26 Şubat 2018 Pazartesi

Son'un başlangıç'ı kare kare?!

Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Millici şair Mehmed Akif Ersoy
...
24
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/ingilterede-buyuk-patlama-40753607
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/arap-birligi-abdnin-karari-provokatif-40753615
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/kktc-sondaja-birlikte-karar-verelim-40753617
http://www.haberturk.com/wagner-grubu-nedir-rusya-uzmanlari-putinin-parali-askerleri-olan-wagner-grubu-nu-anlatti-1853055
http://www.haberturk.com/suudi-arabistan-dan-kadin-asker-acilimi-1852947
https://tr.sputniknews.com/turkiye/201802261032396280-turkiye-borc-belediye-akparti/
https://tr.sputniknews.com/rusya/201802251032392976-moskova-alisveris-merkezi-bomba-ihbari/
http://tr.euronews.com/2018/02/25/juncker-den-makedonya-ya-isim-anlasmazl-g-n-cozun?
https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201802251032391897-dsg-afrin-ateskese-uymaya-haziriz/
https://tr.sputniknews.com/ekonomi/201802261032396701-osb-sanayi-elektrik-zam/
https://www.reuters.com/article/us-latvia-banking/latvia-calls-emergency-meeting-after-third-largest-bank-fails-idUSKCN1G80L1
http://tr.euronews.com/2018/02/25/meral-aksener-abd-ile-dusmansak-kurecik-ve-incirlik-i-neden-kapatm-yorsunuz-
...
DURUM ANALİZ
Haber şu:
Erdoğan, Salih Müslim'in iadesi'ni istedi!
http://www.dw.com/tr/erdo%C4%9Fan-m%C3%BCslimin-iadesini-istedi/a-42735001
(...)
Yorum şu:
Son'un başlangıç'ı kare kare:
Step 1:
13 Şubat 1999 Apo Kenya'da paketlendi, 15 Şubat'ta Türkiye'ye getirildi.
https://tr.sputniknews.com/turkish.ruvr.ru/2014_02_13/Abdullah-Odjalan/
Ecevit: "Apo'yu neden geri verdiler bilmiyorum!"
http://arsiv.sabah.com.tr/2005/04/13/gnd101.html
(...)
Step 2:
17 Ağustos 1999, Gölcük (HAARP) deprem'i!
https://www.yenisafak.com/bilgi/18-yildonumunde-17-agustos-depremi-2780438
(...)
Step 3:
21 Şubat 2001 Ekonomik Krizi ve/veya 1998 Rusya Krizi ve 1999 Marmara Depremi Sonuçları!
MGK'da anayasa kitapçığının fırlatılması sonrasında, 10 yıl önce Türkiye eşi görülmemiş bir ekonomik krize sürüklendi. Faiz bir gecede yüzde 7 bin 500'e yükseldi. Dolar 1.1 milyon lirayı aştı, enflasyon yüzde 70'e yaklaştı.
https://ekonomist.co/ekonomist/ekonomi/2001-ekonomik-krizi-nedeni-sonucu-8466/
http://www.jurnal.net/ekonomi/2011/02/22/21-subat-2001-ekonomik-krizi.htm
(...)
Step 4:
Başbakan Ecevit hasta, ülkeyi yönetemiyor haberleri medya'da gündem oldu!
http://www.turkiyegazetesi.com.tr/Genel/a161523.aspx
(...)
Step 5:
Step 6:
Bahçeli'nin bir anda ülkeyi seçim'e sürüklemesi ve Uzan'ın GP'sinin katkısı ile 3 Kasım 2002 tarih'inde sandık'tan AKP "devlet güç'ü"nde çıktı, yek başına yasa yapma hakkını elde etti.
https://www.yenisafak.com/video-galeri/politika/tarih-3-kasim-2002-bahceli-boyle-istifa-etmisti-19359
(...)
Step 7:
1 Mart (2003) Tezkeresi TBMM'den söz verildiği halde, Başbakan Gül ve TBMM Başkanı Arınç'ın organizasyonu ile geçirilmedi!
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/ipek-ozbey/hala-1-mart-tezkeresinin-bedelini-oduyoruz-40604617
Saddam Hüseyin, 9 Nisan 2003'te devrildi.
http://www.haberturk.com/gundem/haber/4840-saddam-huseyin-kimdir-neden-idam-cezasi-aldi
Zapsu'nun katkısı ile 4 Temmuz 2003 tarihinde 11 Türk askerinin başına çuval geçirildi, Erdoğan nota vermek müzük notası vermeye benzemez dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/13-sayfalik-cuval-sirri-23649390
Ecevit'in öldüğü açıklandı.
http://www.dw.com/tr/b%C3%BClent-ecevit-ya%C5%9Fam%C4%B1n%C4%B1-yitirdi/a-2520283
http://www.gazetevatan.com/-erdogan-in-2-yil-omru-kaldi--435005-gundem/
(...)
Ezcümle:
Irak'tı, Suriye üzerinden İran oldu.
Ecevit'ti, Erdoğan oldu.
"İran'la savaş" geri sayım'ı tamam'lanıyor.
Bugün aslında dündü.
1 Mart Tezkeresi bumerang.
Nokta.
...
DURUM
Haber şu:
Hikaye bu ya…
Adam eşini çok seviyormuş.
Eşiyle aralarında da çok iyi bir ten uyumu varmış.
O yüzden de karısının saçı hiç kuru kalmazmış.
Bir süre sonra haliyle kadın hamile kalmış.
Adam yine durmamış.
Aradan aylar geçmiş, adam bir türlü dur durak bilmiyor!
Altı, yedi, sekiz derken sıra dokuzuncu aya gelmiş.
Ne var ki, ateşli kocayı tutabilene aşk olsun.
Adam yine eşini yatakta yalnız bırakmıyor.
Derken o günlerden birinde, doğum anı gelmiş, çatmış.
Kadını hemen hastaneye kaldırmışlar.
Doğumhaneye almışlar ve bebeğin doğması için beklemeye başlamışlar.
Saatler geçmiş, bebek direniyor, bir türlü çıkmıyor.
Her defasında da, kafasını anasının rahminden dışarı çıkartıp, karşısında kim varsa fark etmez doktor ya da hemşireye soruyormuş:
“Sen benim babam mısın?!”
“Hayır” cevabını duyunca da, hemen pıt diye başını içeri çekiveriyormuş.
Bu soru-cevap faslı epey bir müddet devam etmiş.
En sonunda doktor dayanamamış ve kükremiş:
“Bulun şu fırlatmanın babasını da çıksın dışarı, saatlerdir bizi burada oyalıyor, daha yapacak bir sürü işimiz gücümüz var!”
Bunun üzerine, hemşirelerden biri hemen bekleme odasına koşup çocuğun babasını bulmuş ve doğumhaneden içeri sokmuş.
Bebek yine kafasını dışarı çıkartıp, sormuş:
"Sen benim babam mısın?!"
Baba heyecanla cevap vermiş:
“Evet yavrucuğum, ben senin babanım!”
Bebek bunun üzerine parmağıyla babasına “yaklaş” işareti yapmış.
Baba tebessüm ederek yaklaşmış.
Bebek, öfkeyle, parmağını babasının alnına değdirip, söylenmeye başlamış:
“Nasıl oluyormuş ha, nasıl oluyormuş! Nasıl oluyormuş!”
Ex'cümle:Bugünün hikayesi geçmişte yazıldı.
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
8 Aralık 2006 tarihli yazıdan bir pasaj:
MİT’in burada Erdoğan üzerinden yapmaya çalıştığı; düpedüz rejime fiili darbedir.
Türkiye’de sivil bir “Diktatörlük” inşa etme denemesidir.
Yeri gelmişken hatırlatalım; dünyada üç tür diktatörlük şekli vardır:
1-Sivil diktatörlük, (İdeolojik, oligarşik ve dini diktatörlük).
2- İstihbari diktatörlük.
3- Askeri diktatörlük.
Bilinmesi gerekir ki, en tehlikeli diktatörlük şekilleri “sivil” ve “istihbari” diktatörlüklerdir. Bu anlamda, yakın geçmişte SCCB örneğini inceleyebilirsiniz.
En masum diktatörlük türü de, askeri diktatörlüktür.
Ezcümle:
Neo demokrasi kodlaması kapsamında, Neo Mısır patlaması!
Nüans?!
Deja vu!?
"Sanki biz bunları 2006'da yaşamıştık", hissi veren kare'ler ve/veya "duvardaki tüfek patlar mı?" diye sormaya gerek var mı?
Tablo ortada!
Nokta.
...
VAZİYET
"İstihbari darbe" ortamında merkez medya nedir, ne değildir?!
Ünlü Romen asıllı Fransız oyun yazarı Ionesco, “Gergedan” adlı oyununda bu durumu çok güzel hicveder.
Romen halkının “suskun” kalarak faşizme, nazizme nasıl teslim olduğunu, kasabada yaşayan insanların nasıl birer ikişer “gergedanlaştığını” ironik bir dilde anlatır.
Ionesco oyununda izleyiciye; “Gergedanlaşmak, sadece Romenler’in değil, baskılara, diktatörlere, faşizme ya da komünizme savaşmadan, mücadele etmeden teslim olanların, boyun eğenlerin ve satılanların genel, açık kaçınılmaz kaderidir” mesajını verir.
Nitekim...
II. Dünya Savaşı sonrasının en seçkin Alman yazarları arasında yer alan Martin Walser de, “Fink’in Savaşı” adlı eserinde bu anlamda bir öyküye yer verir.
Romanın kahramanı Stefan Fink, kendi halinde bir devlet memurudur.
Almanya’nın Wiesbaden kentindeki bir devlet dairesinde, tamı tamına 18 yıldır kilise ve din işlerinden sorumlu bir memur olarak çalışmaktadır.
Seçimlerde hükümet el değiştirince yeni “Devlet Bakanı” yalan ifadeler kullanarak ve hatta iftira atarak Fink’i bir başka yere tayin ettirip, yerine de hükümete yakın birini getirir.
Ki...
Bakan, görevden almaya gerekçe olarak da, Fink’in görevini kötüye kullandığını, hakkında şikayetler olduğunu ileri sürer.
Artık bundan sonrası hikayenin kahramanı Fink için yalnızca bir yer değişikliği sorunu değil, aynı zamanda “onurunu kurtarma” sorununa dönüşmüştür.
İktidar partisi tarafından alçakça suçlanan Stefan Fink, savaşmaya karar verir.
Bunun için de elinden gelen her şeyi yapar!
Tanıdığı politikacıları devreye sokarak, kilolarca belgeyi gizlice kopyalar.
Yitirdiği saygınlığını, zedelenen onurunu kurtarmak için “tek kişilik bir ordu” gibi çılgınca didinir. İktidara karşı taarruza geçer.
Artık Fink’in iade-i onur savaşı başlamıştır.
Walser eserinde işte bu onurlu mücadeleyi anlatır.
Hülasa:
Türkiye'de karşı darbeciler, BOP'çular;
Atatürkçüler'i içeri attı.
Sesimi çıkarmadım!
Çünkü Atatürkçü değildim.
Sonra, liberalleri toplamaya başladılar.
Bu kez de sesimi çıkarmadım!
Çünkü liberal de değildim!
Derken sıra safdaş'lara geldi...
Hâlâ susuyordum!
Çünkü kolpacıydım, onlardan da değilim diyordum.
Sonunda MİT'çileri de götürdüler...
Ama sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!
Ezcümle:
"Merkez Medya" dönüşmeden, bakış açısı değişmez!
Fasit daire.
Real Politik: Trump.
Neo II. Dünya savaşı realitesi.
Nokta.

