Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Millici şair Mehmed Akif Ersoy
...
24
‘Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”
Millici şair Mehmed Akif Ersoy
...
24
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/ingilterede-buyuk-patlama- 40753607
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/arap-birligi-abdnin-karari- provokatif-40753615
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/kktc-sondaja-birlikte-karar -verelim-40753617
http://www.haberturk.com/wagne r-grubu-nedir-rusya-uzmanlari- putinin-parali-askerleri-olan- wagner-grubu-nu-anlatti- 1853055
http://www.haberturk.com/suudi -arabistan-dan-kadin-asker- acilimi-1852947
https://tr.sputniknews.com/tur kiye/201802261032396280-turkiy e-borc-belediye-akparti/
https://tr.sputniknews.com/rus ya/201802251032392976-moskova- alisveris-merkezi-bomba- ihbari/
http://tr.euronews.com/2018/02 /25/juncker-den-makedonya-ya- isim-anlasmazl-g-n-cozun?
https://tr.sputniknews.com/ort adogu/201802251032391897-dsg- afrin-ateskese-uymaya-haziriz/
https://tr.sputniknews.com/eko nomi/201802261032396701-osb- sanayi-elektrik-zam/
https://www.reuters.com/articl e/us-latvia-banking/latvia- calls-emergency-meeting-after- third-largest-bank-fails- idUSKCN1G80L1
http://tr.euronews.com/2018/02 /25/meral-aksener-abd-ile-dusm ansak-kurecik-ve-incirlik-i- neden-kapatm-yorsunuz-
...
DURUM ANALİZ
http://www.hurriyet.com.tr/dun
http://www.hurriyet.com.tr/dun
http://www.haberturk.com/wagne
http://www.haberturk.com/suudi
https://tr.sputniknews.com/tur
https://tr.sputniknews.com/rus
http://tr.euronews.com/2018/02
https://tr.sputniknews.com/ort
https://tr.sputniknews.com/eko
https://www.reuters.com/articl
http://tr.euronews.com/2018/02
...
DURUM ANALİZ
Haber şu:
Erdoğan, Salih Müslim'in iadesi'ni istedi!
http://www.dw.com/tr/erdo%C4%9 Fan-m%C3%BCslimin-iadesini-ist edi/a-42735001
(...)
Yorum şu:
http://www.dw.com/tr/erdo%C4%9
(...)
Yorum şu:
Son'un başlangıç'ı kare kare:
Step 1:
Step 1:
13 Şubat 1999 Apo Kenya'da paketlendi, 15 Şubat'ta Türkiye'ye getirildi.
https://tr.sputniknews.com/tur kish.ruvr.ru/2014_02_13/Abdull ah-Odjalan/
Ecevit: "Apo'yu neden geri verdiler bilmiyorum!"
http://arsiv.sabah.com.tr/2005 /04/13/gnd101.html
(...)
Step 2:
https://tr.sputniknews.com/tur
Ecevit: "Apo'yu neden geri verdiler bilmiyorum!"
http://arsiv.sabah.com.tr/2005
(...)
Step 2:
17 Ağustos 1999, Gölcük (HAARP) deprem'i!
https://www.yenisafak.com/bilg i/18-yildonumunde-17-agustos- depremi-2780438
(...)
Step 3:
https://www.yenisafak.com/bilg
(...)
Step 3:
21 Şubat 2001 Ekonomik Krizi ve/veya 1998 Rusya Krizi ve 1999 Marmara Depremi Sonuçları!
MGK'da anayasa kitapçığının fırlatılması sonrasında, 10 yıl önce Türkiye eşi görülmemiş bir ekonomik krize sürüklendi. Faiz bir gecede yüzde 7 bin 500'e yükseldi. Dolar 1.1 milyon lirayı aştı, enflasyon yüzde 70'e yaklaştı.
https://ekonomist.co/ekonomist /ekonomi/2001-ekonomik-krizi- nedeni-sonucu-8466/
http://www.jurnal.net/ekonomi/ 2011/02/22/21-subat-2001-ekono mik-krizi.htm
(...)
Step 4:
https://ekonomist.co/ekonomist
http://www.jurnal.net/ekonomi/
(...)
