıktan çıkartacak yayıncılık anlayışı hangi medya üzerinden gelecek?!
Nüans?!
Network, İngiliz'in olsa da, mevcut medya'nın sahibi MİT üzerinden derin Almanlar, neo nazi link'i.
Küre'deki merkez medya'nın yeni patron'u uzun zamandır derin Alman linki.
MİT'i sarmalamışlar, istese de parmak'ını oynatamıyor!
Bir kurum her şey'e sahip'ken, hiçbir şey'e hakim olamaması nasıl anlatılır?!
Hasılı:
Şimdi merkez medya'da değişim, dönüşüm zaman'ı.
İki "S" formülü çerçevesi'nde, ya seve seve ya da...
Ezcümle:
Savaş zamanında babalar evlatlarını gömer.
Ya merkez medya'nın yayıncılık anlayışı değişir ya da merkez medya'nın patronaj'ı.
İsteyen özel uçağına atlar, gider Alman başbakan'ına ağlar, isteyen Londra'ya gider İngiliz Başbakan'ına bağlılıklarını sunar, isteyen uçağına atlar Paris'e gider diyeceğim ama Cem uzan Paris'te, Mesut Yılmaz, İnan Kıraç, Bedrettin Dalan, Işık Koşaner vb Türkiye'de!
Zor oyun'u bozar mı, bozar.
Nüans?!
Final sahnesinde, İngiliz ajanları da derin Alman istihbarat'ın maaş'lı elemanı!
Derin Isparmaça.
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Derin Alman deyince, MİT'in analiz yapan akıl'ı diyor ki:
"HM bizi Almanlar'ın üzerine sürüyor!"
Kişi karşısındakini nasıl bilirmiş, kendisi gibi!
Neydi o söz, "karşındakinin anladığı kadar varsın!"
Başka?!
Kim ne duymak istiyor ise onu duyarmış!
Nüans?!
Çözüm için akıl istiyorlar, tablo ortada!
Ne var ki, MİT sorun çözmekten çok uzak!
Hem sorun çözmüyor, hem de çözüm'e engel oluyor, yol'u tıkıyor!
By-pass?!
O zaman geriye ne kalıyor, pkk, ışid, dhkp-c,fetö dahil ne varsa her şey'le görüşen, bu çürük sistem'i ayak'ta tutmak için binbir takla atan MİT'in üzerinden geçmek!
Yol da olur, köprü de, dozer de olur, yerli yabancı insanlı insansız tank'la da olur.
Sorun çözmek demek, süreç'te kaç değişken var ise o kadar değişken'e hakim olmayı ve/veya raks'etmeyi gerektiriyor ise süreç de ortada, değişkenler de!
Tango esas ise dans'ın gereği iki adım Alman'ın üzerine gideceksin, varsa takat'ın, takkeli kucak dansı değil bu, geri adım atacak isen nerede atacağını bileceksin, iki ileri bir yana, sağ'a sol'a savrulmadan.
Barzan'ı, MİT'in makam aracında dolaştırırken bu kadar düşünen çıkmamıştı?!
Salim Müslüm?!
MİT'in kurnaz şakirtleri "open book" da olsa, final sahnesini anlamaktan çok uzak.
Ex'cümle:
Ya bir yol açar'lar ya da süreç onların üzerinden silindir gibi geçer, açılan yeni yol'a dolgu malzemesi olurlar.
Nüans?!
İstihbarat zeka'ya dayanır, kurnazlık ise sırıtır!
İnek değil ki bu, boğa'yı sabah'tan akşam'a sağsan elde edeceğin nedir?!:))
Nüans?!
HM nasıl yeri geldi mi İngiliz'in de Alman'ın da, Rus'un da, ABD'nin de vb üzerine gidiyor ise tango raks'ta, süreç'in ruhu'na hitap edeceksin, kontrol'ü kaybetmeden.
Ne var ki, sahne'nin orta yerinde öküz'ün tren'e baktığı gibi durmak olmaz.
Velev ki, kafa bu kafa, o zaman 28 Şubat'ta Erbakan'ı tasfiye eden rüzgar gelir, vs vs vs...
TURA.
Not: Aslan, avcı fıkrasını tekrar etmek yersiz, aslan'ın dediği gibi önce ne olduğunuza karar verin, gerisi düz hikaye.