26 Şubat 2018
@HayrullahMahmud

25 Şubat 2018 Pazar

Bıçak'sırtı?!

"Değişim, ancak içeriden açılabilen bir kapıdır."
Terry Neil
“Herkes değişimin imkansız olduğunu düşünüyordu! Budala görünümlü bir çılgın çıkageldi; şaşmayın, değişi onlar - Çılgın Türkler - gerçekleştirdi!
Çin atasözü
“Bir değişimin önünde gidenler lider, ortasında gidenler durumu kavramış, sonunda gidenler sürüklenmiş olurlar ama karşı çıkanlar mutlaka yok olurlar.”
Napolyon
"Değişim, değişmeyen tek şeydir."
Arthur Schopenhauer
...
24
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-bmden-suriyede-ateskes-karari-40752828
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rusya-hayaletleri-gonderdi-40752879
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rum-kesiminden-planli-provokasyon-40752596
https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201802251032388664-bm-genel-sekreteri-bmgknin-suriye-karari-derhal-uygulanmali/
http://www.haberturk.com/iran-disisleri-bakani-zarif-nukleer-anlasma-degisemez-1851942
http://www.yeniakit.com.tr/haber/iranli-bakan-mohammad-cevad-zarif-suudi-arabistana-patladi-428169.html
https://tr.sputniknews.com/turkiye/201802241032385523-turkiye-ermenileri-patrikhanesi-tuzel-kisilik/
https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201802251032388594-kerkukte-petrol-kuyusuna-saldiri/
https://tr.sputniknews.com/rusya/201802251032388012-rusya-abd-suriye-isgalci-tavirlarina-son-versin/
...
DURUM ANALİZ
Haber şu:
BM'den Suriye'de ateşkes kararı... Zeytin Dalı Harekatını etkileyecek mi?
BMGK’nın 15 üyesi oybirliğiyle Suriye’de bir ay ‘insani ateşkes’ kararı aldı.
Kararda, Suriye genelinde insani yardımların “güvenli, engelsiz ve sürdürülebilir” bir şekilde ulaştırılabilmesi ve “durumu ağır hasta ve yaralıların” tahliye edilebilmesi için tüm taraflardan “gecikmeden” çatışmaları en az 30 gün durdurmaları talep edildi. Yetkililer Türkiye'nin Suriye'de çatışan taraf olmadığını ve terörle mücadele ettiğinin altını çizdi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-bmden-suriyede-ateskes-karari-40752828
(...)
Yorum şu:
Silahlı siyasal kürt hareketi de İsrail / İran makas'ında!
Nüans?!
Karar Ankara için bıçak sırtı!?
Yani?!
IŞİD ve/veya DAEŞ'le mücadele'ye "evet" diyor!
PKK'ya da evet ama...
İşin aması YPG?!
Velev ki, öyle!
ABD, Rusya, YPG'yi terör örgütü olarak tanıyor mu?!
Ya da daha açık ifade ile söylenen şu:
Zarrab?!
Yani?!
Müslim / Zarrab.
Nüans?!
Suriye'de her şey yek anda değişebilir!
Terör'le mücadele eden Erdoğan tablosu, teröre destek veren pozisyon'a iteklenebilir!
Soru:
IŞİD, pkk terör örgütü ise Ankara'ya göre SDG terör örgütü mü?!
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-abdden-sok-ypg-ordusu-aciklamasi-40709769
Ezcümle:
Kıldan ince kılıç'tan keskince süreç başladı.
Ankara, sırat köprüsü'nde.
Delege savaş'larda, Erdoğan'ın "Eyyyyyyy" diye meydan okudukları, ciddiye almıyorlar, taşeron unsurlar üzerinden cevap yolluyorlar, yoruyorlar!
Hele ki, "Post modern savaş", asla bir harita oyunu değildir.
Su'yu bulandıran çok, boru hatlarına dokunan yok ise perde arkasındaki derin anlaşma nedir ne değildir?!
Nokta.
...
DURUM
Haber şu:
AA: Terör örgütü PYD/PKK’nın kırmızı bültenle aranan eski eş başkanı Salih Müslim, Çekya’nın başkenti Prag’da yakalandı. Türkiye, terör örgütü PKK/PYD'nin eski eş başkanı Salih Müslim için 13 Şubat'ta kırmızı bülten talep etmişti.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-salih-muslim-yakalandi-40753000
(...)
Kontr'Haber şu:
PKK elebaşı Abdullah Öcalan Türkiye’ye getirildi
http://www.dunyabulteni.net/haberler/247498/tarihte-bugun-pkk-elebasi-abdullah-ocalan-turkiyeye-getirildi
(...)
Yorum şu:
Apo'yu verdiler olmadı, Demirtaş içeride hapis, Müslim'i verseler ne olacak?!
Nüans?!
Öcalan'ın yakalanması ile başlayan süreç, Türkiye'de Ecevit'i iktidar yaptı!
Bahçeli'yi de yandan iktidar ortağı.
ANAP, AB üzerinden "fantom / hayali" koalisyon ortağı.
Mek parmak sonrasında, ülke bir anda Bahçeli'nin gazı ile seçim'e gitti, sandık'tan AKP yek başına iki katı vekil'le çıktı, yasa yapma güç'ü elde etti.
1 Mart Tezkeresi'nin ardından yerlerde sürünen siyasal kürt hareketi, AKP'nin katkısı ile yeniden dirildi, devletleşme süreç'ine girdi.
Nüans?!
İmralı'daki Öcalan, Erbil'deki Barzan, Diyarbakır'daki Selo, Ankara'yı esir aldı.
MİT bu süreç'in neresindeydi?!:))
Yani?!
Siyasal silahlı kürt hareketi'nin 'dart tahtası'nda Erdoğan'ın resmi var!
Daha açık ifade ile söyleyecek olursak, eli silahlı kürt hareketi'nin önüne "Neo Saddam heykeli" olarak Erdoğan'ı diktiler, yıksınlar diye.
Ezcümle:
Meteo: 28 Şubat Topaç, Çiçek.
"Erdoğan operasyonu" tamgaz!
Not: Neden bunları açık ediyorsun diyen olabilir, kısaca yazayım: Erdoğan her türlü üçkağıdın içinde var! Çiçek'gillerle kazan & kazan oynuyor. Ne var ki, süreç çok sert, kazan & kazan oldu; "kandır & kazan"! Bakalım iki uç'u keskin süreç'ten hangisi sağ çıkacak, Erdoğan'giller mi yoksa Çiçek, Gökçek'giller mi?! Hayatı şaka zannedenler, final'deki istihbari şaka'yı tad'madan erken karar vermesinler Hançer ve/veya Zapsu'giller bu süreç'in neresinde?!
Nokta.
...
VAZİYET
Haber şu:
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'nın Türkşeker'in 14 fabrikasının özelleştirilmesi için ihale sürecinin başlatıldığını açıklamasının ardından ilk resmi talipli belli oldu.
http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/gundem/14-fabrika-satilacak-iste-ilk-resmi-talipli-40750729
(...)
Kontr'haber şu:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş'ta partisinin 6. olağan il kongresinde konuştu. Erdoğan, Türkiye'nin terörle mücadelede sivilleri vurduğu iddialarına "Vicdansızlar, ahlaksızlar, edepsizler bizim kanımızda sivilleri vurmak yok ama sizin kanınızda var" ifadeleriyle tepki gösterdi. Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sefer görev emri olanlar göreve hazır olsun ama şu anda ihtiyaç yok" diye konuştu.
https://www.yenisafak.com/gundem/cumhurbaskani-erdogandan-seferberlik-aciklamasi-3163724
(...)
Yorum şu:
Suriye üzerinden dünya'ya meydan okuyan bir siyasi irade, neden ülkesinin taşınmazlarını yağmalatır?!
Madem Ankara'da o kadar yürek var, BOP'ta her şey iiyi'ydi, neden şeker fabrikaları satış'ta?!
Tekel özelleşirken kimler aracı oldu, bal tutup parmak yalayan, ülkeyi yağmalayanlar kimlerdi?!
Erkete'de kim vardı?!
"Ey Amerika, Ey Avrupa" diyen siyasi ağız, neden "Ey aferistler size verilecek tek malımız yok bizim" demiyor?!
Soru:
Ak Parti iktidarında zengin olanlar, milyar dolarlık olanlar, parayı nereden bulmuşlar, üretimden mi yoksa BOP yağmasından mı?!
Cevap "üretim" ise şeker fabrikalarının neden yabancıya peşkeş çekilmesine seyirci kalınıyor?!
Mademki "milli"ler, onlar girsin ihaleye, yabancıya satmayacaklarına da 7 sülalelerinin hayatı üzerine söz versinler, onlar alsınlar, ekonomiye can versinler.
"Sefeberlik" ise üst başlık, "üretim, tasarruf" seferberliğine ihtiyaç var, taşeron savaş seferberliğine değil.