Step 4:
Başbakan Ecevit hasta, ülkeyi yönetemiyor haberleri medya'da gündem oldu!
http://www.turkiyegazetesi.com .tr/Genel/a161523.aspx
(...)
Step 5:
http://www.turkiyegazetesi.com
(...)
Step 5:
14 Ağustos 2001, AKP kuruldu.
http://www.hurriyet.com.tr/ada let-ve-kalkinma-partisi-kuruld u-10017
(...)
http://www.hurriyet.com.tr/ada
(...)
Step 6:
Bahçeli'nin bir anda ülkeyi seçim'e sürüklemesi ve Uzan'ın GP'sinin katkısı ile 3 Kasım 2002 tarih'inde sandık'tan AKP "devlet güç'ü"nde çıktı, yek başına yasa yapma hakkını elde etti.
https://www.yenisafak.com/vide o-galeri/politika/tarih-3-kasi m-2002-bahceli-boyle-istifa- etmisti-19359
(...)
Step 7:
https://www.yenisafak.com/vide
(...)
Step 7:
1 Mart (2003) Tezkeresi TBMM'den söz verildiği halde, Başbakan Gül ve TBMM Başkanı Arınç'ın organizasyonu ile geçirilmedi!
http://www.hurriyet.com.tr/yaz arlar/ipek-ozbey/hala-1-mart- tezkeresinin-bedelini-oduyoruz -40604617
Saddam Hüseyin, 9 Nisan 2003'te devrildi.
http://www.haberturk.com/gunde m/haber/4840-saddam-huseyin- kimdir-neden-idam-cezasi-aldi
Zapsu'nun katkısı ile 4 Temmuz 2003 tarihinde 11 Türk askerinin başına çuval geçirildi, Erdoğan nota vermek müzük notası vermeye benzemez dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/13- sayfalik-cuval-sirri-23649390
Ecevit'in öldüğü açıklandı.
http://www.dw.com/tr/b%C3%BCle nt-ecevit-ya%C5%9Fam%C4%B1n% C4%B1-yitirdi/a-2520283
http://www.gazetevatan.com/-er dogan-in-2-yil-omru-kaldi--435 005-gundem/
http://www.hurriyet.com.tr/yaz
Saddam Hüseyin, 9 Nisan 2003'te devrildi.
http://www.haberturk.com/gunde
Zapsu'nun katkısı ile 4 Temmuz 2003 tarihinde 11 Türk askerinin başına çuval geçirildi, Erdoğan nota vermek müzük notası vermeye benzemez dedi.
http://www.hurriyet.com.tr/13-
Ecevit'in öldüğü açıklandı.
http://www.dw.com/tr/b%C3%BCle
http://www.gazetevatan.com/-er
(...)
Ezcümle:
Ezcümle:
Irak'tı, Suriye üzerinden İran oldu.
Ecevit'ti, Erdoğan oldu.
"İran'la savaş" geri sayım'ı tamam'lanıyor.
Bugün aslında dündü.
Ecevit'ti, Erdoğan oldu.
"İran'la savaş" geri sayım'ı tamam'lanıyor.
Bugün aslında dündü.
1 Mart Tezkeresi bumerang.
Nokta.
...
DURUM
Nokta.
...
DURUM
Haber şu:
Ateşkes muamması!
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/ateskes-muammasi-40753619
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/ankara-zeytin-dalini-kapsam iyor-40753622
http://www.hurriyet.com.tr/dun ya/irakta-15-turk-kadina-idam- cezasi-verildi-40753614
(...)
Yorum şu:
http://www.hurriyet.com.tr/dun
http://www.hurriyet.com.tr/dun
http://www.hurriyet.com.tr/dun
(...)
Yorum şu:
Hikaye bu ya…
Adam eşini çok seviyormuş.
Eşiyle aralarında da çok iyi bir ten uyumu varmış.
O yüzden de karısının saçı hiç kuru kalmazmış.
Bir süre sonra haliyle kadın hamile kalmış.
Adam yine durmamış.
Aradan aylar geçmiş, adam bir türlü dur durak bilmiyor!
Altı, yedi, sekiz derken sıra dokuzuncu aya gelmiş.
Ne var ki, ateşli kocayı tutabilene aşk olsun.