Nokta.
...
VAZİYET
Soru:
Ergenekon davası neden sonlanmıyor?!
Görünen gerçeklik cevap:
a. MİT, Erdoğan, "Ergenekon davası" üzerinden FETÖ'cüler ile pazarlık halinde!
b. Topaç, Çiçek ekibi, Ergenekon davası üzerinden Jandarma ile pazarlık halinde!
Isparmaça?!
Yani?!
Birbirlerine dolamışlar, isteseler de ayrılamıyorlar!
Şimdi kim verecek 15 Temmuz, şehid ve/veya gazi'lerinin (?!) hesap'ını!
Kan üzerinden oy hesap'ı nereye kadar?!
Nüans?!
FETÖ de pkk gibi bir terör örgütü ise "yüzde 1"lik oy fark'ı uğruna kimin eli kimin cep'inde!?
Nüans?!
Erdoğan da Saddam, Kaddafi, Zeynel Abidin bin Ali gibi meçhul'e koşuyor ise dön dolaş aynı fasit daire!
Asker'in sırtından, tüy'ü bitmemiş yetim'in hakkı üzerinden "acem barzan taht oyunları".
Yani?!
Topaç, Çiçek ekip'i, Ergenekon davası üzerinden Jandarma'nın Erdoğan'la uzlaşmasını istemiyor, araya çomak sokuyor.
Erdoğan da, FETÖ taban'ından akacak oy'un kendi taraf'ında kalmasını istiyor, bu sebep'ten 'kumpas dava'da araya giren parmak'ları görmezden geliyor!
Ne var ki, bu defa cambaz ip'in üzerinde sallanıyor!
Tüm bu karanlık tablo'ya ek olarak; bir de Suriye operasyonu üzerinden ekilen, gelmesi umut edilen oy'lar ver, kan'lı oy hesap'ı.
Nokta.
...
SÖYLEM'METRE
Soru:
ACEM HARP nedir ne değildir?!
Cevap:
İran'ın derin'inde, derin Almanlar var, yeni değil.
Tepe'sinden İngiliz elemanlar.
Ne var ki, İngiliz elemanlar da derin Alman'ın elinde "kurşun asker" ise cevap'ını arayan basit soru:
İsrail / İran makas'ından çıkmak için ne yapmalı?!
Almanya orada, İngiltere, Fransa, Rusya, İran adını sen koy, ne ararsan orada!
Nüans?!
Türkiye'de, Ergenekon kumpas davasını nihayet'lendirmekten aciz bir siyasi akıl, istese de kor'düğüm çözebilir mi?!
Kor'düğüm çözmek, Siemens'ten rüşvet almaya benzemez!
Kaldı ki, Siemens'ten rüşvet alanların paraları yine Alman bankalarında ise gel de gülme!
Ex'cümle:
İrade'si kalmamış, posası çıkmış, "klostrofobik" bir süreç'in içinden geçiyoruz.
Kaht-ı rical ama öncelikle ayna'ya bakmak elzem:
Neden "kaht-ı rical"?!
Yetişmiş eleman kıtlığından kaynaklı değil, rüşvet üzerinden avlanmış yetişmiş insan kıtlığından kaynaklı!
3 Kasım 2002'den bu yana iktidarda olup, iktidar'ın her nimet'inden fayda sağlayıp ağlamak, geçmişe küfretmek olmaz!
Kaldı ki, gelecek ipotek altında!
Almanlar, BOP'ta, Ak Parti'nin sırtından ellerini kirletmeden kazandı ama'sı ortada:
Fatura masanın üzerinde!
Alakart: Tahsilat çok kanlı ya da tereyağ'ından kıl çeker gibi!
Nokta.
...
ARŞİV'DEN (13 Haziran 2012) DURUM

Ergenekon’un Zirvesi ve/veya AKP’nin Zirvesi?!

(ya da Adem Yavuz Arslan’ın kitabı üzerinden Erdoğan, Gül, Gökçek’i hangi adres neden tehdit etti ve/veya AKP iktidarında işlenen cinayetlerin arka planındaki “gizli el” hangi el?!)