Taşıma su ile gelen "yüksek kalkınma", BOP'un final sahnesinde güneş görmüş kar top'undan farksız.
1 Milyar dolar at pazarlığı ile gelen siyasi yapı, 2 milyar dolar ile gidiş yolunda!
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Abdullah Gül'e göstermediler.
Erdoğan'a gösterdiler.
Netice, ortada.
Kıyamet!
Anlaşılmadı daha açık ifade ile yazalım:
Sadece Cumhurbaşkanları'nın görebildiği sır kapsamındaki "casus listesi"ni Erdoğan gördü, Gül göremedi.
Yani?!
Doğu Alman arka planlı Erdoğan'a gösterdiler, Batı Alman ve/veya Londra arka planlı Gül'e göstermediler.
Erdoğan görse de bir şey yapamadı.
Neden, niçin, niye?!
Güvenmiyor, eldeki listenin devşirilmiş olduğunu düşünüyor!
Ne var ki, kadrosu, bordrosu Cumhurbaşkanlığı'nda olan ve de MİT'çilerin dahi göremediği listedeki casus'lar da, benzer düşüncede!
Yol bitti.
Nutuk çekmekle devlet gemisi yürümüyor!
Nüans?!
Ak Parti devlet olduğuna göre "İran'la savaş sözü"nü veren irade İsrail / İran makas'ında.
Yani?!
Ya verdikleri sözü tutarlar ya da makas'ta baş'larını kaybederler.
Onlar o sözü verdi diye, Atatürk Türkiyesi Silivri kumpas süreç'inden geçti, geçirildi.
Nüans?!
Bumerang.
Matruşka BOP kapsamında Ak Parti iktidara getirilirken de benzer operasyon yapılmıştı. 
Şanghay, İran, Rusya kartları, MGK'nın genel sekreteri'nin ağzı üzerinden masanın üzerine konulmuştu.
Derin Alman operasyonu!
Ne var ki, final sahnesinde yeniden ŞİÖ kartı masanın üzerinde!
Yani?!
Aynı suda iki defa yıkanmak "istihbarat oyunları" kapsamında mümkün olsa da, süreç ortada.
Türkiye'de iktidarlar doğu üzerinden gelmiyor, Batı üzerinden geliyor!
Soru:
ABD, AB, NATO'nun yani Batı Roma'nın ajandasında, BOP'un final sahnesinde neler yazıyor olabilir, Rusya'nın, İran'ın, Çin'in rol'ü nedir?!
a. Erdoğan'a Erbakan operasyonu, yani yolun sonunda! 28 Şubat süreç'i yeniden yükseliyor. Erdoğan, Neo Saddam, Neo Kaddafi havasında nutuk çekiyor.
b. Mesut Yılmaz üzerinden merkez sağ'ın, Deniz Baykal üzerinden merkez sol'un yükselmesi öngörülüyor.
Neo emperyal vizyon Alman'ın (Janus) ajandası sır değil.
Hasılı:
İstihbarat savaşları kapsamında, 2007 öncesinde Aydın Doğan'ı, Türkiye'nin yeni Vehbi Koç'u olma hayal'i üzerinden t'avladılar, kullandılar.
Doğan Medyası'nda yaprak kımıldamadı.
Soru:
Aydın Doğan, Alman'ın onca desteğine, MİT'in onca katkısına rağmen, Türkiye'nin yeni Vehbi Koç'u olabildi mi?!
Cevap:
Koç, durduğu yerde duruyor!
Nüans?!
Kandırılmak istemeyeni hiçbir mantık kandıramaz.
Ulusal güvenlik açığı üretmek suç ise 2007 öncesinde Uzan'a kesilen fatura ortada!
Uzan'ın, Ak Parti'ye katkısına rağmen o ceza kesilebildi ise Aydın Doğan'ın, Erdoğan'a, AKP'ye (Ak Parti) katkısına rağmen Doğan Grubu bu kafa ile İsrail / İran makas'ından sağ ve/veya yek parça çıkabilir mi?!
El cevap: 
Kelebek etkisi.
Ezcümle:
Londra'dan yükselen süreç'in içinde de derin Almanlar var.
AB süreç'inin içinde de!
Doğu / Batı Alman ısparmaça bu mana!
Almanlar, enerji bazlı güvenlik kapsamında, Matruşka BOP'ta kullandığı elemanları amaç'a giden yol'da harcar mı?!
Süreç ortada!
By - pass.
Not: Derin Almanlar diyor ki, "BOP'un tüm günahları üzerimize mi kalacak?" Yok öyle bir şey! BOP'un şeytan'ı sadece buzağının ip'ini gevşetti, gerisini nefisli faniler halletti. Herkes ne anladı ise süreç'e o frekanstan cevap verdi. Zannettiler ki, trilyon dolarlık adamlar, salak oldukları için bunları besledi, kendilerini soymalarına izin verdi! BOP'un final'inde görüldü ki, hiçbir şey sebepsiz değil! Acem HAARP. Bu sebep'ten adım adım Kıyamet. 
Nokta.
...
SÖYLEM'METRE
Özal ne diyordu, "Ben muhalefet'e düşmem!"
Ne oldu, Özal inmedi çıktı.
Soru şu:
Erdoğan muhalefet'e düşer mi yoksa Özal gibi çıkar mı?!
El cevap:
"Derin Alman besleme" Churchill dahi muhalefete düştü diyeceğim ama demokrasi'yi amaç'a giden yol'da araç olarak kullananlara, gel de anlat bunu.
Ego'nun fesadı kibir'dir!
Kibir de şeytani'dir.
Enver Paşa, İstanbul'dan çok uzak'ta, at üstünde bir nefer gibi İslam (Turan) adına savaşırken öldü.
O savaşırken çürümüş Osmanlı tasfiye olmuş, Osmanlı'yı kurtaramayan İslam'ı kurtarmak isterken öldü ve/veya şehid.
Kafa bu olduktan sonra İngiliz kullanmayıp ne yapsın, Alman, Fransız ne yapsın?!
Nokta.
...
ARŞİV'DEN OKUMA PARÇASI
Eski zamanlarda sihir ilimlerinin şahı kabul edilen, görünmez olmaktan kayıp eşyaları bulmaya, kılık değiştirmekten müneccimliğe kadar zengin sihir repertuarına sahip bir sihirbaz varmış. Bu sihirbaz, hem kendini eğlendirmek hem de halkı şaşırtmak için kılıktan kılığa girer ve yeteneklerini şahsi çıkarları için kullanmaktan hiç çekinmezmiş. Söz gelimi hanımına “Bahçede bir keçi var, pazara götür sat” der, sonra bahçede keçi kılığına girer, hanımı kendisini sattıktan sonra da gerçek kimliğiyle eve dönermiş.
Sihirbazın bir huyu da isteyen herkese yeteneklerini öğretmekmiş. Ne var ki hünerini hangi yeni birine öğretse, göstermediği bir başka kılığa girip sonunda öğrencisini mutlaka öldürürmüş. Örneğin; oyunu öğrenen kişi kanarya olsa, büyücü bir atmaca olup onu avlar; ağaç olsa, ateş olup yakarmış.
Ülkenin hükümdarı bu yaşananlardan huzursuzdur ve bu işe bir son vermek ister. Dört bir yana çığırtkanlar görevlendirip, kendi huzurunda bu düzenbazı yok edene dünyalar güzeli kızını vereceğini ilan eder.
Ne var ki, hiç kimse bu ölümcül sınava heves etmez. Nihayet bir gün Ali Cengiz adında yoksul bir genç bu göreve talip olur.
Ali Cengiz sihirbazdan ders almaya başlar ancak, ahmak kimliğe bürünüp öğrendiklerini asla belli etmez. Böylece sihirbaz Ali Cengiz’i kolay lokma olarak görüp, tüm oyunlarını en ince ayrıntısına kadar öğretmekten hiç çekinmez.
Sınav günü geldiğinde hükümdar, erkan ve halk saray avlusunda toplanır.
Ali Cengiz koç kılığında gelir alana, büyücü hemen bir kurt olur.
Ali Cengiz ateş olup kurdu yakmak isteyince, büyücü su olur.
Benzer değişimlerle bir süre her ikisi de kılıktan kılığa girer.
Sonunda Ali Cengiz bir çiçek olup sultanın kucağına düşer.
Büyücü bir eşek arısı olup üzerine konar.
Ali Cengiz darı olup yere dağılır.
Büyücü hemen tavuk kılığına girip darıları gagalamaya başlar.
Büyücü darıları yiye dursun, Ali Cengiz tilki olup tavuğa arkadan yaklaşıp boğar, öldürür.
Ertesi gün Ali Cengiz ile prensesin kırk gün kırk gece sürecek düğünleri başlar.
Ne var ki Ali Cengiz’in sol elinden iki parmağı eksiktir artık.
Nokta.
...
ARŞİV'DEN OKUR SORUSU
TC Atilla Kamer:
SAYIN MAHMUD, ÇİÇEK’İN AYNASI GÖKÇEK NE DEMEK İSTEDİ??? MELİH GÖKÇEK MOSKOVA'DA: '' PUTİN VE ERDOĞAN'IN BAZI AÇILARDAN BİRBİRİNE ÇOK BENZEDİĞİNİ BELİRTEREK, RUSYA VE TÜRKİYE YAKINLAŞMASININ BATI'YI TELAŞA DÜŞÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDİ.''!!!
http://turkish.ruvr.ru/news/2014_12_11/Melih-Gokchek-Moskovada-Putin-ve-Erdogan-birbirine-benziyor/
Elcevap:
Sayın Kamer;
a. RTE, eksen'i kaydırdı, Menderes adımları ile sek'tiriyor.
b. Meteo: 28 Şubat
c. Erdoğan, Saddam, Türkiye Irak'laşmakta
d. "Erdoğan, Saddam gibi indirilecek!"
e. Hepsi.
Ali Cengiz oyun'u.
Selamlar
HM