Adam yine eşini yatakta yalnız bırakmıyor.
Derken o günlerden birinde, doğum anı gelmiş, çatmış.
Kadını hemen hastaneye kaldırmışlar.
Doğumhaneye almışlar ve bebeğin doğması için beklemeye başlamışlar.
Saatler geçmiş, bebek direniyor, bir türlü çıkmıyor.
Her defasında da, kafasını anasının rahminden dışarı çıkartıp, karşısında kim varsa fark etmez doktor ya da hemşireye soruyormuş:
“Sen benim babam mısın?!”
“Hayır” cevabını duyunca da, hemen pıt diye başını içeri çekiveriyormuş.
Bu soru-cevap faslı epey bir müddet devam etmiş.
En sonunda doktor dayanamamış ve kükremiş:
“Bulun şu fırlatmanın babasını da çıksın dışarı, saatlerdir bizi burada oyalıyor, daha yapacak bir sürü işimiz gücümüz var!”
Bunun üzerine, hemşirelerden biri hemen bekleme odasına koşup çocuğun babasını bulmuş ve doğumhaneden içeri sokmuş.
Bebek yine kafasını dışarı çıkartıp, sormuş:
"Sen benim babam mısın?!"
Baba heyecanla cevap vermiş:
“Evet yavrucuğum, ben senin babanım!”
Bebek bunun üzerine parmağıyla babasına “yaklaş” işareti yapmış.
Baba tebessüm ederek yaklaşmış.
Bebek, öfkeyle, parmağını babasının alnına değdirip, söylenmeye başlamış:
“Nasıl oluyormuş ha, nasıl oluyormuş! Nasıl oluyormuş!”
Ex'cümle:Bugünün hikayesi geçmişte yazıldı.
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
Adam eşini çok seviyormuş.
Eşiyle aralarında da çok iyi bir ten uyumu varmış.
O yüzden de karısının saçı hiç kuru kalmazmış.
Bir süre sonra haliyle kadın hamile kalmış.
Adam yine durmamış.
Aradan aylar geçmiş, adam bir türlü dur durak bilmiyor!
Altı, yedi, sekiz derken sıra dokuzuncu aya gelmiş.
Ne var ki, ateşli kocayı tutabilene aşk olsun.
Adam yine eşini yatakta yalnız bırakmıyor.
Derken o günlerden birinde, doğum anı gelmiş, çatmış.
Kadını hemen hastaneye kaldırmışlar.
Doğumhaneye almışlar ve bebeğin doğması için beklemeye başlamışlar.
Saatler geçmiş, bebek direniyor, bir türlü çıkmıyor.
Her defasında da, kafasını anasının rahminden dışarı çıkartıp, karşısında kim varsa fark etmez doktor ya da hemşireye soruyormuş:
“Sen benim babam mısın?!”
“Hayır” cevabını duyunca da, hemen pıt diye başını içeri çekiveriyormuş.
Bu soru-cevap faslı epey bir müddet devam etmiş.
En sonunda doktor dayanamamış ve kükremiş:
“Bulun şu fırlatmanın babasını da çıksın dışarı, saatlerdir bizi burada oyalıyor, daha yapacak bir sürü işimiz gücümüz var!”
Bunun üzerine, hemşirelerden biri hemen bekleme odasına koşup çocuğun babasını bulmuş ve doğumhaneden içeri sokmuş.
Bebek yine kafasını dışarı çıkartıp, sormuş:
"Sen benim babam mısın?!"
Baba heyecanla cevap vermiş:
“Evet yavrucuğum, ben senin babanım!”
Bebek bunun üzerine parmağıyla babasına “yaklaş” işareti yapmış.
Baba tebessüm ederek yaklaşmış.
Bebek, öfkeyle, parmağını babasının alnına değdirip, söylenmeye başlamış:
“Nasıl oluyormuş ha, nasıl oluyormuş! Nasıl oluyormuş!”
Ex'cümle:Bugünün hikayesi geçmişte yazıldı.
Nokta.
...
NEDİR NE DEĞİLDİR
8 Aralık 2006 tarihli yazıdan bir pasaj:
MİT’in burada Erdoğan üzerinden yapmaya çalıştığı; düpedüz rejime fiili darbedir.