“2002’de orgeneralliğe terfi ettim. İktidarla, sizlerle birlikte çalıştım, Sayın Başbakan’la, Sayın Cumhurbaşkanı ile haftada en az 1 kere görüşüyordum. Bu geçmişime rağmen savcılar beni cebir ve şiddet kullanarak hükumeti ortadan kaldırmakla, yasadışı silahlı terör örgütü kurmakla suçluyor. 7 yıl boyunca bir taraftan her hafta Başbakan’la görüşüp aynı süre içinde bir silahlı terör örgütü nasıl kurabilirim? Bu iki taraflı bir garabet. Ortada bir terör örgütü yoksa suçlanıyor olmam garabet. Ortada bir silahlı terör örgütü varsa, TSK’nın başındaki Genelkurmay Başkanı olarak bir terör örgütü yönetmişsem daha büyük garabet, o zaman kapatın bu devleti. En son 3 kişiyi bu davaya dahil ettiler. Bir tanesi diyor ki ‘Ben PKK’lıyım, bir tanesi İBDA-C üyesi olduğunu söylüyor, diğeri DHKP-C’li. Bunlarla aynı davada yargılanıyor olmak utanç verici.”
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ
(…)
“Daha önce tutuklandım, sonra serbest bırakıldım. Yeniden tutuklandığımda ortada yeni bir delil, belge bile yoktu. Tam da şimdi özel yetkili mahkemeler kalksın, kalkmasın tartışmaları yaşanırken Zirve iddianamesiyle birleştirmeleri bir tuzak. Bu mahkemelerin kaldırılmasını istemeyenlerin tuzağı gibi geliyor bana. Ömrümün sonunda bu acıyı çekmeye tahammülüm kalmadı.”
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon
...
Bu bağlamda, sıcağı sıcağına birkaç izlenim notu daha…
Kitabın adı: Ergenekon’un Zirvesi
http://www.timas.com.tr/kitaplar/politika/aktuel-siyaset/ergenekonun-zirvesi.aspx
http://www.samanyoluhaber.com/yazar/mumtazer-turkone/Ergenekonun-zirvesi/775217/
http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Jandarma-Komutani-hakkinda-gundemi-sarsacak-iddia/775243/
http://gundem.bugun.com.tr/haber-detay/195110-interstitial-haberi.aspx
Yazarı: Adem Yavuz Arslan
TİMAŞ Yayınları
1. Baskı: Haziran 2012, İstanbul
272 sayfa
14,50 TL
(…)
ARKA KAPAK:
5 Şubat 2006: Rahip Santoro Trabzon'da, kilisede dua ederken öldürüldü.
19 Ocak 2007: Hrant Dink İstanbul'da, Agos gazetesi önünde vuruldu.
18 Nisan 2007: Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde biri Alman ikisi Türk üç kişi korkunç bir cinayete kurban gitti.
Keşifler yapıldı, raporlar tutuldu, şüpheliler tutuklandı, davalar açıldı, ancak ‘büyük abi’lere hiçbir el uzanamadı, arka plandaki iradeyi hiçbir delil açık edemedi. “Kirli bir senaryo yazıldı, kanlı bir filme dönüştürüldü ve tüm Türkiye’ye hatta dünyaya izletildi. Fakat esas senaristlere ulaşılamadığı, nefret söylemi bilinçli bir şekilde körüklendiği için yerdeki kanlar hâlâ kurumadı.” Adem Yavuz Arslan, Bir Ermeni Var kitabıyla açtığı dosyaya Zirve Yayınevi katliamı ile devam ediyor ve tüm bu cinayetlerin ortak paydasını önemli belgelerle gözler önüne seriyor, önemli sorularla davaya ışık tutuyor:
-2003-2004 yılında istihbarat raporlarına giren Rahip Santoro’nun 2006 yılında öldürülmesi bir tesadüf müydü? Kilisedeki JİTEM elemanı ne yapıyordu?
-Malatya Jandarması’nın akıl almaz telefon dinlemeleri nereye kadar uzandı?
-İstihbaratçı Papaz İlker Çınar’ın şok eden ifadelerinde neler vardı? Malatya görevi nasıl verildi, bu işten ne kadar para aldı?
-Cinayet öncesi Malatya’da ulusalcı kampanya nasıl tetiklendi? Kimler ‘dinimiz elden gidiyor’ kampanyasına katıldı?