25 Şubat 2018
@HayrullahMahmud

23 Şubat 2018 Cuma

Kanlı oy hesap'ı ve/veya Kor'düğüm çözmek, Siemens'ten rüşvet almaya benzemez?!

"Savaşın amacı ülken için ölmek değil karşıdaki piçin ülkesi için ölmesini sağlamaktır."
General Patton
"Okşayan elin kıymetini bilmeyenler, tekmeleyen ayağı öperler."
Douglas Adams
"Doğru biçimde ifade edilen matematik, sadece gerçeği değil, aynı zamanda ilahi güzelliği de haizdir.”
Bertrand Russel.
...
DURUM
İp'teki cambaz?!
Soru:
'Merkez Medya'da neden yaprak kımıldamıyor?!
Cevap:
a. Can korkusundan
b. Mal korkusundan
c. İş bilmemezlikten
d. Birileri dürtsün beklentisinden
e. Hepsi
Nüans?!
Medya'nın patronu MİT olduğuna göre hayat memat nüans?!
1. Doğan Medya'nın görünmeyen patronu İmre (Barmanbek) Hanım. İmre Hanım'ı, derin MİT, daha doğru ifade ile "Fantom MİT" derin Almanlar yönlendirir. 2006, 2007'den bu yana bu iş böyle! O zaman cevap'ını arayan basit soru. "Aman ağzımızın tadı bozulmasın" kampanyasına, Doğan Grubu Medyası'nda kim izin verdi, neden izin verdi?! Ergenekon, Balyoz kumpas vb bir anda yükselmedi, hepiniz oradaydınız!
2. Derin Almanlar, Neo Naziler, BOP'un final'inde Londra üzerinden bayrak sallıyor ise bir başka soru: Merkez Medya hareket'e geçmek için neyi bekliyor? Medya patronaj'ını ya da bazı şöhret gazetecileri hedef alan suikast süreç'ini mi?!
3. Sabah'ın borçları üzerinden patron'u fiilen devlet ve/veya MİT. Taşıyıcı patronlar ise Mesut Yılmaz'ın müteahhitleri, Erdoğan'a direkt destek veren işadamları! Ne var ki, yayın çizgisi olarak Sabah, Gökçek / Çiçek çizgisinde! Atak'a geçmek için neyi bekliyor?! Londra üzerinden baş'larına "Balyoz" inmesini mi?!
4. HaberTürk, Ciner'in taşıdığı MİT'in sahibi olduğu bir başka yayın organı! Medya Grup Başkanı da MİT'in, FETÖ'nün adamı. Kenan Tekdağ. HT, çağ'ın ruhuna uygun yayın yapmak için neyi bekliyor?! Gülen'in dirilmesini mi?! Doğuş, Şahenk, Akşam vb yayınları geçtik, süreç'in çok masraflı magazinleri bunlar! Milliyet de Doğuş gibi Paris üzerinden süreç'in etkisiz etkili elemanı! Kadrolu boşboğazlık! Konu Erdoğan'ı övmek ise Erdoğan sabah'tan akşam'a elinde mikrofon sahne şarkıcıları gibi kendisini methediyor zaten, Türkiye'yi bataklıktan çıkartacak yayıncılık anlayışı hangi medya üzerinden gelecek?!
Nüans?!
Network, İngiliz'in olsa da, mevcut medya'nın sahibi MİT üzerinden derin Almanlar, neo nazi link'i.
Küre'deki merkez medya'nın yeni patron'u uzun zamandır derin Alman linki.
MİT'i sarmalamışlar, istese de parmak'ını oynatamıyor!
Bir kurum her şey'e sahip'ken, hiçbir şey'e hakim olamaması nasıl anlatılır?!
Hasılı:
Şimdi merkez medya'da değişim, dönüşüm zaman'ı.
İki "S" formülü çerçevesi'nde, ya seve seve ya da...
Ezcümle:
Savaş zamanında babalar evlatlarını gömer.
Ya merkez medya'nın yayıncılık anlayışı değişir ya da merkez medya'nın patronaj'ı.
İsteyen özel uçağına atlar, gider Alman başbakan'ına ağlar, isteyen Londra'ya gider İngiliz Başbakan'ına bağlılıklarını sunar, isteyen uçağına atlar Paris'e gider diyeceğim ama Cem uzan Paris'te, Mesut Yılmaz, İnan Kıraç, Bedrettin Dalan, Işık Koşaner vb Türkiye'de!
Zor oyun'u bozar mı, bozar.
Nüans?!
Final sahnesinde, İngiliz ajanları da derin Alman istihbarat'ın maaş'lı elemanı!
Derin Isparmaça.
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Derin Alman deyince, MİT'in analiz yapan akıl'ı diyor ki:
"HM bizi Almanlar'ın üzerine sürüyor!"
Kişi karşısındakini nasıl bilirmiş, kendisi gibi!
Neydi o söz, "karşındakinin anladığı kadar varsın!"
Başka?!
Kim ne duymak istiyor ise onu duyarmış!
Nüans?!
Çözüm için akıl istiyorlar, tablo ortada!
Ne var ki, MİT sorun çözmekten çok uzak!
Hem sorun çözmüyor, hem de çözüm'e engel oluyor, yol'u tıkıyor!
By-pass?!
O zaman geriye ne kalıyor, pkk, ışid, dhkp-c,fetö dahil ne varsa her şey'le görüşen, bu çürük sistem'i ayak'ta tutmak için binbir takla atan MİT'in üzerinden geçmek!
Yol da olur, köprü de, dozer de olur, yerli yabancı insanlı insansız tank'la da olur.
Sorun çözmek demek, süreç'te kaç değişken var ise o kadar değişken'e hakim olmayı ve/veya raks'etmeyi gerektiriyor ise süreç de ortada, değişkenler de!
Tango esas ise dans'ın gereği iki adım Alman'ın üzerine gideceksin, varsa takat'ın, takkeli kucak dansı değil bu, geri adım atacak isen nerede atacağını bileceksin, iki ileri bir yana, sağ'a sol'a savrulmadan.
Barzan'ı, MİT'in makam aracında dolaştırırken bu kadar düşünen çıkmamıştı?!
Salim Müslüm?!
MİT'in kurnaz şakirtleri "open book" da olsa, final sahnesini anlamaktan çok uzak.
Ex'cümle:
Ya bir yol açar'lar ya da süreç onların üzerinden silindir gibi geçer, açılan yeni yol'a dolgu malzemesi olurlar.
Nüans?!
İstihbarat zeka'ya dayanır, kurnazlık ise sırıtır!
İnek değil ki bu, boğa'yı sabah'tan akşam'a sağsan elde edeceğin nedir?!:))
Nüans?!
HM nasıl yeri geldi mi İngiliz'in de Alman'ın da, Rus'un da, ABD'nin de vb üzerine gidiyor ise tango raks'ta, süreç'in ruhu'na hitap edeceksin, kontrol'ü kaybetmeden.
Ne var ki, sahne'nin orta yerinde öküz'ün tren'e baktığı gibi durmak olmaz.
Velev ki, kafa bu kafa, o zaman 28 Şubat'ta Erbakan'ı tasfiye eden rüzgar gelir, vs vs vs...
TURA.
Not: Aslan, avcı fıkrasını tekrar etmek yersiz, aslan'ın dediği gibi önce ne olduğunuza karar verin, gerisi düz hikaye.
Nokta.
...
VAZİYET
Soru:
Ergenekon davası neden sonlanmıyor?!
Görünen gerçeklik cevap:
a. MİT, Erdoğan, "Ergenekon davası" üzerinden FETÖ'cüler ile pazarlık halinde!
b. Topaç, Çiçek ekibi, Ergenekon davası üzerinden Jandarma ile pazarlık halinde!
Isparmaça?!
Yani?!
Birbirlerine dolamışlar, isteseler de ayrılamıyorlar!
Şimdi kim verecek 15 Temmuz, şehid ve/veya gazi'lerinin (?!) hesap'ını!
Kan üzerinden oy hesap'ı nereye kadar?!
Nüans?!
FETÖ de pkk gibi bir terör örgütü ise "yüzde 1"lik oy fark'ı uğruna kimin eli kimin cep'inde!?
Nüans?!
Erdoğan da Saddam, Kaddafi, Zeynel Abidin bin Ali gibi meçhul'e koşuyor ise dön dolaş aynı fasit daire!
Asker'in sırtından, tüy'ü bitmemiş yetim'in hakkı üzerinden "acem barzan taht oyunları".
Yani?!
Topaç, Çiçek ekip'i, Ergenekon davası üzerinden Jandarma'nın Erdoğan'la uzlaşmasını istemiyor, araya çomak sokuyor.
Erdoğan da, FETÖ taban'ından akacak oy'un kendi taraf'ında kalmasını istiyor, bu sebep'ten 'kumpas dava'da araya giren parmak'ları görmezden geliyor!
Ne var ki, bu defa cambaz ip'in üzerinde sallanıyor!
Tüm bu karanlık tablo'ya ek olarak; bir de Suriye operasyonu üzerinden ekilen, gelmesi umut edilen oy'lar ver, kan'lı oy hesap'ı.
Nokta.
...
SÖYLEM'METRE
Soru:
ACEM HARP nedir ne değildir?!
Cevap:
İran'ın derin'inde, derin Almanlar var, yeni değil.
Tepe'sinden İngiliz elemanlar.
Ne var ki, İngiliz elemanlar da derin Alman'ın elinde "kurşun asker" ise cevap'ını arayan basit soru:
İsrail / İran makas'ından çıkmak için ne yapmalı?!
Almanya orada, İngiltere, Fransa, Rusya, İran adını sen koy, ne ararsan orada!
Nüans?!
Türkiye'de, Ergenekon kumpas davasını nihayet'lendirmekten aciz bir siyasi akıl, istese de kor'düğüm çözebilir mi?!
Kor'düğüm çözmek, Siemens'ten rüşvet almaya benzemez!
Kaldı ki, Siemens'ten rüşvet alanların paraları yine Alman bankalarında ise gel de gülme!
Ex'cümle:
İrade'si kalmamış, posası çıkmış, "klostrofobik" bir süreç'in içinden geçiyoruz.
Kaht-ı rical ama öncelikle ayna'ya bakmak elzem:
Neden "kaht-ı rical"?!
Yetişmiş eleman kıtlığından kaynaklı değil, rüşvet üzerinden avlanmış yetişmiş insan kıtlığından kaynaklı!
3 Kasım 2002'den bu yana iktidarda olup, iktidar'ın her nimet'inden fayda sağlayıp ağlamak, geçmişe küfretmek olmaz!
Kaldı ki, gelecek ipotek altında!
Almanlar, BOP'ta, Ak Parti'nin sırtından ellerini kirletmeden kazandı ama'sı ortada:
Fatura masanın üzerinde!
Alakart: Tahsilat çok kanlı ya da tereyağ'ından kıl çeker gibi!
Nokta.
...
ARŞİV'DEN (13 Haziran 2012) DURUM