Türkiye’de sivil bir “Diktatörlük” inşa etme denemesidir.
Yeri gelmişken hatırlatalım; dünyada üç tür diktatörlük şekli vardır:
1-Sivil diktatörlük, (İdeolojik, oligarşik ve dini diktatörlük).
2- İstihbari diktatörlük.
3- Askeri diktatörlük.
Bilinmesi gerekir ki, en tehlikeli diktatörlük şekilleri “sivil” ve “istihbari” diktatörlüklerdir. Bu anlamda, yakın geçmişte SCCB örneğini inceleyebilirsiniz.
En masum diktatörlük türü de, askeri diktatörlüktür.
Ezcümle:
Neo demokrasi kodlaması kapsamında, Neo Mısır patlaması!
Nüans?!
Deja vu!?
"Sanki biz bunları 2006'da yaşamıştık", hissi veren kare'ler ve/veya "duvardaki tüfek patlar mı?" diye sormaya gerek var mı?
Tablo ortada!
Nokta.
...
VAZİYET
MİT’in burada Erdoğan üzerinden yapmaya çalıştığı; düpedüz rejime fiili darbedir.
Türkiye’de sivil bir “Diktatörlük” inşa etme denemesidir.
Yeri gelmişken hatırlatalım; dünyada üç tür diktatörlük şekli vardır:
1-Sivil diktatörlük, (İdeolojik, oligarşik ve dini diktatörlük).
2- İstihbari diktatörlük.
3- Askeri diktatörlük.
Bilinmesi gerekir ki, en tehlikeli diktatörlük şekilleri “sivil” ve “istihbari” diktatörlüklerdir. Bu anlamda, yakın geçmişte SCCB örneğini inceleyebilirsiniz.
En masum diktatörlük türü de, askeri diktatörlüktür.
Ezcümle:
Neo demokrasi kodlaması kapsamında, Neo Mısır patlaması!
Nüans?!
Deja vu!?
"Sanki biz bunları 2006'da yaşamıştık", hissi veren kare'ler ve/veya "duvardaki tüfek patlar mı?" diye sormaya gerek var mı?
Tablo ortada!
Nokta.
...
VAZİYET
"İstihbari darbe" ortamında merkez medya nedir, ne değildir?!
Ünlü Romen asıllı Fransız oyun yazarı Ionesco, “Gergedan” adlı oyununda bu durumu çok güzel hicveder.
Romen halkının “suskun” kalarak faşizme, nazizme nasıl teslim olduğunu, kasabada yaşayan insanların nasıl birer ikişer “gergedanlaştığını” ironik bir dilde anlatır.
Ionesco oyununda izleyiciye; “Gergedanlaşmak, sadece Romenler’in değil, baskılara, diktatörlere, faşizme ya da komünizme savaşmadan, mücadele etmeden teslim olanların, boyun eğenlerin ve satılanların genel, açık kaçınılmaz kaderidir” mesajını verir.
Nitekim...
II. Dünya Savaşı sonrasının en seçkin Alman yazarları arasında yer alan Martin Walser de, “Fink’in Savaşı” adlı eserinde bu anlamda bir öyküye yer verir.
Romanın kahramanı Stefan Fink, kendi halinde bir devlet memurudur.
Almanya’nın Wiesbaden kentindeki bir devlet dairesinde, tamı tamına 18 yıldır kilise ve din işlerinden sorumlu bir memur olarak çalışmaktadır.
Seçimlerde hükümet el değiştirince yeni “Devlet Bakanı” yalan ifadeler kullanarak ve hatta iftira atarak Fink’i bir başka yere tayin ettirip, yerine de hükümete yakın birini getirir.
Ki...
Bakan, görevden almaya gerekçe olarak da, Fink’in görevini kötüye kullandığını, hakkında şikayetler olduğunu ileri sürer.
Artık bundan sonrası hikayenin kahramanı Fink için yalnızca bir yer değişikliği sorunu değil, aynı zamanda “onurunu kurtarma” sorununa dönüşmüştür.
İktidar partisi tarafından alçakça suçlanan Stefan Fink, savaşmaya karar verir.
Bunun için de elinden gelen her şeyi yapar!