-DHKP/C için soygun yapan ‘büyük abi’ Varol Bülent Aral’ı MİT sorgudan nasıl kaçırdı?
-Emre’nin babası cinayet öncesi jandarma istihbaratı neden aradı?
-Sahte CIA raporlarını hangi komutan düzenledi?
-Gölcük’te çıkan sahte istihbarat raporlarında kimler vardı?
-Rektörü kim, nasıl vuracak, ikinci Danıştay Saldırısı Malatya’da nasıl yapılacaktı?
-Çetin Doğan ile Zekeriya Beyaz’ı buluşturan neydi? İlahiyat profesörlerinde hangi şok belgeler çıktı?
...
DURUM ANALİZ
“Ergenekon’un Zirvesi”?!
Kitabın görünen yazarı: Adem Yavuz Arslan?!
Yazdıran siyasi / ticari adres: Topaç!?
Görünmeyen ama “Çankaya Savaşları” kapsamında, kitapta açıkça ihsas edilen arka plan yazarı: F’Emniyet İstihbarat & F’MİT!?
Neo Roma’da yaşanan iç savaş bağlamında kitabın küresel aksta taşıyıcısı, arka plan adresi hangi adres?!
El cevap:?!
(İpucu verelim; AKP, “İngiliz Seter” olduğuna göre, bu süreçte zarar gören adres hangi adres (AB) olabilir?! Durun kopya vermeyin!)
(…)
Bu kapsamda derinliği olan birkaç izlenim notu daha yansıtalım:
1- Arslan’ın imzası ve/veya redaksiyonu üzerinden yayınlanan kitap eklektik. Bol kes, yapıştırlar ile dolu! Gerçek olanla olmayan iç içe geçmiş. Kötü bir kolaj! Kitabın girişi “roman” havasında. Devamında ise Emniyet İstihbarat damgalı bazı belgeler yer alıyor. Finalde bir varmış bir yokmuş haleti ruhiyesi üzerinden masala bağlanarak roman bitiyor. Bu belgeler üzerinden Arslan, bazı zayıf kanaatleri kuvvetlendirmeye çalışmış. Jandarma’yı töhmet altında bırakmaya dönük zorlama, yoruma dayalı argümanlar var kitapta. Aynı zamanda Hurşit Tolon’la ilgili ayakları yere basmayan bazı iddialar gündeme getirilmiş ki, tiraji komik!
2- Kitapta, Sinan Aygün üzerinden Ergenekon’a yapılan bolca gönderme var. Ne var ki, devamı gelmemiş, eksik kalmış. Neden acaba?!
3- Kitapta, bazı “İstihbarat Haber Elemanı” ifadelerine yer verilmiş. Bu ifadeler üzerinden yapılan suçlamalar, hüküm niyetine kullanılmış. Tamamen kamuoyu oluşturmaya dönük bir PR çalışması! Kaldı ki, haber elemanları para karşılığında bu işi yaptıklarından, parayı Fetullahçılar verir ise onlar adına da (kurgu) istihbarat üretebilirler (Panama terzisi). Yani güvenilmezlerdir, 10 istihbarattan ancak biri (o da şüpheli) doğru çıkar. Bu yönü ile de kitabın ayakları yere basmıyor. Suçlamalara maruz bırakılan Jandarma İstihbarat ya da MİT, Emniyet vb güvenlik bürokratları, suçlamaları alır analiz eder, sonra avukatlarına açı verir, yönlendirir ve kitapta yer alan iddiaların yüzden 90’ınını bir kalemde çürütürler. Yani, Arslan’ın kitabı bu hali ile roman ve/veya masal! Ama asla soruşturmacı gazetecilik ürünü değil! Çünkü, itham edilen hiçbir kurum, kişinin görüşüne kitapta yer verilmemiş! Bu hali ile kötü örnek olarak Basın Yayın meslek okullarında okutulabilir!