Ergenekon’un Zirvesi ve/veya AKP’nin Zirvesi?!

(ya da Adem Yavuz Arslan’ın kitabı üzerinden Erdoğan, Gül, Gökçek’i hangi adres neden tehdit etti ve/veya AKP iktidarında işlenen cinayetlerin arka planındaki “gizli el” hangi el?!)

“2002’de orgeneralliğe terfi ettim. İktidarla, sizlerle birlikte çalıştım, Sayın Başbakan’la, Sayın Cumhurbaşkanı ile haftada en az 1 kere görüşüyordum. Bu geçmişime rağmen savcılar beni cebir ve şiddet kullanarak hükumeti ortadan kaldırmakla, yasadışı silahlı terör örgütü kurmakla suçluyor. 7 yıl boyunca bir taraftan her hafta Başbakan’la görüşüp aynı süre içinde bir silahlı terör örgütü nasıl kurabilirim? Bu iki taraflı bir garabet. Ortada bir terör örgütü yoksa suçlanıyor olmam garabet. Ortada bir silahlı terör örgütü varsa, TSK’nın başındaki Genelkurmay Başkanı olarak bir terör örgütü yönetmişsem daha büyük garabet, o zaman kapatın bu devleti. En son 3 kişiyi bu davaya dahil ettiler. Bir tanesi diyor ki ‘Ben PKK’lıyım, bir tanesi İBDA-C üyesi olduğunu söylüyor, diğeri DHKP-C’li. Bunlarla aynı davada yargılanıyor olmak utanç verici.”
Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ
(…)
“Daha önce tutuklandım, sonra serbest bırakıldım. Yeniden tutuklandığımda ortada yeni bir delil, belge bile yoktu. Tam da şimdi özel yetkili mahkemeler kalksın, kalkmasın tartışmaları yaşanırken Zirve iddianamesiyle birleştirmeleri bir tuzak. Bu mahkemelerin kaldırılmasını istemeyenlerin tuzağı gibi geliyor bana. Ömrümün sonunda bu acıyı çekmeye tahammülüm kalmadı.”
Emekli Orgeneral Hurşit Tolon
...
Bu bağlamda, sıcağı sıcağına birkaç izlenim notu daha…
Kitabın adı: Ergenekon’un Zirvesi
http://www.timas.com.tr/kitaplar/politika/aktuel-siyaset/ergenekonun-zirvesi.aspx
http://www.samanyoluhaber.com/yazar/mumtazer-turkone/Ergenekonun-zirvesi/775217/
http://www.samanyoluhaber.com/gundem/Jandarma-Komutani-hakkinda-gundemi-sarsacak-iddia/775243/
http://gundem.bugun.com.tr/haber-detay/195110-interstitial-haberi.aspx
Yazarı: Adem Yavuz Arslan
TİMAŞ Yayınları
1. Baskı: Haziran 2012, İstanbul
272 sayfa
14,50 TL
(…)
ARKA KAPAK:
5 Şubat 2006: Rahip Santoro Trabzon'da, kilisede dua ederken öldürüldü.
19 Ocak 2007: Hrant Dink İstanbul'da, Agos gazetesi önünde vuruldu.
18 Nisan 2007: Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde biri Alman ikisi Türk üç kişi korkunç bir cinayete kurban gitti.
Keşifler yapıldı, raporlar tutuldu, şüpheliler tutuklandı, davalar açıldı, ancak ‘büyük abi’lere hiçbir el uzanamadı, arka plandaki iradeyi hiçbir delil açık edemedi. “Kirli bir senaryo yazıldı, kanlı bir filme dönüştürüldü ve tüm Türkiye’ye hatta dünyaya izletildi. Fakat esas senaristlere ulaşılamadığı, nefret söylemi bilinçli bir şekilde körüklendiği için yerdeki kanlar hâlâ kurumadı.” Adem Yavuz Arslan, Bir Ermeni Var kitabıyla açtığı dosyaya Zirve Yayınevi katliamı ile devam ediyor ve tüm bu cinayetlerin ortak paydasını önemli belgelerle gözler önüne seriyor, önemli sorularla davaya ışık tutuyor:
-2003-2004 yılında istihbarat raporlarına giren Rahip Santoro’nun 2006 yılında öldürülmesi bir tesadüf müydü? Kilisedeki JİTEM elemanı ne yapıyordu?
-Malatya Jandarması’nın akıl almaz telefon dinlemeleri nereye kadar uzandı?
-İstihbaratçı Papaz İlker Çınar’ın şok eden ifadelerinde neler vardı? Malatya görevi nasıl verildi, bu işten ne kadar para aldı?
-Cinayet öncesi Malatya’da ulusalcı kampanya nasıl tetiklendi? Kimler ‘dinimiz elden gidiyor’ kampanyasına katıldı?
-DHKP/C için soygun yapan ‘büyük abi’ Varol Bülent Aral’ı MİT sorgudan nasıl kaçırdı?
-Emre’nin babası cinayet öncesi jandarma istihbaratı neden aradı?
-Sahte CIA raporlarını hangi komutan düzenledi?
-Gölcük’te çıkan sahte istihbarat raporlarında kimler vardı?
-Rektörü kim, nasıl vuracak, ikinci Danıştay Saldırısı Malatya’da nasıl yapılacaktı?
-Çetin Doğan ile Zekeriya Beyaz’ı buluşturan neydi? İlahiyat profesörlerinde hangi şok belgeler çıktı?
...
DURUM ANALİZ
“Ergenekon’un Zirvesi”?!
Kitabın görünen yazarı: Adem Yavuz Arslan?!
Yazdıran siyasi / ticari adres: Topaç!?
Görünmeyen ama “Çankaya Savaşları” kapsamında, kitapta açıkça ihsas edilen arka plan yazarı: F’Emniyet İstihbarat & F’MİT!?
Neo Roma’da yaşanan iç savaş bağlamında kitabın küresel aksta taşıyıcısı, arka plan adresi hangi adres?!
El cevap:?!
(İpucu verelim; AKP, “İngiliz Seter” olduğuna göre, bu süreçte zarar gören adres hangi adres (AB) olabilir?! Durun kopya vermeyin!)
(…)
Bu kapsamda derinliği olan birkaç izlenim notu daha yansıtalım:
1- Arslan’ın imzası ve/veya redaksiyonu üzerinden yayınlanan kitap eklektik. Bol kes, yapıştırlar ile dolu! Gerçek olanla olmayan iç içe geçmiş. Kötü bir kolaj! Kitabın girişi “roman” havasında. Devamında ise Emniyet İstihbarat damgalı bazı belgeler yer alıyor. Finalde bir varmış bir yokmuş haleti ruhiyesi üzerinden masala bağlanarak roman bitiyor. Bu belgeler üzerinden Arslan, bazı zayıf kanaatleri kuvvetlendirmeye çalışmış. Jandarma’yı töhmet altında bırakmaya dönük zorlama, yoruma dayalı argümanlar var kitapta. Aynı zamanda Hurşit Tolon’la ilgili ayakları yere basmayan bazı iddialar gündeme getirilmiş ki, tiraji komik!
2- Kitapta, Sinan Aygün üzerinden Ergenekon’a yapılan bolca gönderme var. Ne var ki, devamı gelmemiş, eksik kalmış. Neden acaba?!
3- Kitapta, bazı “İstihbarat Haber Elemanı” ifadelerine yer verilmiş. Bu ifadeler üzerinden yapılan suçlamalar, hüküm niyetine kullanılmış. Tamamen kamuoyu oluşturmaya dönük bir PR çalışması! Kaldı ki, haber elemanları para karşılığında bu işi yaptıklarından, parayı Fetullahçılar verir ise onlar adına da (kurgu) istihbarat üretebilirler (Panama terzisi). Yani güvenilmezlerdir, 10 istihbarattan ancak biri (o da şüpheli) doğru çıkar. Bu yönü ile de kitabın ayakları yere basmıyor. Suçlamalara maruz bırakılan Jandarma İstihbarat ya da MİT, Emniyet vb güvenlik bürokratları, suçlamaları alır analiz eder, sonra avukatlarına açı verir, yönlendirir ve kitapta yer alan iddiaların yüzden 90’ınını bir kalemde çürütürler. Yani, Arslan’ın kitabı bu hali ile roman ve/veya masal! Ama asla soruşturmacı gazetecilik ürünü değil! Çünkü, itham edilen hiçbir kurum, kişinin görüşüne kitapta yer verilmemiş! Bu hali ile kötü örnek olarak Basın Yayın meslek okullarında okutulabilir!
(…)
“İstihbarat Savaşları” üzerinden kitaba bakacak olursak…
1- Arslan da Nedim Şener’in kitaplarında yaptığı hatanın aynını tekrarlamış. Emniyet İstihbarat’ın ortaya koyduğu illüzyonu “mutlak gerçeklik” kabul edip, kitabı o çerçevede örmüş. Farkında olmadan da AKP’nin ipini çekmiş! Gül, Erdoğan, Gökçek vb isimleri tehdit etmiş! Hadisenin burasına çok güldüm, kaş yaptığını zannederken göz çıkarılmış.
2- Eğer her şey Arslan’ın kitabında iddia ettiği gibi ortada ise neden beş yıldır tutuklu yargılananlar, şu an hükümlü değil!?
3- Eğer Ergenekon diye bir örgüt var ise bu örgütün başı, şeması vs nerede diye sormayacağım, o soruya cevap verebilen yok! Çünkü hiçbir şey birbirini tutmuyor. Sadece şu sorunun cevabını isteyeceğim: BOP planında nasıl bir Türkiye öngörülüyor?! BOP’un Türkiye’deki eşbaşkanı kim ya da kimler?! Bu öngörüye göre nasıl bir anayasa, nasıl bir Ordu, nasıl bir siyasal rejim hedefleniyor?! Mısır, Tunus, Suriye, İran, Irak vb devletleri de karıştıran varlığı yok hükmünde olan Ergenekon mu yoksa?! Görüldüğü üzere gazetecilik basit sorular sorma, sonra da cevabını arama mesleği! Dahi olmaya gerek yok, soruyu sor, cevabını araştır, sonra da yüreğin yetiyorsa yayınla! Gazeteciliğin hülasası budur! Ama Arslan türü gazeteciler düşünmeyi, araştırmayı değil, istihbarat servislerinin ürettiği illüzyon üzerinden yazı yazmayı, kitap basmayı marifet sayıyorlar?! Yazık!
(…)
Bir kitapta anlatılacak kadar her şey basit ise Savcı’nın iddianamesi neden binlerce sayfadan oluşuyor?!
Her şey ortada ise yargılama neden bu kadar uzun sürüyor, hakim hükmü verir, dosya kapanır değil mi?!
Eğer mahkeme yargılama yapamıyor, bunun yerine BOP operasyonuna muhalif olanları esir / rehin tutma görevini ifa ediyor ise o zaman ortada gözden kaçırılmak istenen başka bir “hikaye” var demektir.
Şöyle ki:
Devletler katında işler, “yazılı talimat” ile yürür.
Askerler de, MİT de, Emniyet de yazılı talimat olmadan iş yapmaz!
Eğer “yazılı” değil de “şifahi” talimatla iş görülecek ise misal bir suikast yapılacak ise o zaman durum değişir.
İstihbari operasyonlarda satış anlık ve peşin olduğundan, çıraklığını yaparak bu işin ustalığına yükselmiş olanlar hemen gerekli önlemleri alır.
Yani toplantının yapılacağı, şifahi suikast talimatının verileceği ortama yerleşir ve görüntülü ya da sesli kayıt yapar, satış anı için belge oluşturur.
Belgenin güvenliğini yurtiçinde sağlayabiliyor ise güvenli bir yerde tutar ya da yurtdışına çıkartır, orada saklar.
Misal, hadise (suikast) gerçekleştikten sonra, Danıştay saldırısı, Hrant Dink suikasti, Rahip Santaro, ZirveYayınevi cinayetleri vb, medya üzerinden “suikast”le ilgili hızla algı yönetimi uygulanır, kamuoyu istenen algı’ya doğru yönlendirilir.
Cinayetler kimin üzerine yıkılacak ise o yönde yayın yapılır.
AKP & Gülen iktidarında işlenen tüm cinayetlerin failleri 48 saat içinde yakalandığına ve her defasında cinayet işlenmeden önceye dair istihbarat olduğu ortaya çıktığına göre, “Bu kahraman polis kimin polisi?” diye sormanın zamanı geldi de geçiyor demektir, değil mi sayın Arslan?!.
Geldiğimiz nokta itibariyle, ortaya çıkan hakikat şu:
BOP’eşbaşı AKP & Gülen ihanet şebekesi üzerinden Türkiye’yi destabilize etme, ulus devletten, Atatürk Türkiyesi’nden yana olanları “olağan şüpheli” durumuna düşürme bağlamında bazı “cinayetler” işlenmiş!
Aynı zamanda dini ya da etnik azınlıklar, bu suikastler üzerinden korkutulup AKP & Gülen’in arazisine doğru iteklenmiş!
Abdullah Gül’ün yanında saf tutmaları için zorlanmış!
(Hrant Dink suikasti sonrasında Ermeni cemaati AKP’ye oy verdi! Vs…)
Bu kaotik süreçte “reaksiyoner milliyetçi”, “ulusalcı odaklar” da (28 Şubat linki üzerinden) ya tahrik edilerek ya da tuzağa düşülerek “operasyon” öncesinde mayınlı araziye çekilmiş, izlemeye alınarak “olağan şüpheli” eşgali yaratılmaya çalışılmış.
(Veli Küçük, Kemal Kerinçsiz vb)
Suikast gerçekleştikten sonra da “algı yönetimi” üzerinden cinayetler, olmayan Ergenekon terör örgütünün üstüne yıkılmak istenmiş!
Tezgah bu!
Sonra da iddianame hazırlanmış, belgesi olmayan tamamıyla yoruma dayalı iddialar üzerinden tutuklamalar yapılmış.
Yani?!
Bir şey ne kadar sade ise o kadar nettir!
Bir şey ne kadar karışık ise o kadar operasyondur, kolpadır, düzmecedir!
Bakınız Ergenekon dava klasörleri, belgeler vs…
Nokta!
(…)
Buraya kadar anlattıklarım işin “devletler oyunu” ve/veya “istihbarat savaşları” kısmıydı.
Şimdi gelelim, Neo Roma’da yaşanan iç savaş kapsamında, bu kitap üzerinden verilmek istenen mesajlara:
1- İran operasyonu öncesinde, Gül, Erdoğan açıkça Gökçek üzerinden tehdit edilmiş. Ya İran sözünü tutarsınız ya da AKP iktidarında işlenen cinayetlerin arka planını deşifre ederiz mesajı verilmiş! Aynı zamanda Ergenekon davasının yok hükmünde olduğu kayda geçirilmiş.
2- Çankaya Savaşları kapsamında Sinan Aygün üzerinden, Melih Gökçek, Rifat Hisarcıklıoğlu, Zafer Çağlayan, Abdullah Gül vb isimler hedef alınmış. Her an kitapta eksik, karanlıkta bırakılan (öldürücü) enstantaneleri tamamlayabiliriz, akçeli pakçeli tüm ilişkilerinizi faş ederiz, mesajı geçilmiş.
3- Danıştay suikasti üzerinden Erdoğan’a çok açık mesaj verilmiş! Suikastin nasıl işlendiğine, talimatın nasıl ve nerede verildiğine dair sesli ve görüntülü donelere sahibiz, geri adım atmadan yürümeye devam et sert mesajı geçilmiş. Hrant Dink suikasti üzerinden Gökçek’e parmak izi hatırlatması yapılmış!
4- Kitapta, Jandarma içindeki F tipi kadroya dahil haber elemanları deşifre edilmiş. Afişe edilemeyen kadro ile ilgili ip uçları verilmiş. Bu kitap üzerinden Jandarma’ya, “F’Emniyet’in eli ile bu operasyonları biz Fetullahçı polisler yaptık” itirafnamesi yazdırılmış, kayda geçirtilmiş.
5- Kitapta açıkça Abdullah Gül, Melih Gökçek, Sinan Aygün, Çevik Bir (28 Şubat) bağlantısının altı çizilmiş, ortak yaptıkları “matruşka operasyonlar”a dair açık bir mesaj verilmiş: Oyun bitti ve/veya oynadığınız oyun bitti ya da tercih sizin, makber!
(…)
Sözün özü:
“Ulusal Güvenlik Danışmanları” kitapları ve/veya olayları böyle okur, bakar, o dünyanın dilini bu dünyanın diline (strateji) böyle tercüme eder, tarihe dipnot düşer.
Muhakkak, AKP & Gülen & Topaç & Bir’in danışmanları da böyle okumuş, kendilerini bilgilendirmiştir, değil mi?!
Demem o ki:
Adem Yavuz Arslan, istihbarat uzantılı gazeteci olmak yerine sadece gazeteci olsaydı, önce “para”yı sonra da “kadın”ı izlerdi.
“Para”yı, Sinan Aygün üzerinden izleyince, karşısına Melih Gökçek, Rifat Hisarcıklıoğlu, Zafer Çağlayan, Abdullah Gül vb zincir çıkacaktı!
O zaman da muhakkak korkup geri adım atacaktı.
“Kadın”ı, CNR Fuarcılık’tan Ceyda Eren üzerinden izleyince, karşısına Melih Gökçek, Çevik Bir, Kürşat Tüzmen, Fatih Çekirge, (Kemal Kılıçdaroğlu, Mustafa Sarıgül, Hüseyin Aslan) vb isimler çıkacaktı.
Bu resmi görünce, Gökçek, Arslan’ın Bugün’de görünmeyen patronu, o vakit haliyle tornistan yapacaktı!
(Çevik Bir, Çalık’a danışmanlık yaptı ise muhakkak yazılı vesikası vardır, değil mi?! Ya da hangi konularda Gül’e, Gökçek’e danışmanlık yaptığını gün gelir sorarlar adama!)
Ne var ki, genelde yerken, yağmalarken kurnaz olan bu topaç yapı, “stratejik kör” ve/veya bakar kör olduğu için benzer örnekte olduğu gibi kendi kendilerine de operasyon yapabiliyorlar!:))
Yazdıklarının ne anlama geldiğini biliyorlar, ne de konuştuklarının!
Demem şu ki:
Bu işin her iki ucu da BOP’lu değnek!
Kitabı yazana bir ucunu tutturmuşlar, diğer ucu ile de benim adını andıklarımı art arda sıralayıp aile pozu verdirmişler.
Ya da şöyle söyleyeyim:
Amerikan mafya filmlerinde vardır, mafyanın en tepesindeki filmin sonunda FBI’ın adamı çıkar, bunların durumu da o vaziyet!:))
(Sadece bu güruhtan (ardak) hesap sorma faslının uzaması, tamamıyla İran için verilen tutulması imkansız söz ve kürede yaşanan II. Dünya Savaşı şartlarından da büyük buhranın yaşanıyor olması nedeniyledir, ki o süreç’in de sonuna basınç altında sakin kalınarak gelinmiştir! Gordion Düğümü; Final!)
Netice:
Adem Yavuz Arslan’ın kitabında da açık seçik anlatıldığı ve/veya işaret edildiği üzere “Yok hükmümdeki” Ergenekon terör örgütünün zirvesi AKP & Gülen’in zirvesidir!
Gülen’dir!
Gül’dür!
Erdoğan’dır!
Çiçek’tir!
Topaç’tır!
“Kral çıplak”tır!
Dava, kamu vicdanında düşmüştür.
Balıklar ve Karıncalar için yer değiştirme vakti!
Nokta.
...
24
https://odatv.com/serefsiz-gulenciler-23-kasim-gecesi-ne-yapiyordunuz-23021811.html
https://odatv.com/fetonun-mirasini-yeni-hakimler-surduruyor-23021800.html
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-bmgkda-rusyadan-suriye-karari-40750877
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-hollandadan-skandal-karar-40750796
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/sozcu-dana-white-tum-taraflari-deasa-odaklanmaya-cagiriyoruz-40750814
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-gerilim-balkanlara-sicradi-40750764
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abd-basinindan-muthis-iddia-abd-turkiyeye-bunu-teklif-edecek-40750463
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/rumlar-tehdit-etti-pasaportlari-iptal-ederiz-kapilari-kapatiriz-40750397
http://www.haberturk.com/slovenya-da-genelkurmay-baskani-gorevden-alindi-1849425
http://www.haberturk.com/bruksel-de-hareketlilik-polis-bir-binanin-cevresini-kusatti-1849203
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43161554
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-43161555
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/twitterdan-duyurdu-bu-fotograflar-ortaligi-karistiracak-40750414
https://tr.sputniknews.com/avrupa/201802221032367277-italya-dogalgaz-devi-eni-kibris/
https://tr.sputniknews.com/rusya/201802221032366778-putin-rus-askerler-suriye-mukemmel-egitim-duzeyini-sergiledi
https://tr.sputniknews.com/analiz/201802221032366839-politico-trumpin-askeri-hirslari-obezite-uyusturucu-engeline-takilacak
http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/1849602-amerikada-turkiyeye-yeni-yasal-komplo
23 Şubat 2018
@HayrullahMahmud

22 Şubat 2018 Perşembe

TELEKOM, TEKEL, LİMAN'lar, ŞEKER derken, sıra geldi "federasyon anayasası" üzerinden 'üniter yapı'nın özel'leştirilmesine?!


"Doğada her şey bir değişimdir; fakat bu değişimin arkasında sonsuzluk yatar."
Wolfgang Van Goethe
“Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.”
Behçet Necatigil
"Derisini değiştirmeyen yılan, kafasını değiştirmeyen insan ölmeye mahkumdur.” Friedrich Wilhelm Nietzsche
“Bir değişimin önünde gidenler lider, ortasında gidenler durumu kavramış, sonunda gidenler sürüklenmiş olurlar ama karşı çıkanlar mutlaka yok olurlar.”
Napolyon
"Değişim, ancak içeriden açılabilen bir kapıdır."
Terry Neil
...
DURUM ANALİZ
Enstantane 1:
Suriye’de 15 Mart 2011 tarihinden bu yana süren iç savaşa siyasi çözüm çabaları henüz sonuç vermezken, diğer ülkelerin Suriye’deki askeri varlığı sürüyor. Hâlihazırda Türkiye’nin yanı sıra ABD, Rusya, İran’ın Suriye’de üsleri bulunuyor. Fransa ve İngiltere’nin de söz konusu ülkede askeri varlığı olduğu biliniyor.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/suriyede-hangi-ulke-nerede-40747383
(...)
Enstantane 2:
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ittifak üyesi Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi tedarik etme planıyla ilgili ittifak için ‘zor bir konu’ değerlendirmesinde bulundu. Stoltenberg, İtalya-Fransa konsorsiyumu ile de benzer müzakerelerin yapılmasını ise olumlu karşıladıklarını belirtti.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/stoltenberg-turkiyenin-s-400-alimi-zor-bir-konu-40749728
(...)
Enstantane 3:
AVRUPA Birliği (AB) Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, mart ayı sonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapılacak zirveyi önemsediklerini ancak Türkiye'nin 'üyeliğe değil stratejik ortaklığa odaklanması gerektiğini' söyledi. Hahn “Üst seviyede görüşmenin yapılması iyi. Liderler görüşmesi ilişiklerin normalleşmesine katkı sunabilir. Aynı zamanda sorunlar da görmezden gelinemez. İlişkilerdeki gerginlik hem bizim için hem Türkiye için faydalı değil” dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/abden-turkiyeyi-kizdiracak-teklif-40750045
(...)
Enstantane 4:
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Sırbistan ile Kosova arasındaki diyalog sürecine ABD'nin dahil olması durumunda tepkisiz kalmayacaklarını belirterek, "Sırbistan'ın talep etmesi durumunda Rusya da diyaloğa dahil olacaktır." dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/son-dakika-abd-ve-rusya-arasinda-yeni-gerilim-tepkisiz-kalmayiz-40749719
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/netanyahuya-yolsuzluk-sorusturmasinda-buyuk-darbe-40749788
http://www.hurriyet.com.tr/dunya/akdenizde-gaz-duellosu-40749726
(...)
Yorum şu:
Bir uç'undan ABD, AB çekti.
Diğer uç'undan Rusya.
Ukrayna parçalandı.
Yugoslavya?!
Türkiye'nin parçalanması, küre'de büyük güvenlik açığı yaratacağından, step by step 1979 + 1 süreç'i.
Hiç kimse salağa yatmasın, bu defa masum değilsiniz hiçbiriniz!
AKP, 28 Şubat, Gülen koalisyonu!
Nüans?1
Darbe'lerin en tehlikelisi istihbari darbe'dir.
Ex'cümle:
Türkiye özelleştirme adı altında yağmalanırken, erkete'de hangi istihbarat vardı?!
Federasyon anayasası üzerinden sıra geldi üniter yapı'nın özelleşmesine
Türkiye'yi özelleştirme adı altında tasfiye süreç'ine sokanları ne yapmalı?!
RAP... LARP... RAP...
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Quo vadis?!
Soru eksik!
Nereden geldik, nereye sürükleniyoruz?
Nüans?!
"Mevzu-u bahis vatan ise gerisi teferruattır" dedik, az gittik uz gittik, bugünlere geldik.
Soru:
Türkiye, BOP'ta özelleşmiş ise "Hangi Türkiye"?!
Ek soru:
Hangi devlet'lerin, hangi büyük şirket'lerin Türkiye'de yatırımları, büyük alımları var?!
El cevap:
Türkiye'nin stratejik kurumları özelleşirken üç maymun oynayanlar şimdi nerede?!
Tekel?!
Telekom?1
Limanlar?!
Dön dolaş yine geldik aynı nokta'ya:
Şeker fabrikaları'nın özelleştirilmesi.
Cargil'le başladı o hikaye.
Şimdi neredeyse kent merkezleri, şeker şurubu'ndan kaynaklı obez.
Nüans?!
Önce güvenlik!
Soru:
Yerli sermaye ne kadar "milli", yabancı sermaye ne kadar "yabancı"!?
Yani?!
Ak Parti ve/veya AKP, İsrail / İran makas'ına girdi ise Türkiye'deki hangi yatırımlar güven'de, hangileri büyük risk altında?!
Yani?!
Final sahnesini küresel (?) milli (!) sermaye finanse edecek!
Çok kanlı.
Demem o ki:
BOP'un final sahnesi'nde, yan gelip yatanlar ve/veya biz işimize bakarız diyenler İsrail / İran makas'ında!
Hangi sermaye!?
Sözde mi özde mi?!
Demem şu ki:
Değiştirilmek istenen ve halen yürürlükte olan 1982 Anayasası'na göre "Angarya" suçtur!
İMECE diye çok yazdık ama İMECE böyle bir şey değil!
Hasılı:
Türkiye yağmalanırken erkete'de kim ya da kimlerin olduğu sır değil.
http://www.haberturk.com/seker-fabrikasi-na-ilk-talip-geldi-1848939-ekonomi
http://www.hurriyet.com.tr/iste-ozellestirme-yolu-acilan-100-kurulus-40195316
Ezcümle:
Sabah'tan link basıyoruz, çünkü orada yayınlanan yazılarımızın arşiv'i duruyor.
HaberTürk'teki arşiv yerinde durmadığı için eski yazılar yok.
star'daki yazılar ise dönemim istihbaratı Erdoğan'a yalakalık olsun diye Zapsu'nun talimatı ile silmişti, bu sebep'ten ulaşılamıyor.
Bunu niçin yazdık, gazete isimlerinden fal açmaya kalkanlar yanlış analiz yapmasın diye.
Hürriyet'teki haber link'lerine basıyoruz, çünkü HM yazı arşiv'i, 2007'e akan süreç'te, istihbarat oyunlarına kurban gitti.
Bu sebep'ten o arşiv rötarlı.
Hürriyet de arşiv listemizde!
Ex'cümle:
Bugün'ün hikayesi, dün'künden mek parmak farklı!
Ne kadar kolpacı varsa İsrail / İran makas'ında!
Nüans?!
Nitelikli muhalefet için nitelikli katkı elzem.
Öküz, tren'in geçtiğini 16 saniye sonra fark ediyor.
Bu sebep'ten diyoruz ki, "bilinç yarılması"nı ortadan kaldırmak için merkez medya'da dönüşüm elzem.
Nokta.
...
ARŞİVDEN KİTAP ÖZET'İ
Kitabın adı: Reklamcılıktan Nefret Eden Reklamcı
http://www.kapital.com.tr/index.php?p=show&k_id=0&pid=121
Yazarı: Howard Gossage
Çeviri: Aytül Özer
Kapital Medya A.Ş.
Nisan 2007
488 sayfa
17.50 TL.
(...)
Sayfa 21:
Reklamcılık, "39 centlik bir raptiyeye vurulan milyarlarca dolarlık bir çekiçtir. Sektörde bu işe saygı duyan tek bir birinci sınıf beyin tanımıyorum."
(...)
Sayfa 37:
Howard'ın dediği gibi " bir fili öldürmek için her yerini yaralamanız gerekmez. Doğru yere tek bir kez ateş etmek yeterli olacaktır."
(...)
Sayfa 39:
"Tüketicilere nasıl reklamlar istediklerini sormak bir kürek mahkumuna işi konusunda beden eğitimi açısından ne düşündüğünü sormak gibidir."
(...)
Sayfa 67:
İyi bir buluş, birincisi, gereksiz olmalıdır. İkincisi, yüzde 50 kaygılı karalamalar, yüzde 37 reklam, yüzde 90 ambalaj ve yüzde 0.5 gerçek malzemeler.
(...)
Sayfa 92:
"Peynirle tuzak hazırlarken her zaman fareye de yer bırakın."
(...)
Sayfa 92:
"Herkesi şaşırtmak için Fransızca'ya gereksinim duymayalı çok uzun zaman oldu."
(...)
Sayfa 95:
"Dallaslı Bir Yurttaştan Muhtıra / Memo from a Dallas citizen!"
(...)
Sayfa 143:
Freud'a göre "tabunun temeli bilinçaltında güçlü bir eğilim olarak bulunun yasak eylem!”
(...)
Sayfa 155:
Bir zamanlar bir pelerin ve bir takım elbise üreticisi Roma'ya gitmiş ve oradayken Papa'nın huzuruna kabul edilmeyi başarmıştı. Döndüğünde bir arkadaşı "Papa nasıl görünüyordu?"diye sordu. Terzi şöyle yanıtladı: "41 beden!"
(...)
Sayfa 173:
Pink Air Pipeline / Pembe Hava Boru Hattı
(...)
Sayfa 197:
Fare Şoku: "Nüfus yaşamı zorlaştıracak kadar yüksek düzeyde artış gösterdiğinde, fareler katalepsiye (İstenç yitimine) benzer bir şok hastalığa tutuluyor." Şimdi, fare şoku semptomlarının nasıl tanımlandığına dikkat etmenizi istiyorum: "Yaşadıkları stres artar. Titrer ve sarsılır ve ardından amaçsızca koşmaya başlarlar."
(...)
Sayfa 212:
Reklam yazarlığı gerçek yazarlık değildir, başka bir şeydir.
(...)
Sayfa 217:
Bana kalırsa, basın özgürlüğü, cumhuriyetin dayandığı bütün kavramlar arasında büyük farkla en bilineni. Bu hiç de garip değil, çünkü basın özgürlüğünü desteklemekle en çok ilgilenenler, bu konuda en fazla olanağa sahip olanlar: Gazetelerin kendisi!
(...)
Sayfa 242:
"Kıyamet günü yakın"
(...)
Sayfa 313:
Belli ki slogan şudur: "Başarıyı tartışamazsınız."
(...)
Sayfa 325:
24 Mart 1964'te, John F. Kennedy suikastinden dört ay sonra, Look dergisi J.M. Shea, Jr'ın kaleminden "Dallaslı Bir Yurttaştan Muhtıra"yı yayınladı. Makale Dallaslı sivil liderleri aşırı örgütlere karşı çıkmadıkları için eleştiriyordu. "Nefret saçanlar geldiğinde sadece geride durup taşların havada uçmasını izin verdiler." Tanıdıkların sözlerini de aktardı: "Bir piçin ölmesine sevindim. Ama bu iş burada olmak zorunda mıydı?"
(...)
Sayfa 349:
To contract: Bir hastalığa yakalanmak anlamında özgün fiil "to contact" aynı zamanda "anlaşma, sözleşme yapmak" anlamına da geliyor.
(...)
Sayfa 350:
Bertrand Russell'ın "Tüm sıra dışı enerjilerin sıradışı düzeyde bir çaresizlikten kaynaklandığına" ilişkin kuramına örnek oluşturabilirdi. Ancak o zaman kafamdan geçen Samuel Johnson bir tümcesiydi: "Emin olun Bayım, bir adam iki hafta içinde asılacağını bildiğinde, bu onun aklını mükemmel biçimde toplamasını sağlar."
(...)
Sayfa 352:
Ya da Nazi zihnini ele geçiren Götterdammerung (Tanrı'nın şafağı) kompleksi söz konusu olabilir.
(...)
Sayfa 357:
Howard da bir keresinde bu çalışma biçimini "Isınmak için bir araya gelmiş bir grup yalnız insan" olarak tanımladı.
(...)
Sayfa 368:
Vanity Fair makalesinden alıntı yaparsak, "... o dogmatik varsayımlardan uzaktı."
(...)
Sayfa 373:
"Eğer toplantının konusu renkse, benim burada ne işim var ki? Ben renkkörüyüm" dedi ve gitti.
(...)
Sayfa 380:
En sevdiği özdeyişlerden biri şuydu: "Yapmaya değerse abartmaya da değer demektir."
(...)
Sayfa 409:
Onun sözleriyle, "İnsanlar reklamları okumuyor. İlgi duydukları şeyleri okuyorlar ve bazen bu bir reklam oluyor."
(...)
Sayfa 410:
Howard gerçek gerilla mıydı? "Evet!" Gerillalar hedeflerine ulaşmak için sıradan ve geleneksel olmayan yöntemler kullanır. Bu bana onu anımsatıyor. Gerillalar nadiren kitabı izler; onlar kuralları ilerledikçe belirleyerek ekstra esneklik sağlarlar.Howard yol boyunca kesinlikle böyleydi. Gerillalar sınırsız bir banka hesabının acımasız gücü yerine, zaman, enerji ve hayalin acımasız gücüne güvenirler. Bu da Howard'ın Gerilla'nın Kutsal Kitabı'ndaki Adem olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.
(...)
Sayfa 410:
"Neden bu kadar çok iş değiştirdin?" diye sordum. "Bir şeye razı olmadan önce, neye razı olacağımı bilmek zorundaydım" diye yanıtladı. Howard. Sonucu asla göz ardı etmedi. Odak noktasına asla temel satış fikrinden uzaklaştırıp, allı pullu özel efekte kaydırmadı.
(...)
Sayfa 425:
"Suyu kimin keşfettiğini bilmiyoruz, ancak keşfedenin bir balık olmadığından kesinlikle eminiz."
(...)
Sayfa 485:
"Harika! Ben de bir anarşistim. Ben de bir monarşistim." Ve ardından, heyecan verici bir itiraf olarak, ansızın, benim kendi adıma söyleyemeyeceğim bir şeyi ekledi: "Ben bir hükümdarım!"
Nokta.

22 Şubat 2018
@HayrullahMahmud