Tanıdığı politikacıları devreye sokarak, kilolarca belgeyi gizlice kopyalar.
Yitirdiği saygınlığını, zedelenen onurunu kurtarmak için “tek kişilik bir ordu” gibi çılgınca didinir. İktidara karşı taarruza geçer.
Artık Fink’in iade-i onur savaşı başlamıştır.
Walser eserinde işte bu onurlu mücadeleyi anlatır.
Hülasa:
Türkiye'de karşı darbeciler, BOP'çular;
Atatürkçüler'i içeri attı.
Sesimi çıkarmadım!
Çünkü Atatürkçü değildim.
Sonra, liberalleri toplamaya başladılar.
Bu kez de sesimi çıkarmadım!
Çünkü liberal de değildim!
Derken sıra safdaş'lara geldi...
Hâlâ susuyordum!
Çünkü kolpacıydım, onlardan da değilim diyordum.
Sonunda MİT'çileri de götürdüler...
Ama sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!
Ezcümle:
"Merkez Medya" dönüşmeden, bakış açısı değişmez!
Fasit daire.
Real Politik: Trump.
Neo II. Dünya savaşı realitesi.
Nokta.
26 Şubat 2018
@HayrullahMahmud
Romen halkının “suskun” kalarak faşizme, nazizme nasıl teslim olduğunu, kasabada yaşayan insanların nasıl birer ikişer “gergedanlaştığını” ironik bir dilde anlatır.
Ionesco oyununda izleyiciye; “Gergedanlaşmak, sadece Romenler’in değil, baskılara, diktatörlere, faşizme ya da komünizme savaşmadan, mücadele etmeden teslim olanların, boyun eğenlerin ve satılanların genel, açık kaçınılmaz kaderidir” mesajını verir.
Nitekim...
II. Dünya Savaşı sonrasının en seçkin Alman yazarları arasında yer alan Martin Walser de, “Fink’in Savaşı” adlı eserinde bu anlamda bir öyküye yer verir.
Romanın kahramanı Stefan Fink, kendi halinde bir devlet memurudur.
Almanya’nın Wiesbaden kentindeki bir devlet dairesinde, tamı tamına 18 yıldır kilise ve din işlerinden sorumlu bir memur olarak çalışmaktadır.
Seçimlerde hükümet el değiştirince yeni “Devlet Bakanı” yalan ifadeler kullanarak ve hatta iftira atarak Fink’i bir başka yere tayin ettirip, yerine de hükümete yakın birini getirir.
Ki...
Bakan, görevden almaya gerekçe olarak da, Fink’in görevini kötüye kullandığını, hakkında şikayetler olduğunu ileri sürer.
Artık bundan sonrası hikayenin kahramanı Fink için yalnızca bir yer değişikliği sorunu değil, aynı zamanda “onurunu kurtarma” sorununa dönüşmüştür.
İktidar partisi tarafından alçakça suçlanan Stefan Fink, savaşmaya karar verir.
Bunun için de elinden gelen her şeyi yapar!
Tanıdığı politikacıları devreye sokarak, kilolarca belgeyi gizlice kopyalar.
Yitirdiği saygınlığını, zedelenen onurunu kurtarmak için “tek kişilik bir ordu” gibi çılgınca didinir. İktidara karşı taarruza geçer.
Artık Fink’in iade-i onur savaşı başlamıştır.
Walser eserinde işte bu onurlu mücadeleyi anlatır.
Hülasa:
Türkiye'de karşı darbeciler, BOP'çular;
Atatürkçüler'i içeri attı.
Sesimi çıkarmadım!
Çünkü Atatürkçü değildim.
Sonra, liberalleri toplamaya başladılar.
Bu kez de sesimi çıkarmadım!
Çünkü liberal de değildim!
Derken sıra safdaş'lara geldi...
Hâlâ susuyordum!
Çünkü kolpacıydım, onlardan da değilim diyordum.
Sonunda MİT'çileri de götürdüler...
Ama sesini çıkaracak kimse kalmamıştı!
Ezcümle:
"Merkez Medya" dönüşmeden, bakış açısı değişmez!
Fasit daire.
Real Politik: Trump.
Neo II. Dünya savaşı realitesi.
Nokta.
26 Şubat 2018
@HayrullahMahmud