(…)
“İstihbarat Savaşları” üzerinden kitaba bakacak olursak…
1- Arslan da Nedim Şener’in kitaplarında yaptığı hatanın aynını tekrarlamış. Emniyet İstihbarat’ın ortaya koyduğu illüzyonu “mutlak gerçeklik” kabul edip, kitabı o çerçevede örmüş. Farkında olmadan da AKP’nin ipini çekmiş! Gül, Erdoğan, Gökçek vb isimleri tehdit etmiş! Hadisenin burasına çok güldüm, kaş yaptığını zannederken göz çıkarılmış.
2- Eğer her şey Arslan’ın kitabında iddia ettiği gibi ortada ise neden beş yıldır tutuklu yargılananlar, şu an hükümlü değil!?
3- Eğer Ergenekon diye bir örgüt var ise bu örgütün başı, şeması vs nerede diye sormayacağım, o soruya cevap verebilen yok! Çünkü hiçbir şey birbirini tutmuyor. Sadece şu sorunun cevabını isteyeceğim: BOP planında nasıl bir Türkiye öngörülüyor?! BOP’un Türkiye’deki eşbaşkanı kim ya da kimler?! Bu öngörüye göre nasıl bir anayasa, nasıl bir Ordu, nasıl bir siyasal rejim hedefleniyor?! Mısır, Tunus, Suriye, İran, Irak vb devletleri de karıştıran varlığı yok hükmünde olan Ergenekon mu yoksa?! Görüldüğü üzere gazetecilik basit sorular sorma, sonra da cevabını arama mesleği! Dahi olmaya gerek yok, soruyu sor, cevabını araştır, sonra da yüreğin yetiyorsa yayınla! Gazeteciliğin hülasası budur! Ama Arslan türü gazeteciler düşünmeyi, araştırmayı değil, istihbarat servislerinin ürettiği illüzyon üzerinden yazı yazmayı, kitap basmayı marifet sayıyorlar?! Yazık!
(…)
Bir kitapta anlatılacak kadar her şey basit ise Savcı’nın iddianamesi neden binlerce sayfadan oluşuyor?!
Her şey ortada ise yargılama neden bu kadar uzun sürüyor, hakim hükmü verir, dosya kapanır değil mi?!
Eğer mahkeme yargılama yapamıyor, bunun yerine BOP operasyonuna muhalif olanları esir / rehin tutma görevini ifa ediyor ise o zaman ortada gözden kaçırılmak istenen başka bir “hikaye” var demektir.
Şöyle ki:
Devletler katında işler, “yazılı talimat” ile yürür.
Askerler de, MİT de, Emniyet de yazılı talimat olmadan iş yapmaz!
Eğer “yazılı” değil de “şifahi” talimatla iş görülecek ise misal bir suikast yapılacak ise o zaman durum değişir.
İstihbari operasyonlarda satış anlık ve peşin olduğundan, çıraklığını yaparak bu işin ustalığına yükselmiş olanlar hemen gerekli önlemleri alır.
Yani toplantının yapılacağı, şifahi suikast talimatının verileceği ortama yerleşir ve görüntülü ya da sesli kayıt yapar, satış anı için belge oluşturur.
Belgenin güvenliğini yurtiçinde sağlayabiliyor ise güvenli bir yerde tutar ya da yurtdışına çıkartır, orada saklar.
Misal, hadise (suikast) gerçekleştikten sonra, Danıştay saldırısı, Hrant Dink suikasti, Rahip Santaro, ZirveYayınevi cinayetleri vb, medya üzerinden “suikast”le ilgili hızla algı yönetimi uygulanır, kamuoyu istenen algı’ya doğru yönlendirilir.
Cinayetler kimin üzerine yıkılacak ise o yönde yayın yapılır.
AKP & Gülen iktidarında işlenen tüm cinayetlerin failleri 48 saat içinde yakalandığına ve her defasında cinayet işlenmeden önceye dair istihbarat olduğu ortaya çıktığına göre, “Bu kahraman polis kimin polisi?” diye sormanın zamanı geldi de geçiyor demektir, değil mi sayın Arslan?!.
Geldiğimiz nokta itibariyle, ortaya çıkan hakikat şu:
BOP’eşbaşı AKP & Gülen ihanet şebekesi üzerinden Türkiye’yi destabilize etme, ulus devletten, Atatürk Türkiyesi’nden yana olanları “olağan şüpheli” durumuna düşürme bağlamında bazı “cinayetler” işlenmiş!
Aynı zamanda dini ya da etnik azınlıklar, bu suikastler üzerinden korkutulup AKP & Gülen’in arazisine doğru iteklenmiş!
Abdullah Gül’ün yanında saf tutmaları için zorlanmış!
(Hrant Dink suikasti sonrasında Ermeni cemaati AKP’ye oy verdi! Vs…)
Bu kaotik süreçte “reaksiyoner milliyetçi”, “ulusalcı odaklar” da (28 Şubat linki üzerinden) ya tahrik edilerek ya da tuzağa düşülerek “operasyon” öncesinde mayınlı araziye çekilmiş, izlemeye alınarak “olağan şüpheli” eşgali yaratılmaya çalışılmış.
(Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz vb)
Suikast gerçekleştikten sonra da “algı yönetimi” üzerinden cinayetler, olmayan Ergenekon terör örgütünün üstüne yıkılmak istenmiş!
Tezgah bu!
Sonra da iddianame hazırlanmış, belgesi olmayan tamamıyla yoruma dayalı iddialar üzerinden tutuklamalar yapılmış.
Yani?!
Bir şey ne kadar sade ise o kadar nettir!
Bir şey ne kadar karışık ise o kadar operasyondur, kolpadır, düzmecedir!
Bakınız Ergenekon dava klasörleri, belgeler vs…
Nokta!
(…)
Buraya kadar anlattıklarım işin “devletler oyunu” ve/veya “istihbarat savaşları” kısmıydı.
Şimdi gelelim, Neo Roma’da yaşanan iç savaş kapsamında, bu kitap üzerinden verilmek istenen mesajlara:
1- İran operasyonu öncesinde, Gül, Erdoğan açıkça Gökçek üzerinden tehdit edilmiş. Ya İran sözünü tutarsınız ya da AKP iktidarında işlenen cinayetlerin arka planını deşifre ederiz mesajı verilmiş! Aynı zamanda Ergenekon davasının yok hükmünde olduğu kayda geçirilmiş.
2- Çankaya Savaşları kapsamında Sinan Aygün üzerinden, Melih Gökçek, Rifat Hisarcıklıoğlu, Zafer Çağlayan, Abdullah Gül vb isimler hedef alınmış. Her an kitapta eksik, karanlıkta bırakılan (öldürücü) enstantaneleri tamamlayabiliriz, akçeli pakçeli tüm ilişkilerinizi faş ederiz, mesajı geçilmiş.
3- Danıştay suikasti üzerinden Erdoğan’a çok açık mesaj verilmiş! Suikastin nasıl işlendiğine, talimatın nasıl ve nerede verildiğine dair sesli ve görüntülü donelere sahibiz, geri adım atmadan yürümeye devam et sert mesajı geçilmiş. Hrant Dink suikasti üzerinden Gökçek’e parmak izi hatırlatması yapılmış!
4- Kitapta, Jandarma içindeki F tipi kadroya dahil haber elemanları deşifre edilmiş. Afişe edilemeyen kadro ile ilgili ip uçları verilmiş. Bu kitap üzerinden Jandarma’ya, “F’Emniyet’in eli ile bu operasyonları biz Fetullahçı polisler yaptık” itirafnamesi yazdırılmış, kayda geçirtilmiş.
5- Kitapta açıkça Abdullah Gül, Melih Gökçek, Sinan Aygün, Çevik Bir (28 Şubat) bağlantısının altı çizilmiş, ortak yaptıkları “matruşka operasyonlar”a dair açık bir mesaj verilmiş: Oyun bitti ve/veya oynadığınız oyun bitti ya da tercih sizin, makber!
(…)
Sözün özü:
“Ulusal Güvenlik Danışmanları” kitapları ve/veya olayları böyle okur, bakar, o dünyanın dilini bu dünyanın diline (strateji) böyle tercüme eder, tarihe dipnot düşer.
Muhakkak, AKP & Gülen & Topaç & Bir’in danışmanları da böyle okumuş, kendilerini bilgilendirmiştir, değil mi?!
Demem o ki:
Adem Yavuz Arslan, istihbarat uzantılı gazeteci olmak yerine sadece gazeteci olsaydı, önce “para”yı sonra da “kadın”ı izlerdi.
“Para”yı, Sinan Aygün üzerinden izleyince, karşısına Melih Gökçek, Rifat Hisarcıklıoğlu, Zafer Çağlayan, Abdullah Gül vb zincir çıkacaktı!
O zaman da muhakkak korkup geri adım atacaktı.
“Kadın”ı, CNR Fuarcılık’tan Ceyda Eren üzerinden izleyince, karşısına Melih Gökçek, Çevik Bir, Kürşat Tüzmen, Fatih Çekirge, (Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül, Hüseyin Aslan) vb isimler çıkacaktı.
Bu resmi görünce, Gökçek, Arslan’ın Bugün’de görünmeyen patronu, o vakit haliyle tornistan yapacaktı!
(Çevik Bir, Çalık’a danışmanlık yaptı ise muhakkak yazılı vesikası vardır, değil mi?! Ya da hangi konularda Gül’e, Gökçek’e danışmanlık yaptığını gün gelir sorarlar adama!)
Ne var ki, genelde yerken, yağmalarken kurnaz olan bu topaç yapı, “stratejik kör” ve/veya bakar kör olduğu için benzer örnekte olduğu gibi kendi kendilerine de operasyon yapabiliyorlar!:))
Yazdıklarının ne anlama geldiğini biliyorlar, ne de konuştuklarının!
Demem şu ki:
Bu işin her iki ucu da BOP’lu değnek!
Kitabı yazana bir ucunu tutturmuşlar, diğer ucu ile de benim adını andıklarımı art arda sıralayıp aile pozu verdirmişler.
Ya da şöyle söyleyeyim:
Amerikan mafya filmlerinde vardır, mafyanın en tepesindeki filmin sonunda FBI’ın adamı çıkar, bunların durumu da o vaziyet!:))
(Sadece bu güruhtan (ardak) hesap sorma faslının uzaması, tamamıyla İran için verilen tutulması imkansız söz ve kürede yaşanan II. Dünya Savaşı şartlarından da büyük buhranın yaşanıyor olması nedeniyledir, ki o süreç’in de sonuna basınç altında sakin kalınarak gelinmiştir! Gordion Düğümü; Final!)
Netice:
Adem Yavuz Arslan’ın kitabında da açık seçik anlatıldığı ve/veya işaret edildiği üzere “Yok hükmümdeki” Ergenekon terör örgütünün zirvesi AKP & Gülen’in zirvesidir!
Gülen’dir!
Gül’dür!
Erdoğan’dır!
Çiçek’tir!
Topaç’tır!
“Kral çıplak”tır!
Dava, kamu vicdanında düşmüştür.
Balıklar ve Karıncalar için yer değiştirme vakti!
Nokta.
...
24
https://odatv.com/serefsiz-gulenciler-23-kasim-gecesi-ne-yapiyordunuz-23021811.html
https://odatv.com/fetonun-mirasini-yeni-hakimler-surduruyor-23021800.html
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-bmgkda-rusyadan-suriye-karari-40750877
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-hollandadan-skandal-karar-40750796
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/sozcu-dana-white-tum-taraflari-deasa-odaklanmaya-cagiriyoruz-40750814
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-gerilim-balkanlara-sicradi-40750764
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abd-basinindan-muthis-iddia-abd-turkiyeye-bunu-teklif-edecek-40750463
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rumlar-tehdit-etti-pasaportlari-iptal-ederiz-kapilari-kapatiriz-40750397
http://www.haberturk.com/slovenya-da-genelkurmay-baskani-gorevden-alindi-1849425
http://www.haberturk.com/bruksel-de-hareketlilik-polis-bir-binanin-cevresini-kusatti-1849203
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43161554
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43161555
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/twitterdan-duyurdu-bu-fotograflar-ortaligi-karistiracak-40750414
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201802221032367277-italya-dogalgaz-devi-eni-kibris/
https://tr.sputniknews.com/rusya/201802221032366778-putin-rus-askerler-suriye-mukemmel-egitim-duzeyini-sergiledi
https://tr.sputniknews.com/analiz/201802221032366839-politico-trumpin-askeri-hirslari-obezite-uyusturucu-engeline-takilacak
http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/1849602-amerikada-turkiyeye-yeni-yasal-komplo
23 Şubat 2018
@HayrullahMahmud

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder